loading
close
SON DAKİKALAR

Tantana bitmez

Hüsnü Mahalli
Tarih: 15.07.2020
Kaynak: Hüsnü Mahalli - Korkusuz

Hüsnü Mahalli: AKP’yi içerde sıkıştıracak dış kaynaklı ola­ğanüstü bir gelişme olmazsa ASLA.

İdlib’de işler karışmak üzere.

Böyle devam ederse Türkiye ile Mısır her an Libya’da askeri olarak karşı karşıya gelebilir.

Böyle bir olasılık gerçekleşirse varın siz düşünün cümle halimizi.

Suriye ve Libya’da Türkiye ve Rusya karşı karşıya.

Dost geçinen iki “ düşman” ülke.

Şimdi de Azerbeycan-Ermenistan olası savaşından söz edenler var.

Azerbaycan’ın arkasında ya da yanında Tür­kiye, Ermenistan’ın yanında Rusya var.

“Hıristiyan” Batı doğal olarak Hıristiyan Ermenistan’a yardım eder.

Ama onlar Katolik.

Ermenistan ise Rusya ve Yunanistan gibi Ortodoks.

AKP yönetiminde Türkiye’nin hepsiy­le kavgası var.

İdeolojik olarak.

Batı AKP yönetiminde Türkiye’nin milliyetçi-dinci söyleminden rahatsız ve tedirgin.

AKP yönetiminde Türkiye Avrupa’nın her yerinde İslamcılara destek veriyor ve bunu gizlemiyor.

Olay bir Ayasofya hikayesi değil.

Olay bir egemenlik konusu da değil.

Olay içerde devleti ve toplumu İs­lamlaştırma çabası içinde olan AKP’nin tercihleridir.

Olay dışardakilere “Bakın size laik bir Türkiye inşa ediyoruz” deme çabasıdır.

Yoksa AKP yönetiminde Türkiye’nin Arap coğrafyasında ne işi var?

Hem de sulh için değil harp için.

AKP yönetiminde Türkiye dış politikası­nı daha çok asker-istihbarat-din üçgeninde yürütüyor.

Vazgeçer mi?

AKP’yi içerde sıkıştıracak dış kaynaklı ola­ğanüstü bir gelişme olmazsa ASLA.

Peki böyle bir gelişme olasılığı var mı?

Kısa ve orta vadede HAYIR.

AKP yönetiminde Türkiye’nin her yeri karıştırma söylem ve eylem politikası belki de “bazı ülke, güç ve çevreleri” mutlu ediyor”

Bu COĞRAFYA’nın bir 100 yıl daha karı­şık kalması için.

Geçen 100 yılda neler neler yaşanmadı bu COĞRAFYA’da!

İşgaller, savaşlar, iç savaşlar, ayaklanmalar, darbeler ve bildik rezillikler.

COĞRAFYA’nın tüm ülkeleri perişan oldu, milli servetleri talan edildi ve halkları yoksulluk ve cahilliğin çukuruna sürüklendi.

Sonunda İsrail kuruldu ve şimdiki gücüne kavuştu.

2018’de ABD ile birlikte Kudüs’ü “Dünya Yahudilerinin dini ve ebedi başkenti” ilan eden İsrail’e tepki göstermeyen İslamcılar şimdi Ayasofya kararına seviniyor.

İLGİNÇ!

Aynı İslamcılar Kanlı Arap Baharı sürecinde ya birbirini boğazladı ya da birbirini boğazla­yan “din kardeşlerine” ya yardım etti ya da sevindi.

Örnek mi?

Bugün Libya’da savaşan her grup “ En hakiki Müslüman benim” diyor.

Bazıları ılımlı bazıları radikal.

Bir bölümü de çok radikal.

Hepsi Sünni onlara yardım eden ülke­ler de Sünni.

Türkiye- Katar, Mısır-BAE-Suudi Arabis­tan-Sudan-Ürdün ve diğerleri.

Rusya, Fransa, ABD, Almanya, İtalya, Almanya ve diğerleri ise Ortodoks ve Katolik Hıristiyan.

Tantana bitmeyeceğine kadar istediğiniz gibi senaryo yazabilirsiniz.

Ayasofya konusunu da bir yerlere yerleşti­rebilirsiniz.

Hatırlıyorum da 1974 sonlarına doğru Ecevit-Erbakan hükümeti Türkiye’yi ziyaret etmesi için Kaddafi’ye davet gönderdiğinde o da “Ayasofya’da namaz kılma koşuluyla gelirim” demişti.

Benim bildiğim kadarıyla bu davet 1977 ve 1980’nin başlarında iki kez tekrarlandı ama Kaddafi’nin yanıtı aynı olunca ziyaret bir türlü gerçekleşmedi.

Oysa Kaddafi 1974 Kıbrıs Çıkartması başta olmak üzere Türkiye’ye birçok konuda sınırsız ve koşulsuz yardım etmişti.

O etmişti ama AKP yönetiminde Türkiye 2011 sonrasında Müslüman ve Hıristiyan ülkelerle birlikte Libya’nın bu hale gelmesi için “özel” çaba harcadı.

Suriye, Irak, Lübnan, Somali, Yemen ve diğer ülke ve bölgelerde olduğu gibi.

Tek kelimeyle MÜTHİŞ!

Şimdi sıra Kafkas’larda.

Geçmişi de var ama en az 30 yıllık Yukarı Karabağ sorunundan dolayı.

Karabağ ve çevresindeki 5 Azeri kasaba 30 yıldır Ermenistan işgali altında.

Filistin ve Kıbrıs konusunda olduğu gibi elli­den fazla Müslüman ülke hiç bir şey yapmadı ya da yapamadı.

Müslüman ülkeler yalnızca kendi ara­larda savaşıp birbirlerini boğazlamayı bilir.

O da yetmezse her ülkede insanlar birbirini boğazlar.

Dinsel, mezhepsel, grupsal, çıkarsal ve garip nedenlerden dolayı.

Sonra da “Vay efendim Müslüman ülkeler çok geri” söylemi.

NEDEN?

Çünkü bu ülkelerdeki “ iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hiya­net içinde”.

Peki ne tür silahları var?

“Dini bağnazlık, yoksulluk ve cehalet”

Sıralaması hiç önemli değil.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları