loading
close
SON DAKİKALAR

Bu kaostan ülkeyi çıkarabileceklerine inanıyorlar mı?

Orhan Bursalı
Tarih: 20.12.2021
Kaynak: Orhan Bursalı - Cumhuriyet

Orhan Bursalı; Bu çarkı kırmanız için, yıllar önceden planlanmış ve adım adım uygulamaya konmuş ekonomi- yatırım, üretim, ekonominin dışa olan bağımlılığını azaltacak ve ithal malların yavaş yavaş burada üretimini sağlayacak orta- uzun vadeli “devlet politikaları” gereklidir.

Evet, soru budur. İhracat artışıyla ekonomik derin krizi çözeceklerine inançlarının yüksek olduğunu gösteriyorlar. Acaba bu “inanç” göstermelik mi, gerçeklik payı var mı, yoksa bu politikayı kasıtlı sürdürüyorlar da batarsak batarız, sonunda ülkenin önünde yeni sayfalar açarız, biçiminde saklı bir anlayış ve plan mı var arka planda?!

Bunların yanıtları muğlak veya yok ya da var da saklı. Ama bildiklerimiz de var! Şimdi bu soruları - durumu irdeleyelim.

1) Doları bilerek, isteyerek yükseltiyorlar. Bunun başını Erdoğan çekiyor, ağustos ayından beri. 10 Ağustos tarihli yazımda (www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/orhan-bursali/erdogan-dolari-10-tlnin-uzerine-firlatmak-mi-istiyor-1859229) bilinçli yapıyorlar diyordum. Erdoğan, dolar her düşme eğilimine girdiğinde sessizliğini bozdu, ağustostan beri sayısız demeciyle yükselmesini sağladı. Demek temmuz ve ağustosta model değiştirme kararı verilmişti, zaten MB başkanları da bu süreç içinde tasfiye edilip durdu. Dolar 10 Ağustos’ta 8 küsur liraydı. RTE konuşunca yine, ben de o yazıyı yazdım. TV’de dile getirdim. Çünkü iş ayan beyandı artık. RTE doları yükseltiyordu!

HALKI YOKSULLAŞTIRMA POLİTİKASI

2) Bu politikanın iki ana hedefi vardı: İhraç mallarımızı ucuzlatarak daha geniş pazar yaratmak ve dışsatımda rekor kırarak döviz girdilerini artırmak (büyük ölçekli dışarıdan gelecek yatırımlar durmuştu). Yüksek dolar- Avro kuru, ithalatı da pahalı hale getirecek, ithal mallarını pahalı hale getirerek kısıtlayacak, böylece ithalata ödenecek döviz ihtiyacı azalacak. Bu sayede ülkenin temel sorunu olan dışarıyla alım- satımda ortaya çıkan “cari açık” da kapanacak hatta fazla verecekti.

Bu fazlalık ve döviz girdisindeki artışla daha dengeli, yerli üretimi kamçılayan, dışarıya “bağımlılığı azaltan”, yüksek faizin de ödenmediği, ödenmeyen bir ekonomik yapı ortaya çıkacaktı. Dışsatımı artırmak için işgücünün ucuz olması gerekirdi, “mallarımızın rekabet gücü” artsın diye.

Bu politika, enflasyonu patlattı. Bilmiyorlar mıydı? Şüphesiz biliyorlardı! Faizi düşürme silahını sürekli bunun için kullanıyorlar. Mallar bizim için pahalanacak, satın alma gücümüz eriyecek, ama düşen TL sayesinde dolar olarak yabancılara daha cazip hale gelecek ve yabancılar hücum edeceklerdi!

Bu, şüphesiz bizi büyük yoksullaştırma politikasıdır. Bunu da bilinçli uyguluyorlar.

YATIRIM MI PATLAYACAK?

Şöyle sanal bir inançları da var: Faizi düşürünce yatırım patlayacak! Cumhurbaşkanı çağrı yapıyor: Faizleri düşürdük, kredi alın yatırım yapın!

Eğer makarna fabrikası açmayacak ve ciddi yatırım yapacaksan, aldığın sözde düşük faizli kredi (sadece devlet bankalarında, yine de maliyeti yüzde 20’leri aşıyor olsa gerek) sana yaramaz. Tesisini kurmak için elindeki kredi ile dışarıdan dolarla yarı mamul, hammadde, yüksek teknoloji ürünleri, makine teçhizat alacaksın, en azından önemli bir kısmını, hepsi pahalı dolarla!

Dolar artınca, makine çarklarının dönmesi için de gerekli dış girdiler fiyatları da alıp başını gidiyor. Çünkü ekonomik yapı çok önemli ölçüde ithalata bağımlı!

Bu çarkı kırmanız için, yıllar önceden planlanmış ve adım adım uygulamaya konmuş ekonomi- yatırım, üretim, ekonominin dışa olan bağımlılığını azaltacak ve ithal malların yavaş yavaş burada üretimini sağlayacak orta- uzun vadeli “devlet politikaları” gereklidir.

Bu yok. Ne zaman buna yöneldiler?

EKONOMİ İFLAS EDİNCE

Dolarlar (125 milyar dolar dahil) har vurulup harman savrulunca.. 10 yılda ülkeye giren 225 milyar dolarlık yabancı doğrudan yatırımdan gelen dövizleri ve 72 milyar dolarlık ülke varlıklarının satışından gelen paraları, toplam 315 milyar doları taşa toprağa tüketime, AVM’lere gömünce!.

Ve 500 milyar dolara yakın özel ve devlet borç yükü oluşunca..

Kaynaklar tükenince, hadi şimdi bunu deneyelim modeli.

Bu arada devletin borçlara ödediği faizler ise aldı başını gidiyor.

Dört ayda modelleri çöktü, “Ama bunun başlangıçta böyle olacağını biliyorduk” diyor olabilirler.

Sonrası ne? Ne planlıyorlar? Yarına..

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları