loading
close
SON DAKİKALAR

Akıl tutulması

Şükran Soner
Tarih: 22.05.2021
Kaynak: Şükran Soner-Cumhuriyet

Şükran Soner: Siyaset-mafya-ticaret.. ilişkileri üzerinden belgeli, görüntülü olay üstüne olay örneklerinin ortalığa saçılması..

Bir tane olsun olumlu haber arayışı içinde, dişimi kırabileceğim bir tek örnek bile bulamadığım için olacak, dün dolambaçlı yollardan gazeteye ulaştığımızda.. Sadece ve sadece daha açık göründüğü için Haliç turu yapmış olmanın, yağmur altında yıkanmış, yeşili canlanmış ağaçları görebilmiş olmanın keyfi içinde, gecikmeli selamlaşabildiğim arkadaşlara neşeli bir “tünaydın” diyebilmiş olmak istedim..

Hak-hukuk adına ucube bir tablonun yansıtılmış olmasının ötesinde, yargılamayı yapanların kıllarını bile kıpırdatmış olamayacağını bile bile; Osman Kavala’nın avukatı tarafından postalanmış savunmasının içeriğini okuduktan sonra, oda kapımdan salonda çalışan arkadaşlarıma, “Çocuklar bir kehanette bulunmak istiyorum. Doğru çıkarsa benim için ötekilerle bağ kurmuş der misiniz” sorusu ile seslendim. Haber Merkezi’nden Murat Hantaş’ın yanıtı benimkinden bile neşeli ve iyimserdi oldu: “Olsa olsa yılların deneyimine bağlarım.” 

Çünkü söze girerken, Cumhur cephesinden son haftalar, doğrusu aylar içinde, hangi alanda olursa olsun iddialı bir çıkış yapıldıktan sonra, tersine sonuçlandığından birbirinden çarpıcı birkaç örnek sıralayıvermiştim.. Hani en yetkin ağızların önerilerinde, Filistin topraklarına girilip doğrudan savaşa taraf olunması türünden çıkışlar yapılmışken, bir gün önceki BM kararından Amerika’nın devreye girmesi ile barış anlaşmasının yapıldığı bilgisi gelmişti. Gerçi saatler çok ilerlemeden, İsrail’in imzaladığı anlaşmaya da uymadığı saldırılarının sürdüğü bilgisi de eklemlenmişti..

***

En yetkili ağız, gelecek aşılar üzerinden iddialı açıklamaları yaptıktan sonra, gelememesi gerçeği ile sayısız yüzleşmenin ardından, Almanya’dan gelen son yüksek sayılı aşı müjdesinin kaynağının, Türkiye doğumlu sahibinin ülkesine vefasının eseri gerçeğinin ortaya çıktığının yaşanması.. Tam İYİ Parti Başkanı Meral Akşener’i suçlayabilme yolunda bir fırsat yakalanmışken, Çayeli’ndeki büyük provokasyon eylemi ile yüzleşilmesi..

Siyaset-mafya-ticaret.. ilişkileri üzerinden belgeli, görüntülü olay üstüne olay örneklerinin ortalığa saçılması.. Esnafa duyurulan havalı yardım, destek haberlerinin günü çıkmadan, para bulmaya dönük kuruş kaçırmama mantığı içinde akaryakıta gelen tarihinin en yüksek oranlı toptancı zam.. İçerden bazen provokasyon kokusu bile verebilecek dozda peşi peşine gelen icraatların haberlerinin yarattığı bozuk moraller, havaları değiştirmek üzere, kimi etkinliklerin Saray’da yapılmasından vazgeçilerek Çankaya’nın buluşma merkezi olarak seçilmesi üzerinden gelen, gülümseten haberler..

Çağlayan’dan, yani Gezi duruşmasından acele gelen ön haberde, Osman Kavala’nın tahliyesi isteğinin geri çevrildiği hızla ulaşıvermişti. Ne evliyalığımı ne de yılların deneyimlerine uzanan ayrıcalığı havamı sürdürme şansım, saatler geçmeden sönüvermişti..

***

İstanbul için beklenen kötü hava, bildik resmi açılış törenleri, bir de akşama geçerli olacak sokağa çıkma yasağı üzerinden, evlere ulaşılabilmesi çabalarından kaynaklanan ürkütücü trafik sıkışıklığı oranlarına ilişkin bilgilendirmeler üzerinden saat saat değişen açıklamalar yapılıyordu.. Her zamanki gibi gündemleri bizler için sürpriz etkinlikler üzerinden, ilki sabah Çanakkale Köprüsü ile birleşecek çevre yolu açılış töreni, saat 17’ye uzanan Küresel Sağlık Zirvesi konuşması olmak üzere, Başkan Erdoğan’ın yaptığı açıklamaların sayısı sadece gün ortasının içinde olarak üçü geçmişti.

İstanbul’un günümüz için sürpriz olmayan çevre felaketleri arasındakileri hafif sayabiliriz. Fatih’te tarihi değeri yüksek yol üzerinde çöken ahşap binanın haberinde, kimselerin ölmemiş olmasına görüntüler eşliğinde şükrediliyordu. Bitişiğindeki çökmeye aday diğer binaların içinde yaşam olduğu ve acil boşaltılmaları gerektiği vurgusu da yapılıyordu. Kuşkusuz Ege’den gelen doğa felaketlerinin ekonomik zararlarının çok ama çok daha yüksek olacağı gerçeği baştan batan tekneler, yıkılan ağaçlar, sel felaketi, tsunami, zarar bilançoları ile ürkütücü bilgileri içeriyordu. Ayvalık, Dikili maddi zararlarının yükünün ağırlığını, Atina yangını ile hafifletebilir, şükredebilir miyiz? 

Yaralarının sarılabilmesi üzerinden, en yakın tarihlisi deprem üzerinden o kadar acı deneyimlerimiz gözler önünde ki.. Akıl tutulmuyor olsa, yaraların sarılabilmesi adına bile zorla da olsa düşmanlık odaklı siyasetin gidişine bir son vermek gerekmiyor muydu?..

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları