loading
close
SON DAKİKALAR

Cumhuriyet’in Sami Karaören’i

Şükran Soner
Tarih: 14.05.2022
Kaynak: Şükran Soner - Cumhuriyet

Şükran Soner; Cumhuriyetin ilanında Yunus Nadi’nin Gazi Meclis’in başkanı olması rastlantı olabilir miydi? Cumhuriyet’in ilanından sonra ise İstanbul’daki Amerikan mandacısı medyanın karşısında Cumhuriyet değerleri ile duruşun görevinin Yunus Nadi’ye verilmesi?

Girit’ten Fethiye’ye denizyolu ile göç eden üç ailenin Cumhuriyet değerleri, Cumhuriyet gazetesi üzerinden oluşan kopmaz bağları. Kanlı Balkan Savaşları sonrasında yaşanan büyük göçte çoğunluk göçmenlerin içinde Mustafa Kemal’in olduğu askerlerin arkasından Anadolu’ya geçişi can güvenlikleri adına seçtikleri tarihe yazılmış bir gerçek. Ancak Girit’ten göç etmek zorunda kalanların bu yolu izlemeye kalkışmaları, yollarda çoğunluk oranlarında öldürülmeleri anlamına da geliyordu. Çetelere yakalanmamalarının ne kadar zorlu olduğunu izlediğimiz tarihe ilişkin filmlerden de biliyoruz. Önce kuzeye çıkma sonra aynı yollardan gitmeye çabalamanın anlamı ortada.

Akılcı çözümle Girit’ten Fethiye’ye göçü besbelli tek sağlıklı çözüm olarak seçmişler. Yunus Nadi içlerinde Abalıoğulları gibi, Yüzbaşı Selahattin’in içinde olduğu Selçuk ailesi ile Karaören aileleri de yakın bağlarıyla aynı yoldan göç etmeyi seçmişler. Abalıoğulları ile Karaören ailelerinin doğrudan Fethiye’ye yerleşmelerine karşılık, Selçuk ailesinin yerleşmek için Aydın’ı seçmiş olmalarında Yüzbaşı Selahattin’in askeri kimliğinin payı olmalı. İddialı değilim ancak mantıklı açıklaması dönemin askeri kışlası ile aile bağlarının kurulabilmesiyle ilişkilendirilebilir.

Abalıoğulları’nın gazetecilik ile sıkı bağlarında elbette Yunus Nadi baş aktör. Yöreden çıkardığı Osmanlı dönemi gazetesinden sonra aile İstanbul’a göç ediyor. Arkası Mustafa Kemal Atatürk’ün programladığı üzere, kitaplardaki anılarda, tanıklıklarda yeri olan, yine “ondan” gelen çağrı ile önce Yunus Nadi’nin Ankara’ya geçişi, ardından çok bildik ailenin taşınması, yetmez, asıl görevi gereği matbaanın taşınması öyküleri, öncelikle Gazi Meclis süreci içindeki gazetecilik yılları maceraları var.

Cumhuriyetin ilanında Yunus Nadi’nin Gazi Meclis’in başkanı olması rastlantı olabilir miydi? Cumhuriyet’in ilanından sonra ise İstanbul’daki Amerikan mandacısı medyanın karşısında Cumhuriyet değerleri ile duruşun görevinin Yunus Nadi’ye verilmesi? Bir adım sonrasında İttihat ve Terakki’nin merkezi Cağaloğlu’ndaki Pembe Konak’ın Yunus Nadi ailesi için yaşanacak ve gazetenin basılacağı ev olarak seçilmesi? En üst katın ailenin evi, orta katın gazete çalışanları, yönetici ve yazarları ile yaşayacakları yer olarak seçilmesi. En alt katın ise gazete basımının teknik merkezi olarak seçilmesi?

***

Yunus Nadi’nin ilk başyazısında Cumhuriyet gazetesinin değerlerini savunduğu Cumhuriyetin temsilcisi iktidara karşı bile bağımsız olacağını ilan etmesi. Basın özgürlüğünün, bağımsız gazeteciliğin değerlerinin kutsanması. Cumhuriyet düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğüne ilişkin değerlerin kutsanmasında öncülük işlevini, yakın tarihlerde yaşanan sadece demokrasiye değil liberalizmin olmazsa olmaz ilkelerine de ihanet eden kadrolar eline düşmesi yıllarını saymazsak elbet.

İster istemez Yunus Nadi ile başlayan Cumhuriyet tarihi ilkelerinin olmazsa olmazları içinde, kimselere borçlu olmamak üzere, ayağını yorganına göre uzatmak, asla banka borcu arayışı içinde kalmamak, siyasi erkten destek beklememek de var. 12 Eylül sonrası Cumhuriyet’in yaşadığı zorlu günler içinde, Nadir Nadi’nin asla cunta yönetiminin karşısına çıkmadığını da anımsatmak isterim. Evren, gazeteyi ziyaret ettiğinde bile karşılamayarak. Nadir Nadi’nin benden Pembe Konak’ın 1. dereceden tarihi eser kaydını duyduğunda ne kadar çok sevindiğini unutamam. Restore ettirecek parayı bulabilmek olanaksızdı. Erdoğan iktidarları sürecinde, çaktırmadan yıktırılacağı gerçeğini öngörebilir miydi?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları