loading
close
SON DAKİKALAR

Sosyal enkaz

Yılmaz Özdil
Tarih: 14.12.2022
Kaynak: Yılmaz Özdil - Sözcü

Yılmaz Özdil; Altı yaşında evlendirilen bebek meselesi, tarikat bünyelerinden ibaret bir kokuşma değildir, aysbergin görünen kısmıdır.

Üç çocuk annesi kaynana, damadıyla kaçıyor…
24 yıllık evli olan 43 yaşındaki kaynananın, kızı hamileyken, damadıyla sarmaş dolaş öpüşerek fotoğraf çektirdiği ortaya çıkıyor.
Kaynananın babası, kaynanayla damadı aynı odada uygunsuz vaziyette basıyor, torunun yuvası yıkılmasın diye ses çıkarmıyor.
Kaynananın damadıyla birlikte ev kiraladıkları, evsahibine damadını “oğlum” diye tanıştırdığı anlaşılıyor.
Kaynanayla damadın aslında çoook eskiden beri birlikte oldukları, rahat rahat görüşebilmek için kızını damadıyla evlendirdiği iddia ediliyor.
Üstelik… Damadıyla kaçan kaynana, canlı yayına katılıp, kızıyla yüzleşiyor, bunların hepsini şakır şakır ekranda anlatıyorlar.

Dört çocuk annesi kadın, kocasını ve en büyüğü beş yaşındaki çocuklarını terkedip, internette tanıştığı 15 yaşındaki çocuğa kaçıyor.
Kocası “karım bana geri dönsün” diyerek, televizyon programından yardım istiyor, kadın canlı yayına telefonla bağlanıyor, “15 yaşında ama ergenliğe girmiş, kocamdan iyi” diye anlatıyor.
15 yaşındaki çocuk reşit olmadığı için ekrana çıkartılmıyor, onun yerine babası canlı yayına katılıyor, “oğlum memnun, istenirse imam nikahı kıyarız” diyor.

Netflix'te yayınlanan marjinal kurgu diziler değil bunlar… Türkiye gerçekleri, Türkiye'de yaşanıyor.

İki elti, yufkacıya kaçıyorlar.
Biri iki çocuk annesi.
Öbürü üç çocuk annesi.
İki elti, yufkacı, eltilerin abi-kardeş kocaları, eltilerin anneleri, hep beraber canlı yayına çıkıyorlar.
Büyük elti anlatıyor, “cep telefonu aldım, kocam faturalarını ödemedi, elin adamı yufkacı ödedi, aşık oldum, yufkacı ve eltimle çok mutluyuz” diyor.
Küçük elti daha ikna edici izah ediyor, “evdeyken bayılmalarım oluyordu, doktora gittim, bir şey bulamadılar, yufkacıya kaçtıktan sonra bayılmalarım kesildi” diyor.
Eltiler aynı ismi taşıyor, yufkacı bu sebeple tarif ederek anlatıyor, “ben sadece gözlüklü olanla beraber oldum, öbürü ben de geleyim dedi, peki dedim, bayılmaları oluyormuş, kendisine nazar duası
okudum, muska yazdım” diyor.
Yufkacının dükkana gelen evli kadınlara kendisini hoca olarak tanıtıp, yufka büyüsü yaptığı iddia ediliyor, yufkacı bunları reddediyor.
Bu arada, büyük eltinin aslında yıllar önce boşanmış olduğu ve kocasıyla imam nikahıyla yaşamaya devam ettikleri ortaya çıkıyor.
Neticede, küçük elti yufkacıyı terkediyor, kocasına dönüyor, canlı yayında romantik müzik eşliğinde birbirlerine sarılıyorlar.
Büyük elti yufkacıyla evleniyor, altı ay kadar sonra boşanıyorlar.

Senaristlerin yazmaya cesaret edemeyeceği tuhaf ötesi ilişkiler, her gün televizyonlarda yayınlanıyor, ana haber bültenlerinden katbekat fazla izleniyor, haber kanallarının 10 misli izleniyor.

Çünkü, hiçbir haber, Türkiye'nin somut gerçeğini onlar kadar şeffaf yansıtmıyor.

Üç çocuk babası evli adam, dört torun sahibi evli anneanneyle kaçıyor.
35 yıllık kocasını terkederek, kendisinden 15 yaş küçük adamla kaçan anneannenin, henüz 14 yaşındayken imam nikahıyla evlendiği ortaya çıkıyor.
Anneanneyle kaçan adamın ise, yıllar önce kızkardeşinin kayınpederini ağaca bağlayıp, cinsel organını yaktığı, bu yüzden hapse atıldığı, af'la çıktığı anlaşılıyor.
Bu adamla anneanne canlı yayına çıkıp “niye utanacakmışız, bizim aşkımız dünyadaki denizler kuruyana kadar bitmeyecek” diyor.

25 yıllık evli, dört çocuk üç torun sahibi babaanne, 30 yıllık evli, yedi çocuk dört torun sahibi adamla kaçıyor.
“Nasıl tanıştınız?” diye soruluyor, adam izah ediyor, “tiktok'a video koydum, bu denk geldi” diyor.
Babaannenin okuma yazma bile bilmediği, whatsapp'ten sesli aşk mesajları gönderdiği anlaşılıyor.
Babaannenin kocası canlı yayına çıkıyor, “karım evine dönsün, internetten tanıştığı adamdan hayır gelmez” diyor iyi mi.

18 yaşındaki kız, altı çocuk babası 70 yaşındaki adama kaçıyor.
Adamın kızı kendine bağlamak için muskayla büyü yaptığı iddia ediliyor, muska denilen paket stüdyoya getiriliyor, canlı yayında makasla kesiliyor, cips kağıdına sarılı at yarışı bülteni çıkıyor.
70 yaşındaki adam telefonla yayına bağlanıyor, “ben bir yıldır büyü yapmıyorum, büyü işini bıraktım, ayrıca benim 10 yıldır erkekliğim yok, erkekliğimin olmadığına dair hastane raporlarım var” diyor.

İki çocuk annesi kadın, 14 yaşındaki kızla kaçıyor.

16 yaşındaki kız, iki çocuk babası eniştesiyle kaçıyor.

Zihinsel engelli kız hamile kalıyor, doğum yapıyor, bebeğe DNA testi yapılıyor, iki çocuk babası evli bir adamın, zihinsel engelli kıza imam nikahı kıydığı, zihinsel engelli kızın kuma olduğu ortaya çıkıyor.

Altı çocuk babası 57 yaşındaki adam, kendi çocuklarından daha küçük sevgilisinden çocuk yapıyor, sevgilisi kaçıyor, adam televizyon programına katılarak “sevgilim bebeğimi getirsin” diye yalvarıyor, sevgilisi canlı yayına bağlanıyor, “bebek zaten senden değil” diyor.

72 yaşındaki kadın türbeye gitmek için metrobüse biniyor.
Yan koltuğuna oturan 50 yaşındaki adamla tanışıyor.
Yıldırım aşkına tutuluyorlar, birbirlerine telefon numaralarını veriyorlar, adam kadına “çıtırım” diye mesajlar atıyor.
Buluşmaya başlıyorlar.
Adam kadına “sana gençleştirme ameliyatı yaptıralım” diyor.
Kadın gençleşmek için senet imzalıyor.
Türbeye giderken evini kaptırıyor.

60 yaşındaki kadın 30 yaşındaki emlakçıyla tanışıyor, anında aşık oluyorlar, emlakçı kadını öpmeye başlıyor, “abdestimi bozdun” diyor, e madem bozuldu tam bozulsun diyorlar, arka odaya geçiyorlar…
Kadın, abdestini bozduğu emlakçıya ev alması için 200 bin lira veriyor, para buhar oluyor.
60 yaşındaki kadın televizyon programına katılarak bunları anlatıyor.
Üstelik “cinsel içerikli görüntülerimi çekti” diyor.
Abdesti bozulan emlakçı canlı yayına bağlanıyor, “teyze bana aşık oldu, cinsel içerikli mesajlar atarak beni taciz ediyor” diyor.

Damat, gelinle kaçıyor.
Diyeceksiniz ki, ne var bunda?
Damat, kendi eşiyle değil, kayınbiraderinin eşiyle kaçıyor!
Ailenin damadı, ailenin geliniyle kaçıyor.
Aile televizyona çıkıp bunları anlatıyor.
Damatla kaçan gelin canlı yayına bağlanıyor, “üç yıldır birlikte olduklarını, iki yaşındaki oğlunun babasının da aslında damat olduğunu” anlatıyor.
Çocuğun babası, aslında çocuğun babası olmadığını o anda ekranda öğreniyor.

Üç çocuk babası evli adam, yabancı uyruklu bir kadınla yaşıyor.
Kadın hamile kalıyor.
Adam evli olduğu için, yabancı uyruklu kadınla evlenemiyor, düşünüyor
taşınıyor, kendi öz babasıyla kadına resmi nikah kıydırıyor.
Kayınpeder, geliniyle evleniyor, torununun babası oluyor.

20 senedir tarikat-cemaat-zırcahil atmosferiyle basınç altında tutulan, güya
muhafazakarlık dayatılan toplumun, vardığı nokta bu.

“Dindar nesil” kisvesiyle normalleştirilen “günah işleme özgürlüğü” dalga dalga ahaliye sirayet etti.
Utanma, sıkılma, ayıp gibi kavramlar tedavülden kalktı.
Ahlak, erdem, onur gibi kavramlar adeta sözlüklerden silindi.
Yukardan aşağıya silsile halinde, ar damarı çatlaması yaşanıyor.

Aile, milletin atomudur, yapıtaşıdır.
Tarihte hiç olmadığı kadar zarar gördü.

Altı yaşında evlendirilen bebek meselesi, tarikat bünyelerinden ibaret bir kokuşma değildir, aysbergin görünen kısmıdır.
Aysbergin görünmediğini zannettiğimiz kısmı ise, her gün televizyonlarda bangır bangır yayınlanıyor.
Toplum, her katmanında içten içe çürüdü.
İnsani tahribat tamir edilemez boyutlara ulaştı.

Eskiden hükümetler değişince “ekonomik enkaz devraldık” denirdi.
Kolay günlerdi.
Artık herkes “sosyal enkaz” devralmaya hazır olsun!

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları