loading
close
SON DAKİKALAR

Yerli ve milli Yunan pilavı

Yılmaz Özdil
Tarih: 17.01.2023
Kaynak: Yılmaz Özdil - Sözcü

Yılmaz Özdil; Bir gece ansızın pilav yemeye mi gideceksiniz Atina'ya?

Üniversite sınavına giren çocuklarımıza Allah zihin açıklığı versin diye yutturduğumuz üç adet okunmuş pirinç tanesi var ya…
Yunanistan'dan ithal ediliyor.

Chp milletvekili Okan Gaytancıoğlu belki utanırlar diye Meclis kürsüsünden gösterdi…
Paketin etiketinde kocaman harflerle “yerli” pilavlık pirinç yazıyor.
Etiketin en altında küçücük harflerle “menşei Yunanistan” yazıyor.
Yerli ve milli Yunan yani.

Sadece 30 yıl önce dünyadaki tüm mercimek üretiminin yarısını tek başına Türkiye yapıyordu, dünyadaki tüm mercimek ihracatının yüzde 70'ini tek başına Türkiye yapıyordu.
Kanada'da mesela, mercimek yoktu.
Türkiye'den mercimek örneği aldılar, üniversitelerinde bilimsel çalışma başlattılar, mahsul üretim merkezi kurdular.
Türkiye bugün Kanada'dan mercimek ithal ediyor!
Üstelik, Kanada mercimeğini, Türk çiftçisinin korunup kollanması için kurduğumuz Toprak Mahsulleri Ofisi'yle ithal ediyoruz, Türk çiftçisinin korunup kollanması için kurduğumuz Tarım Kredi marketleri'nde satıyoruz.

Sırf bu örnek bile “mercimek kadar beyin olmadığı”nın kanıtı değil mi?

Kültepe Höyüğü'ndeki çivi yazılı tabletleri inceleyin lütfen, soğan ihracatı üzerine yazışmalar görürsünüz.
Dört bin yıldır bu topraklardan yurtdışına soğan ihraç ediliyor.
Çivi yazısından beri, dört bin yıldır kesintisiz soğan ihracatı var.
Ama son üç yıldır?
İthal ediyoruz.

Soğanın cücüğü kadar akıl var mı?

Patatesin mesela, hiç kaprisi yoktur.
Tohumunu yanlışlıkla elinden düşür, fışkırır.
Çölde bile yetişiyor.
Topraksız bile yetişiyor.
Uzay istasyonunda bile yetiştirildi.
Çin insansız araç gönderdi, ay'da bile patates yetiştirdi.
Biz ithal ediyoruz.
Hâlâ ay'a gidiyoruz deniyor…
Patates yetiştirmeye mi gideceğiz ay'a?

“Sebze meyveyi mevsiminde yersek, ithalata gerek kalmaz” diye akıl öğretenler var.
Niye saman ithal ediyoruz peki?
Mevsiminde yemediğimiz için mi?

Dana kıymayı yanlış mevsimde yediğimiz için mi inek ithal ediyoruz?

Uğurböceği ithal ediyoruz.
Tarımdaki zararlıları yok etmeye yarıyorlar.
İthal tarım ilaçlarıyla bizim uğurböceklerinin neslini yok ettik.
Şimdi, tarımdaki zararlıları yok etsinler diye, Avrupa ülkelerinden uğurböceği ithal ediyoruz.

Bakteri ithal ediyoruz.
Süt ürünlerinde kullanıyoruz.
Sayın ahalimiz merak etmiyor nasıl olsa…
Yerli ve milli bakterimiz bile yok mu?

Fare ithal ediyoruz.
Laboratuvar deneylerinde kullanıyoruz.
Memlekette fare bile kalmadı demek ki.

Solucan ithal ediyoruz.
İthal solucanlarla gübre yapıyoruz.
Çünkü, sadece toprağın üstünü yok etmekle kalmadık, toprağın altındaki doğal yaşamı da kuruttuk, elalemin solucanını ithal etmezsek, bu memlekette gübre bile üretemiyoruz artık.

Narenciyemiz para etmiyor, dalında çürümeye bırakıyoruz.
Beri yandan, ilaç ve çay üretimi için, portakal kabuğu, mandalina kabuğu, limon kabuğu ithal ediyoruz.

Türkiye yılda 20 milyon ton buğday üretiyor.
Türkiye yılda 80 milyon ton çimento üretiyor.
Ekmek yerine beton yiyeceğiz yakında.

Türkiye yılda 55 milyon ton sebze meyve üretiyor.
Sırf İstanbul'da yılda 60 milyon ton hafriyat çıkıyor.
Sırf İstanbul'da bütün Türkiye'nin yediği sebze meyvenin toplamından daha fazla moloz dökülüyor.

Zeytin ağaçlarını madencilere peşkeş çekmek için çırpınıyorlar.
Salataya sızma linyit mi gezdireceğiz?
Kahvaltıda ekmeğimizi kok kömürüne mi banacağız?

Dünyanın en büyük üçüncü yumurta ihracatçısıyız, harika.
Ama, biz yumurtanın tonunu 850 dolar civarında satıyoruz, Hollanda 1400 dolara satıyor.
Aynı tavuk, aynı yemi yiyor, aynı suyu içiyor, bizim yumurta elalemin yumurtasının anca yarı fiyatına gidiyor.

Üzümde dünyanın en büyük 10'uncu ihracatçısıyız, şahane.
Ama, Avrupa iki misli fiyata, Abd üç misli fiyata satıyor.
Dünyanın en güzel üzümünü, dünyanın en ucuz fiyatına satıyoruz.

Dünya lideriyiz diyorlar.
Değerimizi Afrika seviyesine düşürdüler.

Çocuklarımıza Allah zihin açıklığı versin diye yutturduğumuz üç adet okunmuş pirinç tanesi bile Yunanistan'dan getiriliyor artık.
Ve hâlâ, bir gece ansızın gelebiliriz filan deniyor.
Bir gece ansızın pilav yemeye mi gideceksiniz Atina'ya?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları