loading
close
SON DAKİKALAR

Gürcan Dağdaş: Erdoğan'ın bir daha seçilmek için feda etmeyeceği değer yok

Gürcan Dağdaş: Erdoğan'ın bir daha seçilmek için feda etmeyeceği değer yok
Tarih: 13.09.2017 - 17:55
Kategori: Medya

Eski bakan ve MHP Eski Milletvekili Gürcan Dağdaş, Can Ataklı'nın hazırlayıp sunduğu Yazıişleri programına konuk olarak katıldı.

Eski bakan ve MHP Eski Milletvekili Gürcan Dağdaş, Can Ataklı'nın hazırlayıp sunduğu Yazıişleri programına konuk olarak katıldı.

Gürcan Dağdaş, "Cumhurbaşkanı Erdoğan metal yorgunluğu diyor. Metal yorgunluğu metal içindeki bileşenlerin dağılmasıdır. Bunu söylediğinizde zaten çözülmeyi işaret ediyorsunuz" dedi. AKP'yi siyasi parti olarak değerlendirmediğini söyleyen Dağdaş, "Teşkilatlarındaki insanlara saygım var ama proje olarak değerlendiriyorum" ifadelerini kullandı.

Dağdaş'ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

"Recep Tayyip Erdoğan 16 Nisan'dan önce yüzde 40 da alsa yoluna devam ediyordu. Cumhurbaşkanının hırsının kaşındığı kanaatindeyim. Cumhurbaşkanının bir daha seçilmek için feda etmeyeceği değer yok. Dün aşağıladığı bir insana gidip el uzatması söz konu olacaktır.

-Metal yorgunluğu diyor Sayın Erdoğan. Metal içindeki bileşenlerin dağılmasıdır. Bunu söylediğinizde zaten çözülmeyi işaret ediyorsunuz. Cumhurbaşkanı bunu yorgunluk diye ifade ediyor, tuhaf. Siyasi partilerin de insanlar gibi ömrü var. Siyasi partiler mezarlığı var ve orada anlı şanlı partiler yatıyor. AKP'yi siyasi parti olarak değerlendirmiyorum. Teşkilatlarındaki insanlara saygım var ama proje olarak değerlendiriyorum. Bunu 1. Meclis'teki 2. grupla irtibatlandırıyorum. Ali Şükrülerin oldukları grup. Mustafa Kemal ve arkadaşlarına karşıdırlar.
Lozan karşıtıdırlar, örtülü Sevr yandaşıdırlar, mandacı ve hilafet yanlısıdırlar.

2002'de Sayın Cumhurbaşkanı BOP'un eş başkanı olmakla övündü. BOP, Sevr'in demokrasi sosuna batırılmış halidir.

-Devletlerin birbiriyle evlilik ilişkisi olur metres ilişkisi olmaz. Bu iktidarla beraber Türkiye yer yüzü ile metres ilişkisi geliştiriyor.

Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde hiç olmadığı kadar yer yüzünde itibarı ciddi sarsılmış durumda.

Cumhurbaşkanı nutukçudur. Bizi Almanya kıskandı diyor. Cumhurbaşkanının kullandığı araba bizi kıskanan ülke tarafından yapıldı. Bir devlet buraya askerini, polisini göndererek ya da siyasi aktörün üzerinden nüfuz etmez. Almanya evimizde, buzdolabınızda. Burada derin bir Almanya, İngiltere var.

-(Fatih Sultan Mehmet) Fatih'in masasında Akşemsettin, Molla Gürani oturuyor, bunlarınkinde Mustafa Armağan, Kadir Mısıroğlu oturuyor.

-Eğer bir ülkede adalet sarayı büyüyor, sayısı çoğalıyorsa orada adalet yok oluyor demektir. Fiziksel mekanın kapısına adalet sarayı yazdığınız içine adaleti koymadığınız müddetçe saray olmaz.

Adalet Kurultayına katıldık. Bir konuşmacı panelde 'Türkiye'yi bu hale sağcılar getirdi, tek çıkış soldur' dedi.

Adalet gemisi batıyor mu batmıyor mu soru bu. Adalet gemisi batıyor diye bir araya gelmişsek mazimiz üzerinden birbirimizi vurmak kırmak gibi bir derdimiz yoktur. Kars'ta bir deyim vardır; Geniş gününüzde konuşacaklarınızı dar gününüzde konuşmayın.

16 Nisanda referandumu yapıldı. Bir çok ideoloji hayır cephesinde bir araya geldi. Ne oldu, insanlar partilerinden ideolojilerinden vaz mı geçtiler? Bir dert vardı o dert bizi hayır rozeti altında birleştirdi.

Gezi'nin ilk 5 günü çok kıymetli bir itirazdı. 5. günden sonra oraya çok farklı eller girdi ve haklı itiraz damarını çürütmeye çalıştılar. Gezi küllendi gibi değerlendirildiğinde 7 Haziran'da Gezi'nin iktidarı sarsan bir şekilde ortaya çıktığını gördük. 16 Nisan'da da gördük.

Cumhurbaşkanının, 16 Nisan sonuçlarına bakınca seçilme şansının düştüğü görülüyor. Sayın Erdoğan'ın bu seçimde 2. tura kaldığında kaybedeceği kanaatindeyim. Sahada, epey AKP'li seçmenin de yandaşlık karşıtlık açısından bakamayacağı bir duruma evrildiğimizi görüyorum. Cumhurbaşkanının telaşını da görüyorum. Recep Tayyip Erdoğan'ı gönderelim gibi bir anlayışta olamayız. Türkiye iç barışı muhafaza edecek bir anlayışın içinde olmalı.

7 Haziran'da AKP'den yüzde 8 seçmen gitti.

Sayın Bahçeli 25 Eylül'deki referandumu çok sert sözlerle sanki siyasetinin merkezine oturtturuyor. Ben bunu dışardan 2 şekilde okurum. (Cumhurbaşkanı Erdoğan) Barzani'yle ilişkisinde elinin zayıflığını Bahçeli ile güçlendirmek istiyor. Cumhuraşkanı Barzani'ye 'şunu ertele ben masa kurdum ortağım masayı dağıtacağım' diyor. İkincisi; Sayın Bahçeli masayı dağıtmak isteyebilir.

Masayı dağıtırsa Türkiye kasım aralık gibi baskın seçimle karşı karşıya kalır.

25 Eylül'de (Kuzey Irak'ta) referandum olursa bunun siyasal sonucu olur.

-Meral Akşener üzerinde toplumda karşılık oluştu. Meral hanıma bir karşılık var ama bunun kurumsal yapıyla örtüşmesi söz konusu olacak mı şimdiden bir şey söylemek mümkün olmaz. Statükonun değişmesi için bir siyasi partiye ihtiyaç var mı, var."

Vişne Haber Ajansı










ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları