loading
close
SON DAKİKALAR

Havalimanı saldırısına sansür: Acıyı paylaşmak bile yasak!

Havalimanı saldırısına sansür: Acıyı paylaşmak bile yasak!
Tarih: 30.06.2016 - 00:00
Kategori:

Mehveş Evin; İstanbul Atatürk havalimanı katliamı, son 11 aydaki 15’inci büyük bombalı saldırı. Acımız, öfkemiz büyük. Bazılarımız ısrarla ‘onurlu bir duruş’ bekleyip sorumlulardan istifa bekliyor.

İstanbul Atatürk havalimanı katliamı, son 11 aydaki 15’inci büyük bombalı saldırı. Acımız, öfkemiz büyük. Bazılarımız ısrarla ‘onurlu bir duruş’ bekleyip sorumlulardan istifa bekliyor.

Boşuna beklemesinler. Haysiyetin, sorumluluk almanın, hesap verme bilincinin kırıntısı bile yok memleketin siyasilerinde.

Aksine, kendi sorumluluklarını örtmek adına ‘milli güvenlik ve kamu düzeni’ bahanesiyle saldırıya yayın yasağı getiriyorlar.

Sosyal medyaya ulaşımı keserek, interneti yavaşlatarak halkın haber alma hakkını hiçbir gerekçe göstermeden, hukuksuzca engelliyorlar. (Sansürü kırmak için yapabilecekler, yazının sonunda.)

Oysa sosyal medya böyle zamanlarda bilgiye hızlı erişmek kadar mağdurlarla dayanışmak, kan anonsundan kalacak yere, faydalı bilgi paylaşmak için kullanılıyor.

Belçika, son havalimanı saldırısının ardından İçişleri’nde bir kriz masası kurup sosyal medya aracılığıyla farklı dillerde devamlı bilgileri güncelledi.

Şeffaf devletin gereği, bir terör saldırısı sonrası dünyadan bilgi saklamamaktır. Ancak Türkiye gibi dikta yönetimlerinde böylesine büyük hak ihlali sıradan hale getirilir.

Saldırı, TC’nin cihatçı çetelerle ilişkisinin sonucu

Böyle zamanlarda özgür basının, farklı kaynakların varlığını sürdürmesinin önemini daha iyi anlıyoruz:

Bir gün önce AKP’nin gazetelerinden Akşam, “Havaalanı güvenliğine tam not” haberi yapmıştı.

Mesele Ayşe’nin, John’un cebindeki bozuk para olunca güvenlik tam. Ama saldırganların gidiş ve geliş kapılarında düzenlediği saldırılar bu güvenlik çemberini kırmış görünüyor. Sorulması gereken bir soru da içeriden yardım almış olabilecekleri ihtimali. (Belçika havalimanında güvenlik koridorundan ÖNCE, check-in desklerinde canlı bomba patlatılmıştı).

Atatürk Havalimanı’nda, sayılarının önce yedi, sonra üç kişi olduğu söylenen saldırganların ortalığı kana bulaması, TC’nin cihatçı çetelerle karanlık ilişkilerinin neticesi.

Bağımsız ve muhalif basın, işte bu ilişkileri haber yaptığı, deşifre ettiği için büyük baskı altında tutuluyor, engelleniyor.

Bugün hapiste olan, soruşturulan gazetecilerin büyük bölümünün ‘suçu’ işte bu ve benzeri yayınları yapmak, destek vermek, yaygınlaştırmak.

Eğer şimdiye kadar “onlar terörist” zokasını yediyseniz, umarız bundan sonra farklı kaynaklara ulaşmanın önemini kavrarsınız. Basın özgürlüğü, gazetecilerin kişisel özgürlüğü için değil, halkın haber alma hakkı için herkese lazım!

Sosyal medya, devletin sorumluluğunu hatırlattığı, rejime karşı biriken öfkeyi bastırmak için böyle zamanlarda karartılıyor.

Hadi haber alma hakkını zaten hiçe sayıyorsunuz… Vatandaşın acısını, üzüntüsünü, öfkesini paylaşmasını da engelleyerek nereye varacağınızı sanıyorsunuz?

Yayın yasağının gerekçesi ‘panik çıkarmamak’

RTÜK’ün geçiçi yayın yasağını “Uygunsuz içeriğin saldırının mağdurlarında yaratacağı etki” gerekçesiyle savunanlara birkaç kelam edelim:

*Böyle elim hadiselerde basın, yaralıların, ölenlerin görüntülerini zaten yayınlamaz, buzlar. Yayınlayacak olana da basın yoluyla en ağırından cezası verilir. Rahatsız edici görüntü ve bilgilerin paylaşılmasında yayın ilkeleri esas alınır.

*Ancak RTÜK, “Milli güvenliğin gerekli kıldığı haller” ve “Kamu düzeninin bozulması” gerekçesiyle yayın yasağı koydu. Bu minvalde, patlama anından patlama sonrası olay yerini, yetkililerin olay yerinde yürüttüğü çalışmaları, şüphelilerle ilgili bilgilerin de yayınlanmasını engelliyor.

“Toplumda korku, panik, kargaşa” oluşturabilecek ve “Terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edebilecek” yayınları yasaklamak, gayet muğlak kavramlar.

Ülkenin en büyük havalimanında canlı bomba patlıyor, daha neyin paniğini yaşayalım? Ne vatandaşın, ne turistin can güvenliği yok, daha hangi korkudan bahsediyorsunuz?

“Terör örgütlerinin amacına hizmet” dediğiniz şey, yayını engellemekle mi olur, yoksa bu yapılarla etkili, şeffaf bir mücadeleyle mi?

Sansürü kırmanın yolları

Bilmeyenler için engelli sitelere ve sosyal medyaya ulaşabilmek için küçük hatırlatmalar yapalım.

*VPN, sanal özel ağ (virtual private network) anlamına geliyor. Olmadığınız bir yerdeki fiziksel bir ağa sizi uzaktan bağlıyor.

*VPN, farklı protokol ve teknoloji kullanır. Bilgisayar, telefonun fiziksel olarak bulunduğu yerden karşıdaki ağa şifreli (kripto anlamında) bir tünel açar. (kaynak: karel.com.tr)

*Cep telefonu veya notebooktan VPN’i kurmak çok basit. Uygulama indirme aracına gidin. Ücretsiz olanlar Tunnel Bear, TOR Browser. Bunları indirdikten sonra başka ağlardan bağlanıp, sosyal medyayı kullanabilirsiniz.

*Zaman zaman bağlantı kopukluğu olabilir, mühim değil. Uygulamaya gidip bir düğmeyle aktive edersiniz.

Mehveş Evin - Diken

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları