KHK Mağdurlarının sesini duyan var mı?
İmambakır Üküş; O dershanelere ve okullara izin verenlere, O dershanelerin okulların açılış kurdelesini kesen siyasilerden neden kimse hesap sormuyor? Bir tek KHK’ların gücü kamuda çalışan emekçilere mi yetiyor?
“Sesimi duyan var mı?”Bu yürek yakan sesi, çığlığı hatırlıyor musunuz?
Hani O Ağustos depremi sonrasında depremin yarattığı enkazların arasında yükselen O sesi…
Hani O bir hayat için; bir kurtuluş için ışık olan O sesi…
***
Şimdi OHAL depreminin yarattığı KHK enkazları arasında yine O çığlık duyuluyor…
KHK enkazı arasında kalanlar seslerini duyurmaya çalışıyor…
KHK mağdurları “Sesimi duyan var mı?’’ Diye çığlık atıyor…
Belki sesini duyan olur; belki derdine birisi derman olur diye…
***
Ama KHK mağdurlarının sesini duyan olmuyor…
Herkesin kulakları sağır; gözleri kör olmuş durumda…
KHK mağdurlarının sesini duyanlarınsa korkudan dilleri “lâl” olmuş durumda…
Bütün körleşmiş, sağırlaşmış ve dilsizleşmiş topluma rağmen KHK mağdurları “Sesimi duyan var mı?” diye çığlık atmaya devam ediyor…
***
KHK’larla binlerce, on binlerce, insan mağdur edildi…
Binlerce, on binlerce insan neyle suçlandığını bile bilmeden işinden oldu…
Binlerce, on binlerce insanın bir anda elinden bütün hakları alındı…
Binlerce, on binlerce insanın birden neyle suçlandığını bile bilmeden topluma “suçlu” diye lanse edildi…
***
Daha önce biz bütün bu olup bitenleri Ergenekon-balyoz davaları sürecinde de görmüş ve yaşamıştık…
Birden bire düzmece deliller ve uydurulmuş gizli tanıklarla binlerce insan hakkında dava açılmıştı…
Cezaevlerinde yokluk-yoksulluk içinde ölen sanıklar “Ergenekon kasası” ilan edilmişti…
O zamanlarda Ergenekon-Balyoz ve benzeri davaların mağdurları da “Sesimizi duyan var mı” diye çığlık atmıştı…
***
Hukukun olmadığı yerde “keyfilik” olur…
Hukukun olmadığı yerde “zulüm” olur…
Hukukun olmadığı yerde “adaletsizlik” olur…
Ne yazık ki Türkiye’de artık hukuktan bahsetmek mümkün değil…
***
Binlerce, on binlerce KHK mağduru bir bankada hesabı var diye işinden oldu…
Binlerce, on binlerce KHK mağduru bir dershaneye gitti diye veya çocuğu gitti diye işinden oldu…
Binlerce, on binlerce KHK mağduru yasal olarak kurulmuş bir sendikaya üye oldu diye işinden oldu…
Ama dershanelere, okullara milyon dolarlık arsaları hibe olarak veren siyasilere ve belediye başkanlarına bir şey olmadı…
***
O dershanelere ve okullara izin verenlere, O dershanelerin okulların açılış kurdelesini kesen siyasilerden neden kimse hesap sormuyor?
O bankanın açılışında Fethullah Gülen’le birlikte kurdele kesen siyasilerden neden kimse hesap sormuyor?
O bankalarda hesabı var diye insanlar işlerinden olurken, o bankalardan milyon dolarlık kredi alanlardan neden kimse hesap sormuyor…
Bir tek KHK’ların gücü kamuda çalışan emekçilere mi yetiyor?
***
Suç işleyen cezasını çekmelidir…
Ama hukuk devletinde kimin “suç” işlediğine “idare” değil bağımsız mahkemeler karar verir…
Darbeye bulaşanlar veya yasadışı örgütlerle ilişkili olanlarla mücadele edilmelidir…
Ama kişi suçu sabit olana kadar “suçsuzdur” bir hukuk kuralıdır…
***
KHK’ların tümü yargı denetimine açılmalıdır…
Şu anda yargısız infaza dönüşen KHK’ların tümü iptal edilmelidir…
Yargı kararı olmadan hiç kimse işinden edilmemelidir…
Hakkında kesinleşmiş yargı kararı olmayan tüm kamu çalışanları görevine iade edilmelidir…
***
KHK mağdurları geçte olsa bir araya gelmeye, seslerini duyurmaya çalışıyorlar…
Önce Anıtkabir’de bir araya gelen KHK mağdurları sonrasında İstanbul’da bir basın toplantısıyla seslerini duyurmaya çalıştılar…
Bir birinden trajik öykülerini basın mensuplarıyla paylaştılar…
O basın toplantısında dile getirilen taleplerini de buradan yayınlıyorum…
***
İşte KHK mağdurlarının 7 talebi;
Biz, KHK’larla lisansı, meslekleri elinden alınan, şahıslar adına bir suç olmamasına rağmen yetiştirdikleri mesleği icra ettirmesi engellenen mağdurlarız.
Bu itibarla, KHK Mağduru Memurlar Platformu olarak taleplerimiz şunlardır;
1-Terörle mücadele gerekçesiyle ilan edilen Olağanüstü Hal’in, amacı dışında ve keyfiyetle kullanıldığı ortadadır. Terörle mücadele edilmeye devam edilebilir ancak binlerce mağdurun sırtındaki hukuksuzluk ve hak ihlallerinin giderilmesi için Olağan üstü Hal’in sona erdirilmesini istiyoruz.
2-OHAL KHK’larının çoğunluğu meclis onayından geçmemiş, idari işlem statüsünde kalmıştır. “Bu yönüyle KHK’ların hukuksuz olduğu ve yargısal denetimden kaçınıldığı, bu amaçla kurulan mahkemelerin de bu konuda işlevsizleştiği görülmektedir. Tüm KHK’lar ivedilikle meclis onayından ve yargı denetiminden geçirilmelidir…
3-Komisyon üzerine komisyon kurularak adalet dağıtılamaz. Bu nedenle, işlevsel idari hukuk yollarının açılması ya da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurulan önünün kesilmemesi gerekmektedir.
4-Adli ve idari işlemlerde, masumiyet karinesi, suçun şahsiliği, savunma hakkı vb. temel hukuk ilkelerinin ortadan kalktığı görülmektedir. Adalete olan inancın ve güvenin yeniden hızla tesis edilmelidir.
5-Gözaltı ve tutuklukla cezalandırma, gözdağı vermeye dönük adli işlemlerden vazgeçilmelidir. Bu işlemelerin kendisi terörle mücadeleyi bulandırmakta, adaletin tecelli etmesini engellemektedir. Hakkında hukuki delil olmayan, suç unsuru sayılamayacak bağlantılardan ötürü tutuklu olanlar hemen tahliye edilmelidir.
6-Uzadıkça uzayan yargılama işlemleri boyunca, geçim zorluğu yaşayan, çalışma eğitim, sağlık ve sosyal vb. hakları engellenen, kısıtlanan mağdurların üzerindeki bu baskılar kaldırılmalı, bizlerin yaşama hakkı elimizden alınmamalıdır.
7-Adaletin ilk aşaması olarak, açıkta bekleyen ve ihraç edilen tüm personellerden, adli ve idari soruşturması tamamlananlar, kuvvetli suç delili olmayanlar ve hiçbir işlem yapılmayanlar görevlerine ivedilikle iade edilmelidir.
Son olarak biz bir gün bu haksızlıkların adaletsizliklerin biteceğini biliyoruz. Ancak bu yapılanlar sadece bize değil, tüm Türkiye’ye yapılmıştır. Biz milletiz ve kendimizden çok şu vatanın geleceğinden gidişatından endişeliyiz.
Çünkü devlet, adaletsizlik üzerine inşa edilemez.
KHK Mağduru Memurlar Platformu
İmambakır Üküş
www.istanbulgercegi.com Genel Yayın Yönetmeni
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
