loading
close
SON DAKİKALAR

Muhalif olmanın dayanılmaz sıkıntısı

Muhalif olmanın dayanılmaz sıkıntısı
Tarih: 27.11.2015 - 00:00
Kategori:

Can Ataklı; Türkiye’yi yönetenlerin olduğu kadar kamuoyunun da son derece sakin, soğukkanlı ve duyarlı olması gereken bir dönemden geçiyoruz.

İktidarın yaptığı algı operasyonları sonunda, AKP’ye oy veren kitlelerde, muhalefete karşı kesin bir yargı oluştu.
O da şu; “Bu muhalifler sadece muhalif oldukları için her şeye karşı çıkıyorlar. Bunlar sırf iktidara karşı olmak için Türkiye’nin ulusal çıkarları konusunda bile aykırı davranırlar.”
Suriye sınırında düşürülen Rus uçağı konusunda bu konu çok açık biçimde kendini gösterdi.
İktidar yanlısı olanlar bu yöndeki her eleştiriyi “vatana ihanet, Rusya ile işbirliği içinde olmak” gibi klişe sloganlarla karşıladılar.
Oysa konunun iktidara karşı olmakla ve kendi ülkesine ihanet içinde bulunmakla ilgisi yok.
Yine de çok sıkıntılı bir konu.
Açıkça söyleyeyim; Türkiye Cumhuriyeti bir muz cumhuriyeti değildir.
Bir konuda kesin ve açık bir kararlılık sergilemişse, bunun gereğini yerine getirir.
Eğer Türkiye bütün dünyaya sınırları ile ilgili “angajmanlarını” açıklamışsa ve herhangi bir başka devlet bunu tanımamakta ısrar ediyorsa söylediğini yapar.
Bu açıdan bakınca Türk savaş uçaklarının bir Rus savaş uçağını düşürmesi son derece normaldir.
Türkiye yaptığı angajman açıklamaları doğrultusunda, sınırlarını ısrarla ihlal eden bir uçağı düşürmüştür.
Haklıdır.
Peki, neyi, niye eleştiriyoruz?
İşte burada iktidar sorunu yatıyor.
Bu iktidar kendi yarattığı bir sorunun hazin sonucunu yaşamakta.
Yanlış Suriye politikası hem bölgede yüz binlerce insanın ölümüne yol a açtı, hem pek çok terör örgütünün bu bölgede konuşlanmasına ve kanlı eylemler yapmasına yol açtı, hem Türkiye’nin sınır güvenliğini tehlike altına soktu hem de bölgeye ilgisi olmayan birçok devletin müdahalesine neden oldu.
Olaya son uçak düşürülmesinden bakarsak yanılırız. Uçağın düşürülmesi son 5 yılda yaşadıklarımızın kötü sonuçlarından biridir o kadar.
Bu nedenle “dünyaya kafa tutan kahraman bir başkanımız var, helal olsun ona” demek de “Rusya uçağı düşürülür mü, başımıza neler gelecek şimdi” türü korku ve endişelerle karışık eleştiriler de yanlıştır.
Burada önemli olan toplumun doğru bilgilendirilmesidir.
Türkmen bölgesinde sivil insanların katledildiğini, bölgede hiçbir terör unsurunun bulunmadığını özellikle IŞİD’in burada olmadığını söylemek halkı kandırmaktır.
Türkiye’yi yönetenlerin olduğu kadar kamuoyunun da son derece sakin, soğukkanlı ve duyarlı olması gereken bir dönemden geçiyoruz.

--BUNU YAZMAK GEREK—

Erdoğan da Putin de öncelikle iç politikaya oynuyor
Erdoğan iktidara geldiği günden bu yana başta Amerika olmak üzere batının desteğini arkasına aldı. Ancak bu destek Türkiye’nin daha iyiye gitmesi için verilmiş bir destek olarak algılanmasın.
Amerika ve batı Erdoğan’ı “istenileni en iyi yerine getiren kişi” sıfatıyla destekleniyor.
Erdoğan’ın bunu iç kamuoyundan saklaması ve hatta üzerine prim yapması için bu güçlere karşı “dik duruyormuş” izlenimi vermesi gerekiyor.
Örneğin İsrail’e “van minut” çıkışı yapmıştı. Kimsenin cesaret edemediği bir çıkış olarak algılatıldı bu olay iç siyasette. Oysa bu arada iktidar hem de şahsi kazançları artıracak biçimde İsrail’le tarihin en verimli ilişkisini sürdürüyor.
Amerika’ya, Avrupa Birliği’ne, Rusya’ya karşı çıkışlar da dışarıda pek ilgi görmediği gibi etkili de olmuyor. Ancak iç kamuoyu bundan çok etkileniyor.
Vatandaşın zihninde “Eskiden başbakanlar yabancılar karşısında ceket iliklerdi, şimdi öyle mi?” fikri çok yaygın. Doğru değil ama gerçek bu.
Rusya’da Putin’i n de durumu farklı değil. O da dışarıya karşı haşin davranarak aslında iç siyasette yerini sağlamlaştırmaya çabalıyor. Putin’in son yıllarda yaptığı bütün dış hamleler başını derde soktu.
Ukrayna, Kırım, Gürcistan operasyonları Rusya ekonomisini sıkıntıya soktu.
Ancak Rusya’daki milletçi dalga vatandaşın kendi derdini düşünmesini engelliyor, “şanlı Rus bayrağının dünyaya ayar verdiğini görmek” onları rahatlatıyor, tıpkı Türkiye’dekiler gibi.
Putin’in Türkiye’ye karşı çok sert sözler söylemesinin altında da Rus halkının gönlünü biraz olsun serinletmek yatıyor.

---DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER—

Türkiye’yi haksız göstermek isteyecekler
Rusya’nın Putin ağzından çok sert sözler söylemesinden sonra görünen o ki bir süre sakinlik sürecek.
Rus yetkililerinin “savaş olmaz” sözleri, “olayın sonuçlarının iyi düşünüleceğini” açıklamaları bunun kanıtı.
Dün de yazdığım gibi bu olaydan, eğer henüz bilmediğimiz başka türlü hesaplar yoksa tabii, savaş çıkmayacaktır.
Putin’in “bunun sonuçları olacaktır” sözlerinden sanıldığı gibi “Türkiye’nin gazını kesmek, sınırları kapatmak, ticareti bitirmek” türü yaptırımlar da bana göre olmayacaktır.
Rusya Türkiye’yi uluslar arası alanda sıkıştırmak isteyecektir.
Bunun için de elindeki en büyük koz “Türkiye terör örgütlerine yardım ediyor, Türkiye teröre destek veren ülkedir” tezini yaymaktır.
Çünkü ne yazık ki Türkiye’nin bu konuda başını ağrıtacak eylemleri var.
“Esat’ı bitireceğiz” stratejisi nedeniyle bölgedeki muhalif grupların desteklenmesi sırasında gönderilen silah ve mühimmatın terör örgütlerinin elinde olduğu biliniyor. Yine bu terör gruplarının Türkiye’ye çok rahat girip çıktıkları, gıda, sağlık ve barınma ihtiyaçlarının karşılandığı da sır değil.
İşte Rusya bu kozu oynayarak Türkiye’yi zora sokmayı deneyecektir.
Zaten “Biz Amerika ile teröre karşı ortak eylem için karar imzalamıştık, bu konuda taraf olan Türkiye’nin tavrı bizi arkadan hançerlemektir” söylemiyle bunu kanıtlıyorlar.

--MERAK ETTİĞİM ŞEYLER---

Rusya Türkiye’ye karşı kendine de zarar verecek eyleme kalkışmaz
Rus uçağının düşürülmesinden sonra kamuoyunda oluşan ilk endişe “Ruslar doğal gazı keserler mi?” oldu.
Bana göre hayır.
Rusya kendine de zararı olacak bir eyleme kalkışmaz.
Doğal gazı kesmez, Türkiye’den mal almayı, Türkiye’ye mal satmayı bitirmez.
Ekonomi iki taraflıdır.
“Sana gaz yok” demek aynı zamanda yıllık en az 10 milyar dolarlık gelire de “hayır” demek.
Bunun dışında Rusya Türkiye’ye 15 milyar dolar tutarında başka alanlarda mal ve hizmet satıyor. Ticareti kesmek bu gelirden de olmak anlamına gelir.

--TWİTTER TROLLERİ—

Rus uçağını vurduk hamaseti
Diğer yazımda belirttiğim gibi fazla bilgisi olmayanlar Rus uçağını düşürmeyi sadece milli gurur açısından ele alarak iktidara destek veriyor. Bu konuda “aykırı” sandığı her eleştiriye de öfke kusuyor. İşte bana son gelen “Rusya” twitlerinden bazıları;
* Sen yazma ulan ayı! (Moskof ayısı)
* yani türkmenler terörist öyle mi? Yazıklar olsun size
* savaş çiksa zaten rusya saflarında savaşırsınız siz
* Sizler gibi yavşaklar olduğu sürece düşmana gerek yok..
* siz varken tabiikii...rusya ya ne gerek var...vatan hainliginiz bitmiyorki!
* Erdoğan nı terörist ilan etmediğiniz kalmıştı yuh artık Türkiye terörist uçağını düşürdü deseniz ne olur korkmayın ya
* boş lafetmeyinde bir Türklük görevinizi görelim milli ne demek onu ögrenin
* Senin korkmana gerek yok.Savaş çıksada AKP Hükümeti gereğini yapar.
* sizin korktuklarinizdan biz korkmuyoruz eğer savassa ölürüz de öldürüruz de siz gibi korkakca kaçmayız
* terbiyesiz adam, ruslar turistik gezi yapmaya mı geldiler. Ordaki insanlar bizim gardaşımız. Tabi senin değil pardon...
* korkusuz kimden korkuyor ? Sivilleri öldürenleri öldürmek terörmü ?

--SORDUM ÖĞRENDİM---

İlk darbeyi turizmden yiyeceğiz
Hafta başında Halk TV’de Tuba Emlek’le sunduğumuz “Özgür irade” programının konuğu eski Turizm Bakanlarından Bahattin Yücel’di.
Yücel’e özellikle G-20 ve bölgemizdeki terör olaylarının turizme etkisini sorduk.
Eski bakan terörle turizmin direk bağlantısı olduğunu belirterek bölgede yaşananların turizmi derinden etkileyeceğini söyledi.
Söz bir ara son yıllarda cazibe alanı olarak Antalya ve çevresini seçen Rus turistlere geldiğinde Yücel, sanki olacakları kestirmiş gibi “Suriye’deki Rus varlığı ve bu nedenle aramızdaki gerginlik Rus turizmini de etkiler” demişti.
Rus uçağının düşürülmesinden sonra Yücel’i tekrar aradım. “Kötü oldu Rus turistleri kaybederiz” dedi.
Ben de “Belki tek teselli sezon sonuna denk gelmesi, mayıs hazirana kadar ortalık durulursa durum düzelir belki” deyince Yücel “Yok öyle değil” dedi ve anlattı;
“Sezon sonu yeni sezon için anlaşmaların yapıldığı dönemdir. Bu olay sadece Rus turizmini etkilemeyecek. Sezon sonunda gelecek sezon için anlaşmalar yapan ve otellerden toplu oda kiralayan şirketler ‘müşteri bulamayacakları’ korkusuyla rezervasyon yapmaktan kaçınacaktır. Böylelikle Ruslar zaten gelmeyeceklerdir önümüzdeki yıl ama asıl tehlike Türkiye’nin cazibe alanı olmaktan çıkması nedeniyle diğer ülkelerden gelecek turistlerdeki büyük azalmadır.”

Can Ataklı - Korkusuz

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları