ÖDP'den Laiklik için 1 Mayıs çağrısı

Özgürlük ve Dayanışma Partisi Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş, bu yılki 1 Mayıs’ın Türkiye’nin içinden geçtiği koşullar itibariyle 'özgün' olduğunu dile getirdi.

AKP, Meclis Başkanı’nın ağzından şeriat ilanı çağrısı yaptı.

Artık söylenecek çok fazla şey yok.

Ya onlar dediklerini yapacak şeriat ilan edecek ya da biz bu karanlığı ülkemizden defedeceğiz.

Bu ülke AKP’nin karanlığına sığmaz, bu halk gericiliğe teslim olmaz. Bugün de ülkenin tüm sokaklarında bunu gösterdik.

Dün laiklik Anayasa’da olmaz diyen, Meclis Başkanı sıfatını taşıyan zattan Erdoğan’a hepsi tek tek ‘düzeltme yapmak zorunda’ kaldı. Geri adım atmak zorunda kaldılar. Ama bu yetmez, biliyoruz ki AKP anayasa değişikliği ile İslami faşizmi kurumsallaştırmak istiyor. Bunun adı şeriattır, bunun adı hilafettir.

Laikliği kazanmak için gericiliği yenerek, şeriat-hilafet meraklılarını tarihin tozlu sayfalarında bırakmaktan başka yolumuz yoktur.

Şimdi, Şeriat-hilafet anayasasına karşı yükselen sesimizi 1 Mayıs’a taşıma zamanıdır.

1 Mayıs 2016, şeriat çağrıları yapanlara halkın en güçlü cevabı olacaktır.

1 Mayıs 2016, laikliğin halkın ellerinde yeniden kazanılacağının görüleceği bir mücadele günü olacaktır.

1 Mayıs 2016, çocuklarımızı ve geleceğimizi Ensar karanlığına terk etmeyeceğimizi göstereceğimiz bir mücadele günü olacaktır.

Şimdi her yerde tüm gücümüzle kitlesel, birleşik ve güçlü 1 Mayıs’larla sokakları doldurmak için yürüyeceğiz.

12 EYLÜL KARANLIĞINDAN AKP’YE LAİKLİK ADIM ADIM TASFİYE EDİLDİ

Türkiye’nin laiklikle kazandığı ilerici birikimleri, özellikle 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin ardından giderek etkisizleştirildi. 12 Eylül darbesi, devrimcilerin önünü kesmek için cemaat-tarikat yapılarının önünü açarken, zorunlu din dersleri ile birlikte laikliğin giderek ortadan kalkacağı bir zemin oluşturdu.

AKP, 12 Eylül’ün yarattığı bu sağ-gerici iklim içerisinde şekillenerek iktidara geldi. AKP, ilk döneminden itibaren kimi zaman ‘özgürlük’ söylemi ile perdeleyerek kimi zaman ‘mağduriyete’ dayandırarak laikliği zayıflatan bir mevzi savaşı sürdürdü.

AKP için laikliğin tasfiye edilmesi, gerici bir toplumsal düzen kurmanın ön şartı olmakla birlikte aynı zamanda emekçileri güvencesizleştiren, halkın büyük bölümünü yoksulluğa mahkum eden azgın sömürü politikalarını da dini bir örtü olarak kullanarak geliştirdiği biatla gerçekleştirmesi bakımından da önemliydi. AKP, dini aynı zamanda kendi suçlarının üzerine örtecek bir örtü olarak kullanarak yolsuzluklarını, hırsızlıklarını da dini sömürerek kapatmaya çalıştı.

Dinselleşmenin bir sonucu da Suriye’ye yönelik emperyalist müdahale sürecinde mezhepçilik temelinde aktif bir rol alma çabasıydı. Bugün ağır ve acı sonuçlarıyla karşı karşıya kaldığımız Suriye iç savaşına dahil olma, IŞİD vb. cihatçı çetelerle ittifak kurmanın ardında da mezhepçilik var. AKP’nin bir dönem sürekli dile getirdiği yeni-Osmanlıcılık politikası da bunu ifade etmektedir.

LAİKLİĞİ ANCAK HALKIN MÜCADELESİYLE KAZANABİLİRİZ

Fiilen ortadan kaldırılmış bir laiklikten söz ediyoruz. Önceki yıllarda çokça tekrarlanan ‘Türkiye laiktir laik kalacak’ sözünün artık bir anlamı yok. Çünkü artık Türkiye laik bir ülke değil. Laikliğin, devlet içindeki kimi odaklar eliyle savunulması ya da kazanılması da artık mümkün değil. AKP eliyle kurulan İslami faşizm bugün yerleşik hale gelmiş ve düzen güçleri kimi itirazlarda bulunuyor gibi görünmekle birlikte, daha çok siyasi İslamla uzlaşmayı tercih etmiştir.

Laiklik artık yalnızca halkın kendi mücadelesiyle kazanılabilir. Onun için bugün ülkenin her yerinde emekçi halkın mücadelesine dayanarak yeni bir aydınlanmaya, laikliğin gericiliğin her saldırdığı mevzide kazanılmasına ihtiyaç var.

Bugün şeriat-hilafet çağrılarına, tecavüzcü Ensar karanlığına karşı mücadele olmaksızın laikliğin kazanılması mümkün değildir. AKP gericiliğine, şeriat-hilafet çağrılarına karşı şimdi her yerde 1 Mayıs alanlarını laiklik için mücadele meydanlarına dönüştürmeliyiz.

Şeriata, gericiliğe karşı olan milyonlar 1 Mayıs’ta birleşerek AKP iktidarına gereken dersi hep birlikte vermeliyiz.

Bunun için şimdi her yerde laiklik için 1 Mayıs yürüyüşümüzü güçlendirelim, 1 Mayıs’ta alanlarda buluşalım.