loading
close
SON DAKİKALAR

Sabahat Akkiraz: 'Düşüncelerimden dolayı bin yıldır o gemilerde değilim'

Sabahat Akkiraz: 'Düşüncelerimden dolayı bin yıldır o gemilerde değilim'
Tarih: 27.01.2019 - 15:00
Kategori: Kültür & Sanat

Türk halk müziği sanatçısı Sabahat Akkiraz 'Herkesi kendileri gibi düşünenlere söyleyecek sözümüz yok. Ama bir konuyu açıklayayım. Ben inancımdan, düşüncelerimden dolayı zaten bin yıldır o gemilerde değilim' dedi.

Sanatçı Sabahat Akkiraz, Sabah Gazetesi'nin kendisine röportaj teklifi yaptığını ancak kendisinin bu teklifi geri çevirdiğini açıklamıştı. Akkiraz, "Sabah Gazetesi 'aynı gemideyiz' oyununu bana da söyletmek için röportaj teklifinde bulundu. 'Sizinle aynı gemide değilim. Halk ile aynı gemideyim. Sizinle mahkemeliğim bana fetöcü yalanını bulaştırmaya çalıştınız' dedim. Yandaşa gizli de olsa destek verenler bizimle aynı gemide değil' demişti.

Bu açıklaması sonrası Sabah gazetesi muhabiri, "Muhalif kesime şirin görüneceğim diye bir gazeteyi hedef haline getirmek, ‘halk müziği sanatçıyısım’ deyip halkın çoğunluğunu dışlamak, onları görmezden gelmek olmadı Akkiraz; yakışmadı sana!" demişti. Akkiraz, BirGün'den Burak Abatay'a konuştu. Sabah muhabirinin yanıtına "Yok saydıklarıma buradan cevap verecek değilim. Benim halkımla olan ilişkim muhalif ya da yandaş ilişkisi değildir. Benim kurduğum ilişki halk ile müziği arasındaki ilişkidir. O yüzden herkesi kendileri gibi düşünenlere söyleyecek sözümüz yok. Ama bir konuyu açıklayayım. Ben inancımdan, düşüncelerimden dolayı zaten bin yıldır o gemilerde değilim. Benim inancım bunun bedelini bin yıldır dağ başlarında yaşayarak, sistemin dışında bağımsız kalarak ve bedelini kan ile can ile ödüyor. Halkın çoğunu o tip medya mı yoksa biz mi dışlıyoruz, tarih bize gösterecek. Hep göstermiştir" karşılığını verdi. 

Daha önce Gülden Karaböcek ve Tuğçe Şenoğul’u bir araya getiren Babylon’un artistic ideas ve Median Müzik Edisyon ile beraber yürüttüğü yeni projesi Kökler ve Filizler, usta sanatçılar ile yeni dönemin güçlü seslerini buluşturmaya devam ediyor. Serinin ikinci konserinde 31 Ocak’ta Türk Halk Müziği’nin en önemli sanatçılarından Sabahat Akkiraz ve alternatif sahnenin güçlü seslerinden Melike Şahin, Babylon’da aynı sahneyi paylaşacak.

Konser öncesinde BirGün'den Burak Abatay'a konuşan Sabahat Akkiraz ve Melike Şahin'in sorulara verdikleri yanıtlar şöyle:

-Kökler ve Filizler projesinin ikinci sahnesini Melike Şahin’le beraber alacaksınız. Genç sanatçılarla aynı sahnede buluşma fikri çok özel. Projeyi bu bağlamda nasıl değerlendiriyorsunuz?

Aslında yaptığımız iş bir aktarım. Bizler ustalarımızdan sahneyi almıştık. Şimdi genç müzisyenlere bırakacağız. Ben birlikte çalıştığım birçok genç müzisyen ile hâla sahne paylaşıyorum. Onları kendi dinleyenlerim ile buluşturmak, bir bakıma bayrağı aktarana kadar onların yanında olmak dileğim. ‘Kökler ve Filizler’ ismini çok beğendiğimi söyleyeyim. Bir atasözü vardır; “Her ağaç kökünün üzerine biter (yetişir)”. Aslında müzikal geçmişimizin geleceğe ulaşması da böyle mümkün olacak.

-Melike Şahin’in müziği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ben genç arkadaşlarımın her türlü müziği yapması, dinlemesi ve aktarmasından yanayım. Sonunda müzik onu istediği yolda dinleyicileri ile buluşturacaktır. Melike Şahin de genç bir arkadaşımız. Müziğine hakim. Güzel eserler üretiyor. Bizim ihtiyacımız olan da bu zaten.

SÜREKLİ DEĞİŞİM İYİDİR

-Önümüzdeki sene müzik hayatınızda 50. yılınızı kutlayacaksınız. Sanatla geçmiş 50 yıl. Bir bakışta geçmişe dönük neler söylersiniz? Nasıl geçti o 50 yıl?

Ben 49 yıldır albüm yapıyorum, konserlerde sahne alıyorum, derleyicilik yapıyorum, aktarıcılık yapıyorum, kayıt ediyorum, düzenliyorum, dinleyici ile buluşturuyorum. Bu hep böyle oldu. Nerdeyse yarım yüzyıl oldu. Geçmiş daha güzeldi, şöyle iyiydi, böyle kutsaldı diyecek de değilim. Her zaman kendi dinleyicisini üretiyor. Nerdeyse 3 jenerasyona müzik yapan birisi olarak her dönemin kendisine göre güzellikleri kendisine göre çarpıklıkları vardı. Albüm yapmak kolay, konser zordu mesela. Konser salonu ve konser dinleyicisi azdı. Dijital müzik size her yerde dinleyici kazandırdı. Ama kaset, plak, CD gibi ürünler artık nerdeyse kalmadı. Eskinin güzelliği müziğin eskimemesiydi. İnsanlar aynı albümleri onlarca kez alırdı. Aynı eserleri dinler. Bir daha dinler, söylerdi. Ben sürekli değişimin iyi olduğunu düşünenlerdenim. Her şey değişirken müziğin ve dinleyenin değişmemesini beklemek çok yanlış. Yine de eski muhabbetleri özlemiyor da değilim.

-Alevi kültürünün müzikle, sanatla kurduğu ilişki çok özel. Bu değerli ilişki, müzik ve sanat medyasının bu denli eridiği bir dönem, nasıl etkileniyor? Bu noktada geçmişle bugünün mukayesesini nasıl yapıyorsunuz?

Alevi kültürünün ve inancının temeli bağımsızlıktan geçer. Özgür olamayanın inancı da kültürü de olmaz. Bence sanatçılar bunu kaybetti. Dernekler, federasyonlar, organizasyonlar ile kurulan ilişkiler de önceliği maddiyata verip sessiz kaldıkça yok oldular. O kurumları yönetenler de güçlerini maddiyat üzerinden kurup kendilerini önemli karar mekanizmaları saydılar. Oysa bizler öncelikle ürettiklerimiz ile inancımızın; görünür, bilinir, aktarılır yanını taşıyorduk. Kimileri bu yolda düştü. Biz yerimizdeyiz. Bağımsız sanatçılar olarak inancımıza değer veriyor ve aktarmaya devam ediyoruz. Sadece kendi insanlarımıza da değil dünyanın her yanında müziğimizi dinletmeye, onlara götürmeye devam ediyoruz. Bir elin parmakları kadarız ama göreve devam. İnancımız tabi Pir Sultan’dan, Mahzuni’den mirastır. Dönenler olacaktır. Ama biz dönmeyeceğiz.

-Sabah’ın ‘Aynı gemideyiz’ projesine katılmayı reddettiğinizi açıkladınız. Çokça konuşuldu. Projenin muhabiri ‘Yani muhalif kesime şirin görüneceğim diye bir gazeteyi hedef haline getirmek, ‘halk müziği sanatçıyısım’ deyip halkın çoğunluğunu dışlamak, onları görmezden gelmek olmadı Akkiraz; yakışmadı sana!’ dedi size. Bu projeye ve muhabirin cevabına dair neler düşünüyorsunuz?

Yok saydıklarıma buradan cevap verecek değilim. Benim halkımla olan ilişkim muhalif ya da yandaş ilişkisi değildir. Benim kurduğum ilişki halk ile müziği arasındaki ilişkidir. O yüzden herkesi kendileri gibi düşünenlere söyleyecek sözümüz yok. Ama bir konuyu açıklayayım. Ben inancımdan, düşüncelerimden dolayı zaten bin yıldır o gemilerde değilim. Benim inancım bunun bedelini bin yıldır dağ başlarında yaşayarak, sistemin dışında bağımsız kalarak ve bedelini kan ile can ile ödüyor. Halkın çoğunu o tip medya mı yoksa biz mi dışlıyoruz, tarih bize gösterecek. Hep göstermiştir.

SOMA BENİM SİYASİ MİLADIMDIR

-Bu 50 yılın içerisinde bir dönem Meclis’te bulundunuz. Nasıl geçti Meclis serüveni?

Soma Katliamı’na kadar TBMM görevimi yerine getirdim. Teklifler, önergeler, alan çalışmaları için 19.00’dan sonra muhalefete konuşma hakkı verildiğinden ve TRT 19.00’da yayını kestiği için sanki hiç konuşmamışız gibi bir algı yaratıldı ama ben ne yaptığımı biliyorum ve pişman değilim. Ama Soma benim siyasi miladımdır. Soma koltuk aşkı için iktidar ya da muhalefet olmaya gerek olmadı gerçeğini yüzümüze vurdu. Yine de pişman değilim. Ama bir daha asla yapmayacağım bir şey olarak hayatımdaki yerini aldı.

-50. sanat yılınız için özel bir çalışma olacak mı?

Yeni projemiz 50. Yılda herkese ulaşacak. “2 Usta 1 Muhabbet” sevgili Erdal Erzincan ile yaptığımız yeni projemiz. Aslında Arif Sağ hoca da olacaktı ama sağlığı el vermedi. Onun dışında özel bir şey yapmak için önümüzde 365 gün var. Bakacağız.

KONSERDE SÜRPRİZLERİMİZ OLACAK

-Kökler ve Filizler konserinize gelecek dinleyicileriniz için bir mesajınız var mı?

Babylon sahnesi özeldir. Sürprizlere açıktır. Sürprizlerimiz de olacak. Gelsinler. Birlikte türküleri paylaşalım. Gündemin karanlığına inat aydınlık bir akşam geçirelim.

***

MELİKE ŞAHİN

-Sizi Sabahat Akkiraz ile beraber izleyeceğiz. Projeyi siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Son dönemde bir dinleyici olarak da beni en çok heyecanlandıran proje diyebilirim Kökler ve Filizler için. Genç nesil sanatçılar ve onlara ilham olmuş, hayalleri üretimleri için yollar açmış sanatçıların aynı sahnede buluşması, yarının müziğine baz oluşturması açısından da önemli. Kesinlikle deneyimlenmeli ve arşivlenmeli bu seri.

AKKİRAZ TÜRKÜLERİYLE BÜYÜDÜM

-Sabahat Akkiraz’ın müziği sizin hayatınızın neresinde?

Bu toprakların yetiştirdiği en özgün seslerden Sabahat Akkiraz’ın türküleriyle büyüdüm ben. Geçen gün kasetlerini de buldum evde, konserimizden önce imzalatacağım. En güzel ninni onun sesidir benim için, en kalbime dokunandır çeşitli röportajlarımda da belirttiğim gibi. Varlığından, güler yüzünden umut alırım, güç alırım. Çok heyecanlıyım konserimiz için, düşündükçe dizlerimin bağı çözülüyor.

- Son olarak Tutuşmuş Beraber’i yayımladınız. Hep mi üzün, hep mi keder?

Bu soruya cevabımı konserlerimde veriyorum, sizi de davet ediyorum gelin görün bakalım hep mi kedermiş. (Gülüşmeler) Yazdığım şarkılar hüzünlü olabilir, bu benim asık surat ve kırık kalple hayatımı geçirdiğimi göstermez. Bilakis bolca gülerim, acıların içindeki saçmalıkları bulur çıkarır yine gülerim. Başka türlü geçmez ömür. O şarkı belli bir döneme aitti geçti orası.

- ‘Merhem’ albümü üzerine çalıştığınızı biliyoruz. Ne zaman gelecek albüm? Neler bulacağız?

Ne zaman gelecek daha bilmiyorum, ama biraz daha bekleyeceğiz orası kesin. Prodüktörüm Can Güngör’ü bekliyorum, kendi albümünün hazırlıklarıyla meşgul şu aralar. Albümümde merhemi nerde bulduğumu açıklamaya çalışacağım, dinleyicilerime de merhem olacağı umuduyla.

AYNI SAHNEYİ PAYLAŞMAK GURUR VERİCİ

-Konser öncesinde dinleyiciler için bir mesajınız var mı?

Hayatımın en özel buluşmalarından biri olacak o akşam. Sabahat Hanım’la aynı sahneyi paylaşmak gerçekten heyecan ve gurur verici. Hem kendi şarkılarımı seslendireceğim, hem de Akkiraz’dan öğrendiğim türkülerden okuyacağım birkaç tane. “Senden türkü de dinlemek istiyoruz Melike” diyenler kaçırmasın. Muhlis Berberoğlu,Orhan Deniz, İsmail Altuntaş’tan oluşan harika bir ekip bana eşlik edecek, bu sebeple de çok heyecanlıyım.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları