loading
close
SON DAKİKALAR

Yalanlarımız

Yalanlarımız
Tarih: 03.03.2015 - 00:00
Kategori:

Melih Aşık; Bir ülke kendi kendine ikide bir yalan söyleyip her defasında kendi uydurduğu yalana inanır mı? Biz inanıyoruz.

Bir ülke kendi kendine ikide bir yalan söyleyip her defasında kendi uydurduğu yalana inanır mı? Biz inanıyoruz. PKK silah bırakıyor yalanına bayılıyor, her duyduğumuzda arkasına taklıyoruz.
Silah bırakma masalı ilk kez 2009 yılında piyasaya sürüldü. Adı önce Kürt Açılımı, sonra Demokratik Açılım, daha sonra Milli Birlik Açılımı oldu. Habur’da umutlar suya düştü. Daha sonra “çözüm süreci” başladı. PKK sözde silahlarıyla birlikte Türkiye’yi terk ediyordu. Sahte resimlerle halk uyutuldu. Giden birkaç kişi gizlice geri döndü.
Yalanın son adı ise “Dolmabahçe mutabakatı” oldu.
Öcalan’ın gönderdiği ve üzerinde mutabık kalınan 10 maddeyi basınımız “Silahlara veda” gibi başlıklarla veriyor. PKK silah bırakacak havası basılıyor. PKK sözcüleri Kandil’den “Silah bırakmayacağız” diye bas bas bağırsa da... HDP bunun sadece bir “çatışmasızlık önerisi” olduğunu tekrarlasa da... Bazılarının işine yalan söylemek geliyor.
Dolmabahçe’de Öcalan’ın 10 maddelik yol haritası şifreye dönüştürülerek açıklandı. Neden şifrelendi... Çünkü içeriği anlaşılsa kamuoyu tepki gösterecekti. Bu yol haritasının sadece 10. maddesi ne olduğunu anlamaya yeter. Bu maddeyle PKK’nın taleplerini içeren “yeni bir anayasa” sözünün altına devlet imza atıyor. Yani; AKP ile PKK oturup yeni bir anayasa yapacaklar! İşte size demokratik çözüm!


Ustaya saygıyla...

Büyük ustayı, bu toprakların büyük yazarını, Yaşar Kemal’i dün sonsuzluğa uğurladık...
Bir mucizedir o... Mektep medrese görmeden dünyanın en büyük yazarları arasına girivermesi başlı başına mucize değil midir... Anlatır:
- Bütün Çukurova’da çok âşıklar destancılar dolaşıyordu. Ben destancılara çok meraklıydım. Köye bir destancı gelince ben onun yanındaydım... Ben de ilkokulda onlar gibi şiir söylemeye başladım...
Eğer mektep medrese görse idi Yaşar Kemal olur muydu? Olamazdı. Çünkü bizde mektepler insanları ve özgünlüğü köreltmek için vardır. Okullar çoğunlukla taklitçi yazar yetiştirir.
Henüz 23 yaşında Cumhuriyet gazetesindedir. Diyarbakır’da kaçakçılar arasında kaçakçı gibi üç ay yaşıyor, müthiş iki röportaj üretiyor. Röportajı seviyor. Röportajlara da romanlarım kadar çalıştım, diyor. Şaşırtıcı bir yeteneğini açıklıyor:
- Hiçbir röportajımda bir tek not almadım. Ne bir sözcük ne bir çizgi...
Nedenini şöyle anlatıyor:
- Bana öyle geliyor ki, notlar, çizgiler, sözler, gerçeğe varmak için tuzaktır.İnsan onlara güvenip yaşamayı unutur. Yazıcı olduğunu, onların yaşamına salt yazıcı olarak katıldığını unutmaz. Yaşamayı unutur. Ne kadar röportaj yapmışsam onu sonuna kadar yaşadım diyebilirim...

UYKU

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Dolmabahçe görüşmesi sonrasında Twitter’dan şöyle diyor:
“Dünyanın hiçbir yerinde silahların gölgesinde bir barıştan söz edemezsiniz. Silah bırakma, bu topraklara huzur getirecek bir adımdır.”
Kemal Bey, silah bırakmanın söz konusu olmadığını, sadece seçim öncesi çatışmasızlık üzerinde konuşulduğunu, bu oyunun her seçim öncesi oynandığını, AKP’nin böylece Kürt meselesinde çözüme yaklaşmış gibi yaparak oy devşirdiğini, PKK’nın bilvesile Güneydoğu’ya biraz daha yerleştiğini, bu tür anlaşmaların PKK ve Öcalan’ı güçlendirmekten başka işe yaramadığını galiba öğrenememiş. Kendisinin bu konuda politikası yok... Takılmış AKP ile PKK’nın peşine, öyle gidiyor.

Enerji Bakanı “Kandil Dağı’nda petrol arayacağız” diyor. Önce, önceki seçimlerde Türkiye’de bulunduğu açıklananları bir çıkarsalar...
Akif Kökçe

AST

Milliyet’te dünkü manşet haber:
“IŞİD’in kaçırdığı astsubaya ‘neden mukavemet göstermedin’ soruşturması açıldı. Suçlu bulunursa ordudan atılacak.”
Umarız astsubay mahkemede yargıçlar aracılığıyla üstlerine soracaktır:
- Peki siz IŞİD’e karşı neden direnmediniz de Süleyman Şah toprağını bırakıp kaçtınız?
Ve ekleyecektir:
“TSK, tankları, topları, uçaklarıyla 460 bin kişilik bir orduya sahip...
Ben ordunuzla karşı koyamadığınız IŞİD’e tek başıma tabancamla mı karşı koyacaktım?”
Koskoca siyasetçiler ve generaller ülkenin onurunu kurtarmayı tek başına bu astsubaydan bekliyorlar anlaşılan.

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları