loading
close
SON DAKİKALAR

Akşener: Damat gitti, kayınpederden masallar tam gaz devam ediyor

Akşener: Damat gitti, kayınpederden masallar tam gaz devam ediyor
Tarih: 03.03.2021 - 11:15
Kategori: Siyaset

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu.

Akşener'in konuşmasından satır başları şöyle:
"Geçtiğimiz hafta sonu, değerli devlet adamı Necmettin Erbakan Hoca’nın vefatının yıldönümüydü. Bu vesileyle kendisini rahmet ve saygıyla anıyorum. Bir sonraki gün de, 28 Şubat post modern darbesinin yıldönümüydü. Dönemin muktedirlerinin bin yıl sürecek dedikleri ama yatsıya kadar zor dayanan 28 Şubat’ın yıldönümüydü. Aradan yıllar geçti o kara günlerden bugünlere geldik Ama maalesef görüyoruz ki bugün Türkiye’nin üzerinde yeniden vesayetin eli dolaşıyor.

Bugün Türkiye’nin üzerinde, millete parmak sallayan aynı zihniyetin gölgesi dolaşıyor. Bugün Türkiye’nin üzerinde 28 Şubat’ın hayaleti dolaşıyor. Bu, MGK koridorları yerine sarayın koridorlarında yuvalanmış bir hayalet. Bu, apolet yerine kravat takan, haki yerine lacivert giyen bir hayalet. Bu, irticacı yerine beğenmediğine terörist diyen bir hayalet. Bu, dünün mağdurlarını bugünün mağrur muktedirleri yapan bir hayalet. Bu, dün şiirden hapis yatanlara bugün milleti “tweetten hapse attıran” bir hayalet. 

Biz dün gerçeğine boyun eğmedik, bugün elbette hayaletine boyun eğmeyeceğiz. Biz dün toplusu, tüfeklisi önünde eğilmedik bugün elbette yalanlısı, dolanlısı önünde eğilmeyiz. Çünkü biz hayaletlerin değil hakikatin peşindeyiz. Çünkü biz, vesayetin karşısında milletimizin yanındayız.

Türkiye’nin acı gerçekleri var. Milletimiz zorluklarla mücadele ediyor. Ama Türkiye’nin, bu acı gerçekleri aşacak imkanları var. Türkiye’nin her bir vatandaşını refaha erdirecek kaynakları, zenginliği var. Bütün mesele bu zenginliği, kimin nasıl paylaşacağı. İşler yolundayken müteahhidini ihaleye boğan bu iktidar bütçe dara düştüğündeyse acısını onlardan değil sırtına yeni yeni vergiler, yeni cezalar bindirdiği milletimizden çıkartıyor. Hak, adalet böyle olmaz. Devlet böyle yönetilmez.

Aliya İzzetbegoviç’in bir sözü bu sıralar sosyal medyada çok paylaşıldı. Rahmetli diyor ki; 'Davalar acılar içinde doğar, refah içinde ölür.'

Dünün mağdurlarının bugünkü izansızlığını görünce, bu sözleri daha iyi anlıyoruz. Dün 'Dava adamıyım' diye gezenlerin, bugün sarayda sürdükleri sefayı görünce bu sözleri daha iyi anlıyoruz.

Şehitlerimiz varken lebaleb kongrelerde üst üste çıkıp oynayanları görünce bu sözleri daha iyi anlıyoruz. İnsanımız çöpten yiyecek toplarken, gününü gün edip para içinde yüzenleri görünce bu sözleri daha iyi alıyoruz. İşte o nedenle dün, rahmetli Erbakan Hoca’nın 'Adil düzen' gömleğini yırtıp, kendi kurdukları düzende sefaya dalanlar bugün işler sarpa sarınca önce 2002 ruhuna o da olmayınca 1994 ruhuna dönmekten bahsediyorlar. İronik olan tam da bu zaten. Çünkü 1994 ruhu dedikleri işte o yırtıp attıkları gömleğin ta kendisi. Geldikleri noktada bu arkadaşlar, refah içindeki bu çöküşü durdurmak için kimin gömleğini giyip, hangi ruha sarılacakları üzerine kafa patlatırken bir yandan da seri gündem çalışmaları yapıyorlar. Ama maalesef her ürettikleri gündem ancak 3 gün dayanıyor. Çünkü mızrak artık çuvala sığmıyor. Milletin gündemi artık boş lafla, hamasetle gizlenemiyor. Gömlek artık dikiş tutmuyor, yolcu olan Abbas bağlasalar da durmuyor.

Bu haftaki yeni gündemi fezlekeler oldu. Yalnız bu arkadaşlar nedense kafayı bu fezlekelerin kendisine değil İYİ Parti’nin bu fezlekelere ne diyeceğine takmışlar. Eylemsizliğiyle meşhur küçük ortak çıkmış kürsüye her zamanki gibi ancak bağırıyor. Biliyorsunuz argümanı yetmeyen durmadan bağırır. Türkçesi yetmeyen de durmadan söver. Bunlar da aynen öyle. Akıllarınca bu bağırmalarla, bu çağırmalarla bizi zora sokacaklar. Oysa bizim bu konuyla ilgili tavrımız o kadar net ki, arkadaşların yaptığı bu kadar tatavayı eğlenceyle karışık bir şaşkınlıkla izliyoruz. İlkesiz siyaseti düstur edinmişlerin, dün sövdükleriyle bugün yoldaş olanların, dün yoldaş oluklarına da bugün sövenlerin bu netliğimizi yadırgamasını elbette anlıyorum. O nedenle arkadaşların bu şaşkınlığını gidermek adına bir kez daha konuyla ilgili tavrımızı açıklamak istiyorum.

İYİ Parti terörün yanında, yöresinde olmaz. Mesela İYİ Parti, teröristle masa kurmaz, pazarlık yapmaz. Mesela İYİ Parti, teröristin kafasından konfeti temizlemez. Mesela İYİ Parti, seçim kazanmak için terörist mektubuna, katil röportajına bel bağlamaz. İYİ Parti, her zaman milletinin yanında, demokrasinin yolundadır. Mesela İYİ Parti, sandıkta başkasına oy verdi diye milletine bela okumaz. Mesela İYİ Parti itirazı olan gencine, esnafına, çiftçisine terörist demez. Mesela İYİ Parti, millet şehidine ağlarken, lebaleb kongrelerde sırıta sırıta konuşmalar yapmaz.

İYİ Parti, hukukun yanında, adaletin peşindedir. Mesela İYİ Parti, terörden siyaset devşirme peşinde olanların ipiyle kuyuya inmez. Mesela İYİ Parti adaleti siyasi hesaplarına meze yapmaya kalkanlara alkış tutmaz. Mesela İYİ Parti, milletin derdi konuşulmasın diye önüne getirilen fezlekelere gözü kapalı el kaldırmaz. İYİ Parti, o fezlekelerin önünü arkasını iyice okur. Çünkü İYİ Parti, o fezlekelerin önünde biri varsa, ardında da sizin olduğunuzu çok iyi bilir. Özetle İYİ Parti, Türk yargısının hazırladığı fezlekeye bakar, gereği neyse onu yapar. Bundan kimsenin endişesi olmasın.

Ama bu arada, Twitter fenomeni küçük ortak, tatava yapmayı bıraksın, “Yapacağım, her an yapabilirim, birazdan yapıyorum…” diye ağzına sakız ettiği, malum kapatma başvurusunu ne zaman yapacakmış, onu söylesin. Hızlı olmasa da ziyadesiyle öfkeli küçük ortak hamaseti bıraksın, HDP eş genel başkanının Sayın Erdoğan’la nasıl kol kola yürüdüklerini anlattığı Netflix belgeseli kıvamındaki açıklamalara cevap versin.

Kürsülerde fırtınalar estirip icraata gelince “aradığımız kişiye ulaşılamayan” küçük ortak, boş konuşmayı bıraksın, Uygur kardeşlerimiz için ne düşünüyorlar, Çin zulmü için ne yapacaklar onu açıklasın. Bu vesileyle, Çin’in, Uygur kardeşlerimize yaptıklarının “Soykırım” olarak tanınması için meclis grubumuzun Yüce Meclis’e vereceği öneriye Sayın Bahçeli ve arkadaşlarının da desteğini bekliyoruz. Tabi Sayın Perinçek’ten izin alabilirlerse.

Merak ediyorlarmış. İYİ Parti fezlekeler geldiğinde ne yapacakmış?. Elbette, vatandaşı iki yumruk arasında sıkıştıran bu utanmazlığa geçit vermeyeceğiz. Elbette, milletimizin hür iradesine saygı duyacağız. Elbette, siyasi şovun değil, hakkın ve hakikatin yanında duracağız. Bu kadar basit, bu kadar net.

Damat gitti, kayınpederden masallar tam gaz devam ediyor. Hafta başındaki kabine toplantısının ardından çıktı ve dedi ki; 'Kamu harcamalarında israfa tahammülümüz yok.' Bunu söyleyen, daha dün, milyarlarca lirayı heba etmeyi, 'itibardan tasarruf olmaz' diye savunan, aynı Sayın Erdoğan. Allah kimseyi böyle şaşırtmasın. Allah kimseyi böyle yoldan çıkarmasın.

Siz hiç, 'israfa tahammülümüz yok' diyen, ama, 12 uçakla gezen birini duydunuz mu? Siz hiç, 'israfa tahammülümüz yok' diyen, ama, kendine saray koleksiyonu yaptıran birini gördünüz mü? Siz hiç 'İsrafa tahammülümüz yok' diyen, ama, ultra lüks araç filosuna, her gün yenilerini katan birini gördünüz mü?

Alın size en yakın örnek; 17 milyar lira zarar etmiş Türk Hava Yolları’na 347 adet lüks otomobil kiralamak için 2 gün sonra ihale yapılacak.

Bir kişi de çıkıp, 'Şirket bu kadar zarar etmiş, millet bu kadar darda, bir süreliğine iki yaşında, üç yaşında arabalarla idare edelim' demiyor.

Lüks arabayı israf görmeyen bu zihniyet, utanmadan çıkıp 'kamuda israfa tahammülümüz yok' diyebiliyor. Ne diyeyim, Allah ıslah etsin.

Pandemi yüküyle dara düşmüş vatandaşına, 53 milyar lira destek vermekle övünen, israf düşmanı Sayın Erdoğan bunun iki katını, hem de inadına Kanal İstanbul çılgınlığına yatıracağını söylüyor. Egoya bakar mısınız? Cürete bakar mısınız?

Sayın Erdoğan madem sen unuttun, ben sana hatırlatayım; Peygamber Efendimiz buyuruyorlar ki “Bir kimseyi, inada kapılmış, çekişmeci ve kendi görüşünü beğenmiş görürsen bil ki onun ziyanı tamamdır.” Milletle inatlaşma Sayın Erdoğan. Millet iradesiyle inatlaşılmaz. Siyaset tarihi milletiyle inatlaşan şuursuz siyasetçi çöplüğüdür. Milletiyle inatlaşanların sonuna bak, ders çıkar. Ama illaki inat edeceksen, millete karşı değil, millet için inat et. Mesela kalkınmada, üretimde, istihdamda inat et. Mesela, adalette, hukukta, demokraside inat et. Mesela, yolsuzlukları bitirmekte, gençlerimizin umutlarını yeşertmekte inat et.

Son dönemde aya roket yollamaya odaklanan Sayın Erdoğan’ın maalesef milletimizin sorunlarıyla ilgilenecek vakti yok. Vakti olmadığı gibi aynı zaman artık görüyoruz ki niyeti de yok. Pazartesi günü 2 milyon 200 bin esnafımızın, milyonlarca çalışanımızın, öğrencilerimizin, ailelerimizin, gözü kulağı, kabine toplantısından çıkacak karardayken kendisinin çıkıp anlattıkları bunun çok çarpıcı bir göstergesi.

Milletimiz 24 saat sonra ne yapacağını bilmiyor, Sayın Erdoğan 24 yıl önceki mağduriyetinden siyasi rant devşirmenin peşinde koşuyor.

Esnaflarımız, “Bir gün bile dayanacak gücüm yok” diyor, Sayın Erdoğan, esnafımıza ve milletimize, “Yeni Anayasa çalışmasında yol aldık” diye müjde veriyor. 2 buçuk milyon öğrencimiz, tablete ve internete ulaşamadığı için uzaktan eğitimden mahrum, Sayın Erdoğan İngiltere küçüldü, biz büyüdük diye hikaye anlatıyor.

Diyor ki; “Türkiye 2020’de yüzde 1.8 büyüdü.” Madem öyle ben de şimdi buradan milletimize çok basit bir soru soruyorum: Siz bu büyümeyi hissettiniz mi? Bir senedir, dükkanını açmasına izin verilmeyen esnafımıza, pazarcılarımıza soruyorum: Siz bu büyümeyi hissettiniz mi? Maliyetlerin altında ezilen, tarlasını ekemeyen, süremeyen, borcu her geçen gün çığ gibi artan, haciz gelmesin diye traktörünü satan çiftçilerimize soruyorum, Siz bu büyümeyi hissettiniz mi? Emekli vatandaşıma, EYT’li kardeşime soruyorum: Sizler bu büyümeyi hissettiniz mi? Okula gidemeyen, EBA’ya erişemeyen öğrenci evlatlarıma soruyorum: Siz bu büyümeyi hissettiniz mi?

Tencereyi kaynatamayan kadınlarımız, ay sonunu getiremeyen çalışanlarımız, emeklilerimiz gerçeği biliyor. Bir yıldır sahipsiz bırakılan, milyonlarca esnafımız gerçeği biliyor. 18 yıldır kaderine terkedilen çiftçimiz gerçeği biliyor.

Hal böyleyken, Sayın Erdoğan’ın büyük bir gururla anlattığı, yedi düveli kıskandıran bu büyümede eğer milletimiz büyümediyse, o zaman kimler büyüdü? Ak Parti kongrelerindeki halay başları, saray danışmanları ve beşli soygun çetesi dışında kimlerin durumu iyiye gitti?

Mesela büyümenin yarısından fazlası, bankacılık faaliyetlerinden gelmiş. Yani “Faiz lobisini bitireceğim” diye atarlanarak gezmişsin ama o faiz lobisinin ülkenin şu zor döneminde bile büyümenin yarısından fazlasını alıp götürmesine bir şey yapamamışsın.

Mesela, çalışan kesimin aldığı ücretin milli gelir içindeki payı düşmüş. Yani, vatandaştan alıp, finans çevrelerine vermişsin. Senin deyiminle, “faizcilerin” Robin Hood’u olmuşsun.

Mesela, sana göre büyüyen Türkiye’nin Merkez Bankası net rezervi 80 milyar dolar azalmış. Mesela, o büyüyen ekonomi dolar bazında yüzde 6 küçülmüş. Yani Damat Bakan ekonomide Instagram’da olduğu kadar başarılı değilmiş. Yani, “Damat sıfatı bakanlığının önüne geçti.” dediğin Damat Bakan’ın bakanlığında da pek bir hayır yokmuş. Yani, “Aslında tanısanız seversiniz” dediğin damadının, sevilecek pek de bir yanı yokmuş. Çünkü, kongrelerde yere göğe sığdıramadığın o Damat Bakan milletimizin döviz rezervini çarçur, memleketi de 70 cente muhtaç etmiş.

Her başarısızlığına, sipariş bir başarı masalı yazdıran Sayın Erdoğan’ın büyüyen ekonomisinde esnafımız, çiftçimiz, çalışanlarımız, emeklilerimiz, işsizlerimiz bu haldeyken peki ihracatçılarımız ne durumda? Maalesef ihracatçımız bu dönemde malını yükleyip satacak boş konteyner bulamıyor. Piyasalarda ciddi bir kaos var. Çin, Türkiye’deki armatörlere baskı yapıp, konteynerleri kendisine yönlendiriyor. İsrail ve Suudi Arabistan boş konteyner çıkışına sınırlama getiriyor. Her ülke ihracatçısını korumak için çeşitli tedbirler alırken Sayın Erdoğan ve arkadaşları kılını kıpırdatmıyor. İhracatçılarımız, Damat Bakan’ın çarçur ettiği dolarları geri kazanmak için gemi bulamazken, onlar uzay gemisi peşinde koşuyorlar.

Sayın Erdoğan; İki lafın birinde, “yerli ve milli” demeyi biliyorsun, ama iş uygulamaya gelince hep tersini yapıyorsun. İhracata dayalı bir büyüme, yerli ve güçlü bir deniz filosuyla olur.

Siz ülkeyi yöneten beceriksizlere bakmayın. Ak Parti’nin ihracatçımızı düşürdüğü bu durumun çıkışı var. Çözümlerimiz, projelerimiz hazır."

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları