loading
close
SON DAKİKALAR

Azmi Karamahmutoğlu: Türkiye’nin kıyıları ve plajları kaçak ve kayrılmış işletmelerin işgali altındadır!

Azmi Karamahmutoğlu: Türkiye’nin kıyıları ve plajları kaçak ve kayrılmış işletmelerin işgali altındadır!
Tarih: 23.06.2025 - 13:30
Kategori: Siyaset

Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu: Bu savaşın İran’da yıkıma yol açması, Türkiye için güvenlik risklerinin artması, göç dalgalarının yaşanması ve ekonomik sonuçlar bakımından petrol fiyatlarının anormal oynaması anlamına gelir. Bunların tamamı ülkemiz için tehdit oluşturur....

Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu, 23 Haziran 2025 Pazartesi Zafer Partisi'nin haftalık basın açıklamasında konuştu;
 

Azmi Karamahmutoğlu: Bugün, Zafer Partisi'nin haftalık olağan değerlendirmesini yapmak üzere 23 Haziran tarihli basın toplantısında bir araya geldik. Haziran ayı, okulların kapanmasıyla birlikte turizm sezonunun başladığı ve tarım sektöründe taban alım fiyatlarının açıklandığı bir dönemdir. Bu dönemde tarım sektöründe emeğin karşılığı piyasa değeriyle yüzleşirken, Türkiye’nin büyük bir kısmını oluşturan kırsal nüfus yaşlanmakta, genç nüfus ise tarımdan uzaklaşmaktadır.

Kırsaldan kentlere göç hızla artmakta; çünkü tarım çok emek isteyen ama az kazandıran ve risk oranı yüksek bir sektör haline gelmiştir. Doğal afetler, ekonomik dalgalanmalar, fiyat belirsizlikleri ve yetersiz devlet destekleri tarımsal üretimi tehdit etmektedir. Tarım ve hayvancılık, stratejik sektörlerdir. Milli güvenliğimizle doğrudan ilişkili olan bu alanlar, savunma sanayisi kadar önemlidir. Ancak AKP hükümeti, son 23 yılda bu alanlarda üretim sorunlarını çözmek yerine büyütmüştür.

Bugün tarım ve hayvancılık dövize bağımlı hale gelmiştir: hayvan ithal, yem ithal, çalışan bile ithaldir. Artan maliyetler karşısında çiftçiler her türlü devlet desteğini hak etmektedir. Türkiye’de tarım ve hayvancılıkla birlikte ele alınması gereken en önemli konulardan biri “döngüsel tarım” modelidir. Bu model desteklenmeli, uygulanmalıdır.

Öte yandan, turizm sezonuna da girmiş bulunmaktayız. Ne yazık ki bu sezona, geçtiğimiz kış Bolu Kartalkaya’da 78 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği otel yangınının ardından girdik. Bu felaketin üzerinden henüz 5 ay geçmişken, gereken soruşturmalar yapılmamış, cezalar verilmemişken, Turizm Bakanı Sayın Mehmet Ersoy turizm sezonunu Yunan karasularında yat gezisiyle açmıştır.

Bugün Türkiye’nin kıyıları ve plajları kaçak ve kayrılmış işletmelerin işgali altındadır. Sayın Bakan'ın Yunan sahillerini gözlemleyerek, Türkiye’deki durumla karşılaştırma yapmasını temenni ediyoruz. Ayrıca oradaki fiyatlarla Türkiye'deki turistik bölgelerdeki fahiş fiyatlar arasında da bir karşılaştırma yapmasını diliyoruz.

Türk turizmi, sahip olduğu yüksek potansiyele rağmen kötü yönetim ve beceriksizlik yüzünden büyük bir keşmekeşin içine sürüklenmiştir. Kültür, tarih, inanç ve gastronomi turizmi gibi alanlarda çeşitlenmek yerine, son dönemde aşağılayıcı ve itibarsız turizm türleriyle anılır hale gelmiştir. Gelir seviyesi düşük yabancı turist profili ülkemizde ağırlık kazanmakta; ülkemiz, turizmin “kaymağını” başkalarına kaptırmaktadır.

İç turizmde de durum iç açıcı değildir. Vatandaşlarımızın en doğal hakkı olan denize girme özgürlüğü dahi ellerinden alınmıştır. Sahiller mafya ve kayrılan işletmeler tarafından işgal altındadır. Geçtiğimiz yıl “Sahiller Halkındır!” demiştik. Bu yıl da aynı sorunlar devam etmektedir. Bakanlık söz vermişti ama hiçbir adım atılmamıştır. Zafer Partisi olarak bu işgalin karşısında duracağız. Her partiden belediyeler ve bakanlıklar üzerinde kamuoyu baskımızı sürdüreceğiz.

Kıymetli basın mensupları,

Son 10 gündür dünya İsrail ile İran arasında başlayan hava saldırılarıyla sarsılmıştır. 13 Haziran sabahı İsrail’in başlattığı saldırı, başlangıçta İran’ın nükleer programını hedef almak amacıyla gerçekleştirildiği iddiasıyla başladı. Beşinci nükleer müzakerenin ardından barış umudu doğmuşken, altıncı görüşme öncesinde Netanyahu hükümeti bu saldırıyı başlatmıştır. 9. günde ABD de saldırıya dahil olmuştur. Başkan Trump “tamamen yok edildi” ifadesini kullanmıştır.

Ancak savaşın nedeni yalnızca nükleer program değildir. Netanyahu'nun açıklamalarına göre savaş, İran'da rejim değişikliği gerçekleşmeden sona ermeyecektir. Zafer Partisi olarak İran’ın egemenliğine yapılan bu dış müdahalenin karşısındayız. İran halkı içinde dahi bu saldırıya karşı vatansever bir duruş sergilenmiş; muhalifler bile kendi devletlerinin yanında yer almıştır. Bu örnek, ulusal birlik adına takdir edilmelidir.

Zafer Partisi olarak biz, uluslararası hukuka ve diplomasiye şans verilmesini, müzakerelerin devam etmesini savunuyoruz. Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesinin tam da bu dönemde ne kadar anlamlı olduğu ortadadır. AKP hükümetinin zaman zaman bu ilkeye yönelik küçümseyici tavrını hatırlatıyor, bu ilkenin ülkemizin çıkarına olduğunu vurguluyoruz.

Bu savaşın İran’da yıkıma yol açması, Türkiye için güvenlik risklerinin artması, göç dalgalarının yaşanması ve ekonomik sonuçlar bakımından petrol fiyatlarının anormal oynaması anlamına gelir. Bunların tamamı ülkemiz için tehdit oluşturur.

Değerli kamuoyu,

Konuşmamıza güzel bir haberle son verelim: Partimizin Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ, 5 ay süren haksız tutukluluğun ardından geçen hafta özgürlüğüne kavuşmuştur. Ankara’ya, Zafer Partisi Genel Merkezine dönerek çalışmaya başlamıştır.

Ancak biz bu sevinci tam olarak yaşayamadan, yeni bir hukuksuzlukla sarsıldık. Uzun yıllardır Türk kamuoyunun sevdiği, takip ettiği gazeteci Sayın Fatih Altaylı önce gözaltına alındı, ardından tutuklandı. Hakaret ve tehdit suçlamasıyla tutuklanan Fatih Altaylı'nın bu suçlara ihtiyacı yoktur. Bilgi ve analiz yeteneği ile fikirlerini ifade etmektedir. Eğer bilgi tehdit sayılıyorsa bu, cehalete övgüdür. Bu durum, ülkemizi ve zihin dünyamızı çölleştirir.

Fatih Altaylı, hükümet medyasının tüm yayınlarından daha fazla izlenmekte, daha fazla okunmaktaydı. Onu hapsetmek, bir televizyon kanalını kapatmaktan farksızdır. Gazeteciler, aydınlar, siyasetçiler konuşmalı, yazmalı, eleştirmelidir. Bu yönetenlerin lehinedir. Denetimsizlik hataları artırır. Fatih Altaylı özgürlüğüne kavuşana dek bu konunun takipçisi olacağız.

Kaynak : istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları