loading
close
SON DAKİKALAR

Bahçeli İki Yüzlülüğün Daniskası

Bahçeli İki Yüzlülüğün Daniskası
Tarih: 14.02.2012 - 14:00
Kategori: Siyaset

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin haftalık olağan meclis grup toplantısında konuştu.

Bahçeli grup toplantısında yaptığı konuşmada; AK Parti iktidarında aziz milletimizi tertiplerin ortasına savrulmuştur. Ümitlerin aydınlık yüzü karanlık emeller tarafından kapatılmış ve karartılmıştır. AK Parti ile birlikte geriye gidişin adı ileri demokrasi olmuş, tarafgirlik hukukla perdelenmiştir. Değişim iddiaları milletten vazgeçmenin kurnazlığı, vesayettten kurtulma safsataları da geçmişten kurtulmanın sığınağı haline gelmiştir. AK Parti yıkımın temsilcisi olarak siyaset tarihine kara haraflerle yazılmıştır. Milletimizin kardeşliği ucuz pazarlıklara atılmıştır. Türkiye dipsiz bir kör kuyunun sınırına kadar getirilmiştir. Demokratikleştik, özgürleştik, hesap sorduk aldatmalarıyla, ülkemiz ucu nereye dayandığı belli olmayan güzergahlara sürüklenmiştir. AK Parti'ye güç ve destek veren, kesim zümre ve grupların karşılıklı itişmeleri, hesaplaşmalarına gelinmiştir. Türkiye'nin ufku kirletilmiş, daha iyiye ulaşma çabaları kösteklenmiştir. Görüldüğü kadarıyla AK Parti'nin kuruluşunda katkısı olanlar, 9 yıllık birlikteliği bozacak bir noktaya doğru yavaş yavaş ilerlemektedir. Devleti ağ gibi saran unsurlar, AK Parti'ye verdikleri kefaleti geri almaya başlamışlardır. Gelişmeler bize bunları göstermektedir. Fazlasıyla dikkati çeken hizip ve gruplaşmalar hizipibi kurumsallaştırmıştır. Milli ve manevi değerlerin erozyona uğratılması bir plan dahilinde gerçekleşmiştir. AK Parti menşeeli pervasızlıklar, devletteki omurgasızlıklar, muhalif unsurlara karşı yapılan sürek avıyla bugüne gelinmiştir. İktidar savaşlarıyla ülkemiz kan kaybına maruz kalmıştır. Türkiye hassasiyetinin ayaklar altına alındığına delalet etmektedir. Kaybedeni belli olan bununda milletimizin olduğu belli olan kapışmanın devlet yönetimini etkileyecek hale gelmiştir. İktidarın öncülüğünde bölüşmenin pimi çekilmiş ve ortalık toz duman olmuştur. Etkin bölücülük her istediğini alacak konuma ulaşmıştır. İsyanlar alkışlanmış haçlı zihniyeti uyandırılmıştır. İmralı'ya oksijen verilmiş eli kanlı katiller umutlandırılmıştır. Tam açılımı sözde Kürdistan Topluluklar Birliği olan KCK paralel bir devlet organizasyonu olarak 12 Mayıs 2005'te kurulmuştur. Milletimizi zehirleyen milletimizi katleden KCK'nın 2007 yılına kadar faaliyetlerini sürdürmüştür. KCK kuruluşundan itibaren 4 yıl boyunca hiç bir adli kuruma konu edilmemiştir. 2009 da bir milat olmuş ve araştırmalar olmuştur. KCK PKK'nın şehir uzantısıdır. Siyasi örgütlenme nedenidir. Başbakan'ın silahı bırakır masaya gelirsiniz derken iması da budur. KCK bölücülüğün adıdır. Kanıtıdır. Bugüne damga vuran gündemi meşgul eden KCK davası çerçevesinde kamuoyuna yansıyan belgeler hepimizi hayrete düşüren bir nitelik kazanmıştır. MİT'in Müsteşarı ve 5 kişinin ifadeye çağrılması dikkat çekmiştir. BU davanın KCK soruşturması nedeniyle yapılmıştır. Halen görevdeki müsteşar ve 5 kişiyle ilgili davanın başka bir boyutta olduğunu görüyoruz. Şaebeli bir tutumla yargıya müdahale edilmiştir. AK Parti yargıya müdahale etmiş ve MİT kanununu değiştirmek için Meclis'e müracaat etmiştir. Görevin ifası sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında yasal işlem yapılması devlet tarafından engellenmiştir. Yapılması düşünülen yasal hamleyle asıl soruşturma sürecinin etkisizleştirilmesi esas alınmıştır. Bu konuya üst zey kamu görevlilerinin de hedef alındığı anlaşılmıştır. Hukuku siyasi değerler için seferber etmek AK Parti'nin gerçek yüzünü göstermiştir. Emekli bir Orgeneral demir parmaklıklar ardına atılırken kendilerine dokunulduğunda yargıya müdahale etmekten çekinmemiştir. Bundan sonra inandırıcılığından kimse bahsedemeyecektir. AK Parti yargısı yine hareket etmiş ve suya kirliliğini bulaştırmıitır. Adama göre muamele yapan yargıyı keyfi hale getiren bir hal almıştır. Bugün artık yargı arka bahçe olmaktan çıkmıştır sözleri boşa çıkmıştır. Adaleti siyasal maksatlarla eğip bükenler gün gelecekl bu taşlara başlarını vuracaklar. Basiretini yitirmiş ayakta kalmak için her fırsatı değerlendirmesi her yola başvurması bir gün başına büyük dertler açacaktır. MİT Müsteşarının ifadeye çağırılmasını kabul edemeyen AK Parti'nin toplantı üstüne toplantı yapması bir skandaldır. AK Parti aksini yapmaya yeltenmişsede hukuk karşısında herkes eşittir. İster Başbakan ister sıradan bir insan hukuk herkese aynı şekilde yaklaşmalıdır. Aklımla izah edemiyorum diyerek akıl yoksunu bir milletvekili üyesi aklıyla göremiyorsa ne zaman görecek ve ne zaman anlayacaktır? Ortada suç yok görev var diyenlerin vicdanları susturduğunu hangi misallere bakarak öğrenecektir. Türkiye bugün girdiği dar boğazdan çıkmalıdır. Emniyet MİT ve yargı devletin taşıyıcı direkelri arasındaki üç vazgeçilemez unsurdur. Aralarındaki kavga ve kargaşa Türkyie'yi engellenemeyecek bir kavganın içine sokacaktır. Başbakan sıfatıyla Türkiye'yi istikrar içinde yönetmeniz gerektiğini görmeniz gerekmektedir. Bunun için MİT müsteşarını korumanız gerekmemektedir. Türkiye bir hukuk devleti olduğunu kabul ediyorsa kimsenin yasalardan üstün olmayacağı da akıllardan çıkarılmamalıdır. Başbakan ya da herhangi bir hükümet üyesi kimseye özel yetki veremeyecektir. Aksi tutum suç olacaktır. BU kapsamda MİT kanununda yapacağınız değişikliği de başka sorunlara neden olmadan geri çekiniz. Aksi takdirde MHP sonuna kadar teklife karşı duracaktır ve sonuna kadar hayır diyecektir. Medyada yer bulan iddiaların kabul edilebilir yanı yoktur. Duyan herkesi şaşırtan söz konusu iddialar anabaşlıklar halinde şunlardır;; KCK MİT'İn gözetimi eşliğinde tamamlanmıştır. MİT istihbarat toplama haricinde örgütün yönetilmesine aracılık etmiştir. MİT örgüt içindeki elemanları vasıtasıyla örgüt içinde harekete geçmemiştir. MİT örgüte verdiği taahütler doğrultusunda çalışmalar gerçekleştirmiş ve kanlı eylemlere neden olmuştur. Bunlar doğruysa bu eylemlerin Başbakan'ın emri ve izni dışında gerçekleşmesi mmkün değildir. Müsteşara kendisine inandığım bir arkadaşımdır. Sözleriyle herşeyi ortaya koyuyor. Örgütün MİT eliyle kurulduğu gözler önüne seriliyor. İfşa edilen AK Parti PKK mutabakatının içinde TÜrkiye'yi hedef alan yeni bir anayasa hazırlanması, kürt kimliğinin yeni anayasada ifade bulması kürtçenin ikinci resmi dil kabul ediilmesi İmralı'dakinin ev hapsine geçmesi planlanıyor. Parti olarak yıllardan beri silahlı ve silahsız bölücülüğün düşmanlığını yapıyoruz. Hükümetin türk milleti arasından yeni azınlıklar çıkarmak için her yolu deneyeceğini duyurduk. Türkiye'yi bölmeyi ve parçalamayı sözde terörü bitirme başlığı adı altında yeni anayasayla gerçekleştirmek istediğini terör örgütüyle siyasi çözüm aradığını ve tehlikeyi anlattık. Biz terörden beslenen bölücülüğün mazur gösterilmek istendiğini söylerken iktidar bunun demokrasinin gereği olarak ifade edildiğini göstermiştir.Biz silahları bırakıp siyasete çağırılmasının teröristi Meclis'e çağırmanın yanlış olduğunu söylerken yandaş medya bunun çözüm olduğunu yazmışlardır. Kamuoyunu aldatmak için demokratik açılım diye bir çalışma uydurduklarını söyledik. Türk milletinin ulviyetini zedeleyen iğrençlikler bugün daha da anlam kazanmış ve herşey çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. İmralı canisi Suriye'deyken bile daha güvence altına alınmış ve yeniden dirilmesi hükümet tarafından sağlanmıştır.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları