''Biz hala senin bıraktığınız yerdeyiz''

Cumartesi Anneleri/İnsanları 379. buluşmlarında kayıplara karşı mücadelenin simge isimlerinden Baba Ocağ'ı ve gözaltında kaybedilen Mehmet Can Ayşin'i andı...

379. kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları kayıplara karşı mücadelenin simge isimlerinden Baba Ocak'ı andı.  Ayrıca 1994 yılında Diyarbakır’da gözaltına alınan Mehmet Can Ayşin’in akıbetini sordu. 

Cumartesi Annelerine/İnsanlarına sinema sanatçısı Nur Sürer de destek verdi.

İlk sözü alan Leman Yurtsever, Baba Ocağ’a "Kayıpların akıbeti açıklanıncaya, sorumluları yargılanıncaya kadar biz de mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Biz hala senin bıraktığınız yerdeyiz" diye seslendi.

 

''Hasan bulunduğunda Babam o gün için 'düğün' demişti''

Hasan Ocağ’ın kardeşi Maside Ocak, Babasının tüm kayıplar için sokaklarda mücadele ettiğini, Hasan’ın gözaltında kaybedildiği günden beri dik dik durduğunu söyleyerek, “Babam Hasan’ın cenazesi bulunduğunda o gün için ‘düğün’ benzetmesi yapmıştı. O gün binlerce kişinin katılımıyla Hasan’ın düğününü yapmıştı” dedi.


Mücadele sürecinde çocuklarına kavuşamadan hayata veda eden anneleri ve babaları hatırlatan Ocak,  "Sadece babamı değil, bu meydanlarda yan yana oturduğumuz Gülizar teyzeyi, Ramazan amcayı ve adını sayamadığım diğer kaybettiğimiz tüm kayıplar mücadelesindeki annelerimizi, babalarımızı, yol arkadaşlarımızı saygıyla anıyorum" şeklinde ifade etti. 

"Kayıplar mücadelesini dişi ile tırnağı ile yarattı''

Rıdvan Karakoçun ağabeyi Hasan Karakoç,  Baba Ocağ’ın tarihe damgasını vuran kişilerden biri olduğunu, kayıplarla mücadeleyi ön plana çıkardığını belirterek, coplanmasına, gözaltına alınmasına, hırpalanmasına rağmen kayıplar mücadelesini dişi ile tırnağı ile yarattığını vurguladı. 


Cumartesi anneleri /insanları bugün 1994 yılında Diyarbakır’da gözaltına alınıp kaybedilen Mehmet Can Ayçin’in akıbetini sordu.

 
8 Mayıs 1994 günü Askerler Lice’ye bağlı Mızag Köyü ve çevresinden operasyon yaptı. Köy halkını bir araya topladıktan sonra evleri yaptı. Köyde bulunan bütün erkekleri gözaltına alıp, yaklaşık 6-7 saat yürüyerek Lice Jandarma Komutanlığı’na götürdü. 2 gün sonra 8 köylüyü tutup diğerlerini serbest bıraktılar. Gözaltına tutulan köylülerden yedisini 8 gün içinde serbest bıraktılar. Mehmet Can Ayşin’in ise gözaltına alındığını inkar ettiler. Ayşin’le birlikte gözaltına alınanlar, gözaltında tutulanlar tanıklık yaptılar. Aile dilekçe ile Diyarbakır DGM Savcığı’na başvurdu. Savcılık dilekçeyi almadı. Ailenin Lice Savcılığı’na, Olağanüstü Hal Bölge (OHAL) Valiliği’ne, Diyarbakır Valiliği’ne TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na yaptığı başvurular da sonuç vermedi.  Lice Tabur Komutanlığı söz konusu tarihte Yorulmaz Köyü’ne operasyon düzenlemediğini ve köyden hiç kimsenin gözaltına alınmadığını açıkladı.


45 yaşındaki 9 çocuk babası Mehmet Can Ayşin’den bir daha haber alınamadı. 

 
''Zulme ortak olmayın''

Bu haftaki basın açıklamasını okuyan Mine Mezali, ailenin iç hukuku harekete geçiremediğini,  24 Şubat 2002 tarihinde konuyu AİHM’ye taşıdıklarını söyleyerek, Halime Ayşin ve 9 çocuğunun 18 yıldır babalarını aradıklarını, “Gözyaşımızı akıtacak bir mezar taşımız olsun’’ diye mücadele ettiklerini, bu mücadelenin 10 yılının AKP iktidarıyla geçtiğini ifade etti. 


Yönettiği topraklarda kayıp ailelerine yaşatılan zulüm karşısında susan Başkan’ın “zulme ortak olmayın” diyerek Suriye için küresel vicdan çağrısı yaptığını  “Zulme rıza zulümdür, zalimlerin yanında yer almak zalimliği benimsemektir” dediğini hatırlatarak,  Başbakan’a vicdan çağrısı yaptıklarını, “Zulme ortak olmayın”, “Zulme rıza zulümdür, zalimlerin yanında yer almak, zalimliği benimsemektedir” diye seslendi. 

Vişne Haer Ajansı/Duygu Yeşilgöz