loading
close
SON DAKİKALAR

CHP,

CHP,
Tarih: 06.12.2011 - 15:46
Kategori: Siyaset

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, "Acil Demokrasi Paketi" kapsamında bazı suçlarda zaman aşımının kaldırılmasını öngören kanun teklifi hazırladıklarını açıkladı.

Tarhan, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile birlikte TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, hazırlanan kanun teklifi hakkında bilgi verdi.

Tarhan, TBMM Başkanlığına bugün sunacaklarını belirttiği yasa teklifinin, geçmişte halka büyük acılar yaşatan faili meçhul cinayetlerin faillerinin yakalanması ve cezalandırılması için yol açıcı olacağını söyledi. Tarhan, "Faili meçhul cinayetler, tarihimizin yüz karası olan... Toplu ateşe atılmalar... Derin devlet, mafya ilişkilerinin ürünü olan cinayetler... Geçmişte halkımıza büyük acılar yaşatmış. Bunların çözümü ve bunlar hesaplaşma ve yüzleşme için Acil Demokrasi Paketinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Yüzleşmek istemeyen kimmiş, tabii onun da çok önemli bir testi, sınaması olacağını düşünüyoruz" diye konuştu.

Hrant Dink cinayetinde olduğu gibi "faili meçhul değilmiş gibi görünen" ancak, derin faillerinin bilinmediği konularda, yasa tekliflerinin ön açıcı bir düzenleme olacağını savunan Tarhan, şöyle konuştu:

"Burada en önemli şey; hani faili meçhul değilmiş gibi görünüp de örneğin, Hrant Dink cinayetinde, görünürde failleri olan ancak derin faillerinin kim olduğunu henüz bilemediğimiz konularda bizim önümüzü açacak düzenleme olduğunu düşünüyorum. Yani gerçek faillerin yakalanması ve cezalandırılması anlamında çok önemli yol açıcı bir madde olduğunu düşünüyorum bu teklifin. Karşılaştırmalı hukukta da buna ilişkin incelemelerimizi yaptık. Pek çok örneği var, Avrupa ve dünya ceza hukuk sisteminde yeri var böyle bir düzenlemenin. Yaptığımız çalışmaya güveniyoruz. AKP’nin özellikle bu konuda ne düşüneceğini merak ediyoruz."

Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu da "zaman aşımı probleminin" uzun zamandır kamuoyunun gündeminde olduğunu anlatarak, "Faili meçhuller ve kayıplar bakımından özellikle çok konuşuluyor. Aynı zamanda devam eden davalar açısından da zaman aşımı problemi yakın zamana kadar hep Türkiye’nin gündeminde oldu. Bugün biliyorsunuz, Sivas davası var. Sivas davasının da zaman aşımına uğraması riski var. Bu nedenle CHP Meclis Grubu olarak, Türk Ceza Kanunu’da zaman aşımını düzenleyen 66 ve 68. maddelerde değişiklik yapılması konusunda bir teklif hazırladık" açıklamasında bulundu.

"Teklifimize göre, kasten öldürme, işkence, ağırlaştırılmış işkence ve çocuklara cinsel istismar suçlarında zaman aşımı hükümlerinin uygulanmaması öngörülüyor" diyen Tanrıkulu, teklifin bugün TBMM Başkanlığına sunulacağını söyledi. Tanrıkulu, şöyle devam etti:

"Umuyoruz, AKP bu teklife destek verir. Bununla da ayrıca AKP’yi test etmiş olacağız. Gerçekten failleri kim koruyor? Faillerin yargılanmasını kim engelliyor, kim engellemek istemiyor? Faillerin cezalandırılmasını kim istiyor, kim istemiyor? Bu teklifle bu ortaya çıkacak. Buradan kendilerine çağrıda bulunuyoruz: Bu teklife destek olun. Hemen yasallaştıralım. Böylece bugüne kadar teslim olmamış, failler bakımından onların teslim olmasını sağlayacak bir yolu da açmış olalım. Biliyorsunuz 1990’lı yıllarda Güneydoğu’da yüzlerce faili meçhul cinayet olmuştur. Bunlardan bir kısmı 20 yıllık zaman aşımına tabi. Bu nedenle bir kısım failler bu sürenin geçmesini bekliyor. 30 yıla yaklaşan zaman aşımı süreleri var. Bunların yargılamalarının donma riski var. Halen süren soruşturma ve davalara uygulanması gerektiği konusunda teklifimizde geçici madde var."

Grup Başkanvekili Tarhan, şike cezalarında irdirim sağlayan yasanın Cumhurbaşkanınca geri gönderilmesinden sonra AK Parti’nin imzalarının arkasında duracağı yönünde açıklama yaptığı hatırlatılarak, "Parti olarak sizin değerlendirmeniz nedir?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"İktidar partisinin açıklamasından önce Anadolu Ajansına yaptığım bir açıklama vardı. Kamuoyunda şike yasası olarak adlandırılan bu metni bir hukukçu gözüyle değerlendirdim ve inceledim. Altındaki imzamın arkasındayım. Bir kere Cumhurbaşkanın veto etme gerekçelerindeki ölçülülük prensibinin burada aslında çok açık ve net olarak ortaya konulduğunu görüyorum. Çünkü, 18 yıl hapis cezasına kadar varan bir özgürlüğü bağlayıcı ceza ile karşı karşıya kalınabiliyor. Bunun sportif bir suçta bu kadar yüksek tutulmasının asıl toplum vicdanı ile bağdaşmayacağını düşünüyorum. Çok dikkatli tetkik edilmiş, özellikle Ceza Yargılama Yasasındaki karşılığı 231 ile dengelenmesi de tarafımdan olumlu bulunmuştur. Ben imzamın arkasındayım. Ayrıca, şunu sorgulamadan da geçemeyeceğim; Sayın Cumhurbaşkanının daha önce Ceza Yöntem Yasasında en az 8-9, Ceza Yasasında onlarca yapılan değişiklik ve doğrudan yargılamalara müdahale niteliğindeki değişikliklerde neden toplum vicdanı ve ölçülülük orantısı ile ilgilenmediğini merak ediyorum.

İkincisi, somut olarak açıklamam gerekirse, YİMPAŞ ile ilgili, daha önce yürümekte olan görevi kötüye kullanmakla ilgili suçlara ilişkin doğrudan örtülü af niteliğindeki düzenlemede ve buna benzer pek çok düzenleme var. Örneğin 231, 2 yıla kadar hapis cezalarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması Türkiye’deki yüz binlerce davayı doğrudan etkilemiştir. Yargının tıkanmasına neden olmuştur. Bunu öngöremeyen bir Cumhurbaşkanının şike yasası ile ilgili böyle özel değerlendirmeler yapmasını da garip bulduğumu söylemeliyim."

Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu da Tunceli il başkanının görevden alınmasıyla ilgili soruya "Örgütle ilgili gelişmelerden dolayı görevden alınmıştır. Bunun özel bir nedeni yok tabii ki" cevabını verdi.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları