loading
close
SON DAKİKALAR

CHP'den Erdoğan'ın sözlerine ilişkin çağrı: Resmi girişimde bulunacağız, Meclise bilgi verilmesi lazım

CHP'den Erdoğan'ın sözlerine ilişkin çağrı: Resmi girişimde bulunacağız, Meclise bilgi verilmesi lazım
Tarih: 27.02.2020 - 16:19
Kategori: Siyaset

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın dün söylediği "Bugün Suriye ile olan 911 km'lik sınırımızın ötesinde verdiğimiz her mücadeleyi yarın kendi topraklarımızda bugünkünden 100 kat fazla büyük kayıplarla vermek zorunda kalacağız" açıklamasını sordu....

Özgür Özel'in açıklamaları şöyle: 

"Türkiye Cumhuriyeti'ni temsile yetkili ve aracında Türk bayrağını taşıyacak 3 kamu görevlisi var. Biri seçilmiş cumhurbaşkanı, bir tanesi 81 ilin valileri, diğeri de yurt dışındaki büyükelçiler. 

Ozan Ceyhun ülkücü camiada ciddi tartışma yaratan ve MHP'yi o cinayeti o işlemedi noktasına getiren bir süreci yaşattı. 

Biz Ozan Ceyhun şunun, bunun katili, demedik. Ama Türkiye'nin katili bir atamanın ürünü olduğunu ifade ettik. Önce Avusturya'da siyasi sığınmacı oluyor sonra Almanya'ya geçiyor. Türkiye'yi temsil edecek ama Ceyhun Avusturya sığındığında Avusturya ve Alman istihhbaratı sorguladı. Bu istihbaratın kesilip kesilmediği merak konusu. 

Kuala Lumpur Büyükelçisi Merve Kavakçı Türkiye vatandaşıydı, ABD vatandaşlığına geçti. Türkiye'nin egemenliğini reddetmiş biri. 

Egemen Bağış'ı ve giysi torbasını hatırlamadan geçmemek gerekiyor. Şaban Dişli'nin Hollanda Lahey'de Türkiye'yi temsil edeceğini hatırlamak lazım. İş takibi yaptığından dolayı maddii kazanç elde ettiği meselesi ortada duran Şaban Dişli'yi konuşmadan geçmemek gerekiyor.

Şaban Dişli'nin AKP'nin suçun şahsiliğini hiç önemsemediğini biliyoruz. Kişinin kardeşi FETÖ okulund okudyusa kişinin güüvenlik soruşturmasını bozuk çıkaranların Şaban Dişli'nin kardeşinin bu ülkenin evlatlarına, parlamentosuna 15 Temmuz'da nasıl kastettiğini hatırlatmak gerekiyor. 

Dün AKP Genel Başkanı Erdoğan Bakü dönüşü uçakta açıklamalar yaptı. AKP, içeride, dışarıda ve belli yerlerde şantaj siyasetine sarılmış durumda ve vazgeçmiyorlar. HTS yargının işi. Bylock listelerinde kimler varken ayıklanmış bir Bylock listesinin üzerinden çalışılmasına izin verildiğini görelim, FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmalarının AKP grubunda yarattığı tedirginliği görelim. Erdoğan'la görüşen milletvekillerinin daha sonra Adalet Bakanı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcısıyla bir araya getirtildiğini görelim. Kaç milletvekili üzerinde kaç dosya var, ne aşamada bunlar? Bu endişeleri artık dışarıda da konuşuyorlar.

Erdoğan'ın şantaj siyasetinden gocunduğumuz bir şey yok. Kemal Kılıçdaroğlu'nun, CHP'lilerin nerede olduğu belli. Bizim Ankara'da Meclis'ten kaçta ayrıldığımız, misafirhaneye kaçta gittiğimiz, arada siyasi muhataplarımızla ne konuşmalar yaptığımız belli. AKP grup başkanveikillerine ne cesaret verdiğimiz belli. Günü gelince açıklanacak dediği şantajı kimlere yapıyor Erdoğan, eski yeni arkadaşlarını kimi kastediyor onları açıklasınlar. 

Ortalık süt liman değil kelimesine dikkat çekiyorum. Sütten çıkmış AK Parti değiliz, diyor. Ortalık süt liman değil. Biz de biliyoruz. Bu süt liman olmayanlarla samimi bir mücadele bekliyoruz. Şüpheleri artırmaya, ayıklanmış HTS kayıtlarını işe geldiğinde konuşmaya değil, hukukun üstündeki baskıları ortadan kaldırıp Meclis'in içinde olduğu sürecin bir an önce başlatılmasını söylüyoruz.

Erdoğan'ın Adana Mutabakatı ile ilgili söyledikleri enteresan. Adana Mutabakatı Türkiye ve  Suriye arasında yapılmış, o ülkenin içindeki terörist unsurların sınır ötesinde yapılanması durumunda taraflara hak veren bir mutabakat. Terörle mücadeleyle ilgili. İdlib'de rejimle karşı karşıya geldiğinde Adana Mutabakatı diyemiyorsun. 1,5 yıl önce Adana Mutabakatını CHP hatırlattı. İdlib'deki varlığımızı Adana Mutabakatına dayatıyoruz, demek dış politkada tezinizi çökertir, ciddiyetiniz kalmaz. 

Kremlin Sözcüsü Peskov dün akşam Erdoğan'ın söylediği sözü yalanladı. Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanına sürekli birileri yanlış yaptırıyor, kendisi ısrarla bilerek bu duruma düşmüyorsa. 

Peskov o gün başka planlarımız var diyor. Adı Recep Tayyip Erdoğan da olsa kimsenin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını bu duruma düşürmeye hakkı yok. 

Telefon görüşmesi yapılıyor Rusya açıklama yapıyor, 'onlar istedi diye yaptık' diyorlar. Nezaketsizliğe bakın. 

Önce Rus uçağını sen düşürdün, ben düşürdün yarışı. ABD'nin kucağına... Rusya Türkiye'nin ekonomisini, turizmini, tarım ihracatını çökertti... Sonra dediler ki 'Petrol ticaretinde damadın ilişkisini BM'de sunumla anlatacağız görüntüler var, dediler. ABD'den Rusya'nın kucağına...S-400'ler kutuda, Rusya'ya karşı, nasıl olacak bu iş. ABD'den patriot talep ettiler, vermeyiz dediler.

Doğalgaz Rusya'ya bağlı, hava savunma sistemi Rusya'ya bağlı. Nükleer santral Rusya'ya bağlı ama ara bozuluyor ABD'ye döneyim diyor, orası da bu manevraya artık izin vermiyor. 

Özellikle Recep Tayyip Erdoğan'a, AKP sözcülerine soruyoruz. Erdoğan 'Bugün Suriye ile olan 911 km'lik sınırımızın ötesinde verdiğimiz her mücadeleyi yarın kendi topraklarımızda bugünkünden 10 kat-100 kat fazla büyük kayıplarla vermek zorunda kalacağız, dedi. Bu ne demek? İdlib'den gelen şehitlerimize, Libya'dan gelebilecek daha çok şehide ses çıkarmayın. Buna rıza ürettiriyor. Yoksa içeride çok daha büyüğüyle karşılaşırız... Bu kabul edilebilir bir açıklama değil. Resmi girişimde bulunacağız. Meclise bilgi verilmesi lazım. Bu hangi risk? Türkiye'yi kendi topraklarında bugünkünden 100 kat büyük kayıp vermek zorunda kalması hangi riskten kaynaklanıyor? Hangi terör örgütü, hangi ülke? Bu konuda açıklama beliyoruz.

Erdoğan dünkü açıklamalarından da anlaşılıyor ki Gezi'yi kendi kafasında mahkum etmiş. İsyanı, kendi kafasındaki mahkumiyete yargının iştirak etmemesi. Adam çok zengin, sosyalist olmasının onu kurtarmaya yetmemesi lazım, diyor. Gezi'nin ihanet olduğunu söylüyor. Dolmabahçe ofisine girmeye çalıştıklarını, camiye girmeye çalıştıkların söylüyor. 

Ben duruşmada salındaydım. Savcı iddianame çöktükçe, biri yurt dışında kaçak olan bir savcı, biri içeride olan bir emniyet amiri tarafından üretilen ifadelerin kes kopyala yapıştırla olduğu ispatlandıkça kaydı kaydı, 1.80'lik savcı kürsüyle aynı yere geldi. Osman Kavala değil iddianame mahkum oldu. Yazdım diyemiyor, kopyalamı, fayadalandım diyemiyor FETÖ'cüden almış. Usulsüz olarak toplanmış olsa da ispatlanamadı diyor kararda. Erdoğan beraat ettirdiler, diyor. Hakimlere soruşturma açtırıyor. 

Erdoğan'a hatırlatıyoruz yarın 353'üncü cuma. Sen başörtülü bacıma deri eldivenli Gezicilerin saldırdıkları, çocuğuyla yerlerde sürükledikleri görüntüleri izledim, cumaya izleteceğim, dedin. Gördüm, diyenler görmedik, yalan söyledik dediler utandılar, özür dilediler. Göstersene Kabataş görüntülerini. Gezi karşısında bizim yüzde 50'yi zor tutuyorum, diyerek karşı grubu sokağa dökmek üzere atılmış yalan. Dün yalanın o kısmını söyleyemiyor. Dün camiyi 3 gün işgal ettiler, içki içtiler, dedi. Müezzini, imamı yalanı kabul etmediler diye sürdüler. 

Yarın 353'üncü cuma. Hani video oynatıyorsun ya, oynatsana. Kabataş'ta izledim dediğin yalanı oynatsana. Yanına da müezzini oturtsana. Bunun kabul edilir tarafı yok.

24 Ocak 2020'de bir soru önergesi verdim Mustafa Şentop'a. Varlık Fonu Kanununa göre denetim raporu en geç ekim ayında Meclis'e sunulur diyor. Varlık Fonu'nun denetimi yok. Varlıklarımız bir yerde başı ailenin reisinde, yönetimi damadında... Şentop'a denetim raporunu hatırlattım. İşlemde demesi lazım sitede, ona bile korkuyor. Şentop'un hiçbir şey yazmadığı tek soru önergesi bu. Erdoğan'ın Meclise yollamadığını itiraf edecek bir şey olmasın diye Şentop ölü taklidi yapıyor. 

Binali Yıldırım, İstanbul'da görev talep ettininz. Aklınız buradaydı, anayasal zorunluluktan bir şekilde bıraktınız. İstanbul'daki talebiniz reddedildi. Milletin size verdiği göreviniz Meclis. Salonda yoksunuz, yukarıda plan bütçe komisyonunda yoksunuz. Sizden ricamız bir plan bütçeye gidin. 27 maddelik kanun geliyor, 21 farklı kanunda değişiklik yapıyor. Kendi kendini imha eden Türkiye'nin son başbakanına sesleniyorum, torba kanun tarih olacak, bundan sonra güçlü meclis olacak, dediniz. Milletvekillerinin verdiği kanunlar komisyonlarda görüşülecek dediniz. Milletvekillerinin kendi hazırladığı hiçbir kanun daha görüşülmedi. Millete verdiğin sözü tut. Torba kanun olmayacak demiştin, torba kanundan başka yapabildiğimiz kanun yok. Binali Yıldırım'ı bulabilmek için AFAD'dan mı yardım istemek lazım? Milletvekillerinizi salona toplayamıyorsanız. AK Partili vekiller salona girmediği için dün parlamento 4'te kapandı. Söylediklerinin hiçbiri olmadı. Milletin yeni sistemden sıtkı sıyrıldı.

(Celal Çelik'in 17-25 Aralık tapelerinin montaj olmadığına ilişkin bilirkişi raporu alması) 17-25 Aralık tapeleriyle meydan okuma yapılacaksa AK Parti dünyadaki hangi kuruluşa güveniyorsa gönderelim. Montaj olduğunu ispatlasınlar. Ortaya çıkan gerçek ABD'deki en bilinen, sözüne en çok güvenilen kuruluşa inceleme yaptırılmış. Bu kuruluşla Newyork Başsavcılığı, FBI çalışıyor. Bu kuruluş kayıtlar üzerinde oynama, ekleme, montaj yok, demiş. Celal Çelik, tapelerin gerçek dışı olduğu iddiasıyla suçlandığı için bilirkişi raporu sunmuş. Bugün FETÖ irtibatı kurulmaya çalışıyor. Kuruluşun FETÖ ile ilgisi yok. Amerikan sisteminde avukatlar mahkemelere bilirkişi sunabiiliyor, bilirkişileri yanında duruşmaya götürebiliyor. Bir avukat bunları yanında mahkemeye götrmüş onun da FETÖ ile ilgisi yok. ABD'de avukatlık şirketleri, başka avukatlık şirketleriyle partnerlik anlaşması yapıyor. Benim şu eyalette giremediğim davaya sen gir diyor. Öyle bir şirket bulmuşlar, öyle bir şirketin aldığı dava üzerinden 4 kademeli bir bağlantı kuruyorlar. 

Böyle bir bağlantı kurulacaksa, herhangi bir AK Partili bana ABD'de bir avukatlık bürosu söylesin ben de 4 kademeli bağlantı kurayım. AK Parti güveniyorsa daha güvenilir bir kuruluş bulsun, tapelerin iddia etitkleri gibi montaj olduğunu ispatlasınlar. 4 köprü üzerinden FETÖ'ye ABD'de bağlamayacağımız avukatlık bürosu yok, Türkiye'de istiyorlarsa AK Partililerin her birini en az 2 kademede de bağlarız."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları