loading
close
SON DAKİKALAR

CHP'li Engin Özkoç TBMM'deki 15 Temmuz oturumunda konuştu: 15 Temmuz, kendi halkına kurşun sıkan FETÖ'yü de ona yol verenleri de asla unutturmayacaktır

CHP'li Engin Özkoç TBMM'deki 15 Temmuz oturumunda konuştu: 15 Temmuz, kendi halkına kurşun sıkan FETÖ'yü de ona yol verenleri de asla unutturmayacaktır
Tarih: 15.07.2019 - 14:35
Kategori: Siyaset

15 Temmuz darbe girişiminin 3. yıl dönümünde Meclis'te özel oturum yapılıyor. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç'un konuşması AKP sıralarında tepkiyle karşılandı.

CHP adına söz alan Engin Özkoç konuşmasında, "15 Temmuz kendi halkına kurun sıkan FETÖ'yü de ona yol verenleri de asla unutturmayacaktır" dedi.

Özkoç'un konuşmasına AKP sıralarından tepki geldi. Özkoç, sözlerini tepkiler arasında tamamladı.

Engin Özkoç'un konuşması şöyle:

"15 Temmuz Fetullahçı terör örgütünün darbe girişimidir. Cumhuriyet tarihimizin en kanlı darbe girişimidir. Milletimizin ve milletvekillerimizin meşru direnme hakkıyla engellenmiştir. Bu uğurda yaşamını yitiren şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz, gazilerimize minnetlerimizi sunuyoruz.

15 Temmuz darbe girişiminin öncesi ve sonrası vardır. Öncesinde dershaneler, yurtlar, Türkçe olimpiyatları, Millî Eğitimde, orduda, yargıda örgütlenmeler, iş dünyasında örgütlenme ve siyaseti araç olarak kullanmak. Bunu biraz daha açacak olursak bu dönemde kim Fetullahçı terör örgütüne daha çok yardımcı olmuştur. Bunun cevabını Sayın Cumhurbaşkanı vermektedir. 8 Haziran 2018'de Cumhurbaşkanı "FETÖ'nün bizim zamanımızda büyüdüğü iddiasını ben reddetmem." demektedir. "17 üniversite istediler, verdik; okul için yer istediler, verdik; 'Türkçe Olimpiyatları' dediler, 'Tamam.' dedik, yurt dışında destek istediler, verdik; ne istedilerse verdik." demiştir. Oysa ki asıl olay tam da bu değildi. Asıl olay, Balyoz ve Ergenekon davalarıdır. Askerî Casusluk'tur, Amirallere Kumpas, Poyrazköy, Kozmik Oda ve daha niceleridir. 

FETÖ uzun yıllardan beri örgütleniyor fakat Türkiye'yi tek başına idare eden bir kişi sayesinde hiç bu kadar güçlü bir duruma kavuşmamıştı. Bir kişinin denetimsiz iktidarı sayesinde FETÖ darbe girişiminin altyapısını hazırlayan savcı Zekeriya Öz'ün önü açılıyordu. Bu ülkenin Genelkurmay Başkanı bir terör örgütünün mensuplarının gizli tanıklığıyla müebbet hapse mahkûm ediliyordu. Darbeci generaller ve subaylar tek tek önemli yerlere atanıyordu. Vatanseverler yargılanırken ölüyorlar, hainler görev başına getiriliyorlardı. Basın mensuplarının, akademisyenlerin, dünyaca ünlü tıp adamlarının, vatanseverlerin sesleri hücrelerde yankılanıyordu. Adil Öksüz denilen sözde imam, istihbarata ve emniyet güçlerine rağmen Türkiye'de cirit atıyor ve darbe planlıyordu.

15 Temmuz FETÖ'cü generallerin emriyle köprüler kesiliyor, basın-yayın organları ele geçirilmeye çalışılıyor, Gazi Meclis darbeciler tarafından bombalanıyordu.  Ankara'da bulunan Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri ve diğer siyasi partili milletvekili arkadaşlarımız Türkiye Büyük Millet Meclisine gelerek "Öleceksek bu çatı altında ölelim." dediler, Meclis demokrasimize sahip çıktı. Çünkü bu Meclis, bu vatan hepimizindi. Halk sokaklara çıktı, tankların önüne geçti, 251 insanımız şehit düştü, binlercesi yaralandı.  Darbe engellendi. El birliğiyle meşru direnme hakkımızı kullanarak darbenin önüne geçtik. Darbeyi ne MİT ne bir istihbarat birimimiz haber verdi. Türkiye ve ülkenin Cumhurbaşkanı eniştesinden öğrendi darbeyi. Adil Öksüz yakalandı, çırılçıplak soyulup kelepçelendi, sonra kelepçeleri söküldü, tekrar giydirildi, eline pasaportu verildi ve bırakıldı. Zekeriya Öz ellini kollunu sallayarak yurt dışına çıktı, kendisinden hâlâ haber alınamıyor. Bütün bu organizasyonların arkasında dimdik duran kişi "Hata ettik, yanıldık, affedin." dedi ve hâlâ Cumhurbaşkanı.  FETÖ yayın organı Zaman gazetesinin sahiplerinden Fettah Tamince dışarıda servetine servet katıyor. Bank Asyayı açanlar suçlu değil, para yatıranlar suçlu. 

İsyan 15 Temmuz gecesi tankların önüne kendini atan vatandaşlarımızdan geliyor. 15 Temmuz gazisi Sabri Ünal o geceden sağ çıkmayı başardı.  2'nci tankın paletlerine kol ve bacağı denk geldi. Cumhurbaşkanı bu kişiyi kürsüye çıkarıp alnından öptü. Neydi ülkemiz için canını ortaya koyan gazimizi isyan ettiren?  Fetullahçılarla çocukluktan beri Pensilvanya'ya defalarca giden, FETÖ'nün çağrısıyla üniversite kuran… AKP-FETÖ kavgasından sonra bile Zaman gazetesinde hisse satın alan Fettah Tamince'nin yargıdan tertemiz çıkmasıydı.  FETÖ'nun okullarıyla, sendikasıyla, bankasıyla bir şekilde yolu kesişmiş olan insanlar, çocukları, kardeşleri sorgusuz sualsiz işten atılıyorlardı.  Darbe girişiminin kilit ismi 141 kez ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilen Mehmet Dişli'nin ağabeyi Şaban Dişli büyükelçi yapılıyordu. Darbe girişimiyle ilgili 289 dava açıldı, onlarca ağırlaştırılmış müebbet, binlerce hapis cezası alan kişi var, on binlerce insan işten çıkartıldı. Bu kişilerin içinde asker olan var, polis var, öğretmen var, esnaf var, işsiz var fakat bir tek siyasi yok. Çözüm, güçlü Parlamentodadır. 15 Temmuz gecesi Gazi Meclisimizde ölümü göze alan tüm siyasi partiler el birliğiyle güçlü parlamenter sistemi yeniden tesis etmeliyiz. 15 Temmuz darbe girişimi ve ardından gelen 20 Temmuz sivil darbesinin ülkemizde yarattığı enkazı kaldırmalıyız. Yeni darbelerin oluşmasına engel olmayız, demokrasiyi iyi işleyen bir parlamenter sistem hâline getirmeliyiz. Güçler ayrılığının temelinde güçlü Meclis, bağımsız yargı ve denetlenebilir bir yürütme olmalıdır. Bağımsız yargı da denetlenebilir yürütme olmadan başaramayız. 15 Temmuz kendi halkına kurşun sıkan FETÖ'yü de, ona yol verenleri de asla unutturmayacaktır. Eğer kurucu bir lider arıyorsak o kurucu liderin adı Mustafa Kemal Atatürk'tür. Eğer bir rejim arıyorsak onun adı laik ve demokratik Türkiye parlamenter sistemidir. Eğer uğruna ölecek vatan arıyorsak o bir vatanın adı Türkiye Cumhuriyetidir."

Naci Bostancı'dan tepki

Özkoç'un ardından söz alan AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı Özkoç'a tepki gösterdi. Bostancı'nın konuşması şöyle:

"15 Temmuzu hatırlayalım. 15 Temmuz gecesi Marmaris'e bir suikast timi gitmişti, hedeflerinde Sayın Cumhurbaşkanı vardı. Biraz önce bu konuşmayı yapan Sayın Engin Özkoç da herhâlde o olayları takip etmiştir. O alçak terör örgütünün hedefindeki 1 numaralı isim Sayın Cumhurbaşkanıydı. 1 numaralı hasım Sayın Cumhurbaşkanıydı. Beni üzen şudur: Aynı gece burada bütün partilerden milletvekilleri vardı ve onlar demokrasiye sahip çıktılar. Lütfen Marmaris'i hatırlayın, oradaki suikast timini hatırlayın ve burada darbeye direnen bütün partilerden milletvekillerini hatırlayın.

Sayın Engin Özkoç, sizin konuşmanız Marmaris'e paralel düşüyor, başka hiçbir yere değil. Biz, burada, Türkiye'nin demokrasisine, millet iradesine kastetmiş bir terör örgütüne karşı, şurada bulundukları partiler farklı olsa bile… Burada farklı partiler var, farklı yaklaşımlar var, farklı gelecek tasavvurları var ama temel bir hususiyetimiz ortak. Terör örgütüne yönelik bir angajman çerçevesinde bu rekabeti yürütme haksızlık ve hadsizliğine sahip çıkılamaz. Türkiye'nin geçmişinde neler olduğunu hepimiz biliyoruz, millet balık hafızalı değil. Sayın Özkoç Ergenekon ve Balyoz olaylarından bahsetti. Onları kim yargılamıştı Sayın Özkoç? FETÖ terör örgütü. O zamanlar aynı yalanlarla, ihbarlarla, sahtekâr yöntemlerle bu işleri yürüttüğünü söylüyordunuz. ynı yöntemlerle bunlar 17-25 Aralığı gerçekleştirdiğinde sizin pozisyonunuz neydi, düşünmek lazım.  Mesele acaba ilke mi? Mesele demokrasi mi? Mesele hak ve hukuka sahip çıkmak mı yoksa her hâlükârda ve her şartta iktidara yönelik bir akılla davranmak ve her türlü yola müracaat etmek mi? Bu konuda kendinizi "check" etmeniz gerekiyor.

Aslında söylenecek çok söz var. Böyle bir günde, emin olun, gönül isterdi ki burada Meclis, 15 Temmuzun hatırasına sahip çıksın. Özgür Özel buradaydı, Levent Gök buradaydı, bizim milletvekillerimiz buradaydı. Burada, sahip çıkılacak olan o hatıradır; burada sahip çıkılacak olan, darbeye karşı ortak duruştur. Ama ne yazık ki farklı bir akılla, kesinlikle terör örgütünün ekmeğine yağ sürecek bir anlayışla siyasi rekabetin bir unsuru yapılan, onu araçlaştıran bir tavır, bir konuşma sergilenmiştir; bunun için çok üzgünüm."

Bostancı'nın ardından yeniden söz alan Engin Özkoç şunları söyledi:

"Burası TBMM. TBMM'de 15 Temmuz'u konuşurken girişime alet olanlar, yardım yataklık yapanları soruşturmak bu Meclis'in hakkıdır. Bunu kimse engelleyemez. Balyoz ve Ergenekon davalarında bu ülkenin genelkurmay başkanını gizli tanıklıkla hapse etıp, subaylar hücrelerde yatarken siz darbeye neden olan generalleri getirirseniz sözümüzü söyleriz. Yargıyı serbest bırakın. Türkiye'nin demokratik yönetildiği bir ülke olsun istiyoruz. Bunun için sonuna kadar mücadele edeceğiz."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları