Cumhuriyet Halk Partisi'nin 38. kurultayı davasında gerekçeli karar açıklandı: 'Karar verilmesine yer yok'!
CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nın iptali istemiyle açtığı davada verilen ret kararının gerekçesi açıklandı. CHP kurultay davasının gerekçeli kararında istinaf yolunun açık olduğu belirtilerek, "Davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer yok" denildi.
İptali sadece kurula katılma hakkı olanlar isteyebilir
Mahkeme gerekçesinde, Türk Medeni Kanunu’nun 83. maddesine atıf yaparak, genel kurul kararlarının iptalini yalnızca kurula katılma hakkı bulunan üyelerin isteyebileceğini vurguladı.
Kararda şu ifadeler yer aldı: “Genel kurul üyesi olmayan veya genel kurula katılma yeterliliği bulunmayan kişilerin genel kurulda alınan kararlara karşı mahkemeye başvuramayacağı anlaşılmaktadır.”
Bu çerçevede, Lütfü Savaş ve Yılmaz Özkanat yönünden davanın reddine hükmedildi. Gerekçede, her iki davacının da CHP Yüksek Disiplin Kurulu’nca kesin ihraçla partiden çıkarıldığı belirtildi.
Dava konusuz kaldı vurgusu yapıldı
Mahkeme, CHP’nin dava sürecinde yeni kongre ve kurultaylar düzenlediğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını belirterek, "Bu nedenle 38. Olağan Kurultay’ın iptalinden beklenen hukuki yarar kalmamıştır. Dava konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.” denildi.
Menfaat temini irade fesadı oluşturmaz denildi
Davacılar, kurultay öncesinde bazı delegelere menfaat temin edilerek iradelerinin fesada uğratıldığını ve bu nedenle kurultayın “mutlak butlanla sakat” olduğunu ileri sürdü. Mahkeme, bu iddiaları Türk Borçlar Kanunu’nun 36. maddesi kapsamında değerlendirdi.
Kararda, Prof. Dr. Fikret Eren’in Borçlar Hukuku Genel Hükümler kitabına atıf yapılarak irade bozukluğunun tanımı ayrıntılı şekilde açıklandıktan sonra şu sonuca varıldı: “Bir kimseyi sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten yanlış kanaat uyandırma fiiline aldatma denir. Ancak deliller, bazı delegelerin kongre öncesi çeşitli menfaatler talep ettiklerini göstermektedir. Bu beyanlar, delegelerin iradesinin fesada uğradığı değil, ahlaka aykırı menfaat sağladıkları anlamına gelir. Dolayısıyla menfaat temini irade fesadı oluşturmaz.”
Mahkeme, kararın sonunda kanun yolunun açık olduğunu da belirtti. Karar, parti içi muhalefet tarafından Bölge Adliye Mahkemesi’ne (istinaf) taşınabilecek.