loading
close
SON DAKİKALAR

Ekrem İmamoğlu: Gündemin kent yoksulluğuna oturmuş olması rakibimizin bunu görmesi beni mutlu ediyor

Ekrem İmamoğlu: Gündemin kent yoksulluğuna oturmuş olması rakibimizin bunu görmesi beni mutlu ediyor
Tarih: 11.06.2019 - 20:28
Kategori: Siyaset

Seçilmiş İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, NTV canlı yayınında Simge Fıstıkoğlu, Ahmed Arpat ve Okan Müderrisoğlu'nun sorularını yanıtladı.

Ekrem İmamoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

(İmamoğlu-Yıldırım ortak yayını) Netiecede biraz rol paylaşımı gibi oldu. Bu münazaranın buluşma noktasındaki çabayı kusura bakmasınlar kendime alacağım. Başından beri isteyen kişi olarak. Moderatörlük tarafını sayın Yıldırım üstlenmiş oldu. Başından beri hangi televizyonu, hangi moderatörü istiyorsanız hazırım demiştim. Bunu 31 Mart öncesinde de söylemiştim. Ama maalesef kabul görmedi. Bence burada psikolojik bir süreç var ya da stratejik bir süreç var. 31 Mart'tan önce sanırım önemsemediler. Sanıyorum sürece dair emin bir duruş gösterdiler. Biraz kendilerinden emin olduklarını düşünüyorum ama seçim böyle bir netice vermeyince şimdiki süreçte bence stratejik olarak böyle bir karar olumlu baktılar.

Yine ben özellikle 6 Mayıs sonrasındaki ilk aşamada kamuoyu önüne çıktığımda bunu dile getirdim. 17 yıl sonra bu gündeme geliyorsa aslında bu toplum adına üzücü. Bunu her gazeteci, en başta sizler istersiniz. Böyle bir münazara ortamının, tartışma ortamının olmasını sizler istersiniz. Soru sormak, cevap almak, aydınlanmak... Bu bakımdan bu çabamın, ısrarla bu çabamın kabul görmesi günün sonunda sevindiricidir.

Elbette ki yenilenen seçim sürecine dair, ya bakın çok adil bir seçim süreci var, kabul gördü, işte çağdaş da bir münazara ortamı var, asla böyle bir durum anlamına gelmez. Bunun altını çizelim. Sevindiricidir böyle bir otamın sağlanması, mutluluktur benim adıma, demokrasi adına ama asla bu yenilenen seçim sürecinini ya da bu süreçteki ortamın demokrat bir atmosfer oluşturduğuna asla bir delil değildir. Ama her yönüyle sevindirici.

Moderatör kısmında bu olumlu bakış açısı olgunaştıktan sonra Sayın Yıldırım fikirlerini beyan etmeye başladı. Ben o alana hiç girmedim zaten. Sayın Uğur Dündar'a dair böyle bir talebi ortaya koyunca ne diyebilirim ki... Birincisi baştan zaten kabul etmiş birisiyim. İkincisi Uğur Dündar saygın bir gazeteci. Kaldı ki böyle bir münazara ortamını defalarca yönetmiş birisi geçmişte. Tabii sonrasında vazgeçtiğini ifade etti. Ben aradım kendisini. Bana ortamın uygun olmöadığınuı, kendi prensiplerine uygun olmadığını, kutuplaşma gereği mesleğini orada sağlıklı icra edemeyeceğini, her iki tarafa da zarar verebileceğini bana ifade etti. Bana ifade ettiği bu.

Çünkü ben zaten ismi bana ulaştığında sevindiğimi ifade etmiştim. Sonuçta Sayın İsmail Küçükkaya için karar verildi. Detayları netleşti. İçerikle ilgili baştan beri, sunan kişinin, modere eden kişinin özgün kalması konusunda ve gündemi toparlayıcı, zihinlerde 31 Mart günü dahil olmak üzere, İstanbul'un dünü, bugünü, yarını dahil olmak üzere zihinlerde hangi soru varsa sorulmasından yanayım. Bir sınırlamanın gazetecinin oradaki duruşuna ters olacağı kanaatindeyim. Asla bir sınırlama olmasından yana değilim. Şahsen bana soruları yollamasa da olur. Elbette ki eşitliğin korunması halinde.

Bir gazeteci bir adaya hangi soruları özgürce sorabiliyorsa, aynı duyguları bir başka adaya da hissettirerek sorularını hazırlayabilmeli diye düşünüyorum. Benim bakışım bu. Bu konuda çok netim ama Sayın Yıldırım soruların görüşülmesini talep etmiş. Danışmanıma bu ifadelerimi söyledim. Biz müdahale eden değil sadece gözetleyen konumda olalım.

Sorular olgunlaşsın, çıkalım konuşalım. İstanbul'un dününü, bugününü, yarınını. 31 Mart'ı, 31 Mart 18 Nisan arasını, 6 Mayıs sürecini, o 18 günlük süreci, 6 Mayıs'ta ne olduğunu ve sonrasını ve yarınları konuşalım istiyorum. O kabul etmedi, şimdi de siz vazgeçin diyenler oldu. Dedim ya olur mu öyle şey! Asla. Biz 17 yıldır bu niçin yapılmıyor diye ısrar eden bir anlayışa sahibiz.

(Ordu'daki VIP gerginliği) Ordu'da bize tuzak kuruldu. Öncelikle şunu söyleyeyim. Ben bir bayram tebriği için Trabzona gittim. Çünkü oralıyım. Köyümde birkaç yüzyıldır yaşayan bir aileyiz. Bizim bir geleneğimiz var. Ata mezarlarımız var. Bayramlaşma ötesinde bir şey yaşadık. Bence Karadeniz'in yaşadığı en büyük bayramlaşmaydı. Muazzam bir şey. Giresun aynı, Ordu aynı. 21 konuşma yaptım. Muazzam bir şey. Her ilçede.

Ben bir özel uçak kiralayarak (altını çizeyim) Trabzon'a gittim. Trabzon'da beni nereden karşılayacaklar bilmem ki. Gittiğimiz yerde sorumlu insanlar var. Bizi VIP'ten karşıladılar. Geldik otobüsümüze bindik köyümüze gittik. Ertesi sabah bayramlaşmanın büyük bir kalabalığa dönüşmesini yaşadık. Derken bu güzel buluşmayı örtmek isteyen bir anlayış. Görünen figür Ordu Valisi'dir. Bir tuzak kuruldu bize. Ben oraya gidene kadar nereden çıkacağız onu bilen birisi değilim. Havaalanına girdik, VIP'ın giriş bariyerleri açıldı. Arabaları çektik. Orada insanlarla fotoğraf çekinmeye başladım. Benim annem, babam, kız kardeşim x-ray cihazından geçti.

İçeri girdiğimizde bir bağrışma, çağrışma. Ne oluyor ne bitiyor dediğimde. Annemle karşılaştım, benzi atmış. Biz her yerden gideriz evladım" diyor. "Buradan girişmizi yasakladılar", "Kim yasakladı" dedim. Bu bir tuzak dedim. Polislerle direnç varmış gibi gösteriyorlar. Günün sonunda polislere kusura bakmayın, bu sizinle olan bir olay değildir. Hakkınızı helal edin" deyip geçtik. "yok onu dedi bunu dedi.  Konuşacaksa basın, medya, 1 milyona yakın insanın Karadeniz sahilinde bizi karşılamasını konuşsun. İnsanların gösterdiği ilgiye uygulanmış, provoke edilmiş bir süreçtir. Vali bey'e kim talimat vermiştir, onu sorgulamak lazımdır. Vali bey bize tuzak kurmuştur. Kim talimat vermiş açıklasın.

(Okan Müderrisoğlu'nun 31 mart öncesi ve sonrası farklı profil çizildiğine ilişkin sorusu) İki profil yok, tek profil var. Ben insanım. Siz de 72 yaşındaki annenizin yüzünü beyaz görünce insanları dışarı cıkartırsınız ya da kavga edersiniz bilemem. Ben dışarı çıkarmayı seçtim. Tutanak uydurma, bir tuzak. Yüzümdeki sertlik insanlara size çok sert geliyorsa, ben sizi bu ülkenin bakanlarının söylediği sözleri tarif etmeye davet ediyorum. Vali basitlik yapmıştır. Siyasete alet olmuş bir grup diyorsunuz. Siz bile şu anda kusur işliyorsunuz.

(Koç Holding'e ait şirketten uçak kiralanması) (Müderrisoğlu'na) Şüphe doğurdunuz. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100 yıllık bir kuruluşunu hangi ithamla suçluyorsunuz. Bir grubu suçlamak, Türkiye'nin neredeyse dört nesildir bu ülkeye yüz binlerce insan istihdamı yapan Türkiye'nin gururu bir grubun seviyesizce bu şekilde eleştirilmesine başta gazeteci olarak sizin biraz seviyeli ve mesafeli davranmanız gerekSizin şu an bağlı olduğunuz bir grubun, iktidar partisiyle olan münasebetinin milyonda biri kadar o grupla münasebetim yoktur.

(Adayların hemşehri stratejisi) Hemşehrilik siyasi bir realite ama kalkması lazım. Değerler siyasete alet edilmemeli.

("HDP’yi PKK’nın siyasi uzantısı olarak görüyor musunuz?" sorusu) HDP, Türkiye’nin siyasi partisidir. Terör örgütlerinin açıklamaları yok hükmündedir.

(Okan Müderrisoğlu'na) 'Terör örgütleri yok hükmünde dediniz, sonra ülkede şehitler oluyor' dediniz. Terör örgütlerinin söyledikleri yok hükmündedir, dedim. Cümlelerinizi kontrol edin.

CHP'nin has evladıyım. Ancak kendimi temsil ediyorum. Siyaseti araç görüyorum. Böyle yaparsanız partizanlık yapmazsınız. Amaç görürseniz şu an İBB'deki gibi partizanlık yaparsınız. Bana çay getirdi götürdü diye 20 yıllık çalışanı Sultanbeyli'ye sürdüler. Ben 12 yıldır Mustafa Kemal'in ruhuna mevlüt okuturum. Yeni değil. Cami kapılarında neler neler yapılıyor? Yanında Diyanet İşleri başkanı neler varken neler söyleniyor, ne iftiralar... 

Bu parayı nereden bulacaksın, diyen rakibim... Yaşam vadilerini açıkladım. Tarih 15 Ocak 2019. Aynı projelerin millet bahçeleri diye açıklanan tarihi 15 Mart. İstihdam sağlayacağız dedim, şubatta. Rakibim martta açıkladı. Gündemin kent yoksulluğuna oturmuş olması rakibimizin bunu görmesi beni mutlu ediyor. 31 Mart öncesi İstanbul seçimini beka sorunu olarak tanımladılar. İstanbul'a mitil atarak siyaset yapıyorken ben cumhurbaşkanına bu ülkenin başka sorunları var, dedim. Cumhurbaşkanını fotoğraflarının meydanlardan nidirildiğini görünce inşallah sözümün karşılığı olmuştur diyorum. Siyasetin dilini değiştiriyoruz. Cumhurbaşkanı sürecin içinde olmadığını görüyoruz bu beni memleket adına mutlu ediyor. Ben ziyaretimde kendisine cumhurbaşkanı makamını nasıl gördüğümü anlattım.

(3 meyda grubuna yönelik sözleri) Bugün medyanın durumundan rahatsız değilseniz başka taraftan bakıyoruzdur. Esnaf çocuğuyum, bizim dükkana Cumhuriyet, Tercüman, Hürriyet alınırdı. Ben bu markaların zarar görmesini istemiyorum. Bu aileler 3-4 nesil hizmet etmiş aileler. Ben yönetim olarak ahlaka uygun hareket etmediklerini belirttim. Şu an Demirören grubu reklamlarımızı yayınlama konusunda dönüş yapmadı, bazıları adımı kullanmamalarını söylüyor. Bugün davet ettiniz geldim. Benim orda söylediğimle NTV stüdyosu arasında söylediğim arasında fark yok. Özgür basın olsun. TRT vergilerimizle maaş alıyor. TRT Ekrem İmamoğlu'nu niye bir kez çıkartmaz. Rakibimi defalarca çıkarttı. Ben istiyorum ki ülkemizin her ferdi özgürce sesini duyursun. 

Beni millet ve karar verici unsurlar bir yere taşımalı. Siyaset benim ruhumda takıntı değil. 1 günde bırakırmış gibi siyaset yaparım. Siyaset sorumluluktur."

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları