loading
close
SON DAKİKALAR

Faruk Bildirici: Fahrettin Altun'un doğrulama platformunu Pelikancılar mı hazırlıyor?

Faruk Bildirici: Fahrettin Altun'un doğrulama platformunu Pelikancılar mı hazırlıyor?
Tarih: 03.03.2021 - 09:46
Kategori: Medya

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici doğrulama platformuna ilişkin kaleme aldığı yazıda "Doğrulama platformunu Pelikancılar mı hazırlıyor?" sorusunu sordu.

Faruk Bildirici kişisel blogunda kaleme aldığı yazıda, "Aslında AKP iktidarının 'resmî' olmasa da 'yarı resmî^ bir 'fact checking' (doğruluk kontrolü) uygulaması var. 'Doğrusu ne?' adı altında sosyal medya hesaplarından paylaşımlarda bulunuluyor ve hazırlanan kısa videolar da hafta içi hergün saat 19.40’ta TRT 1’de yayımlanıyor. 'Doğrusu ne?' adlı sosyal medya hesabın profilinde '@BosphorusGlobal’in katkılarıyla' açıklaması bulunuyor. Bosphorus Global, yani Türkçesiyle Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezi altı yıl kadar önce kurulan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 'kamu yararına dernek' statüsü verilmiş bir merkez." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un, sosyal medyadaki sorulara yanıt vermek gibi bir alışkanlığı olmadığını belirten Bildirici'nin yazısı şöyle:

"Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un, sosyal medyadaki sorulara yanıt vermek gibi bir alışkanlığı yoktu. Arada CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba gibi muhalif isimlerle sosyal medya üzerinden tartışmalara girse de vatandaşlardan gelen paylaşımlara karşılık vermiyordu.

     Nedense Fahrettin Altun, Paris’te yaşayan “aşk romanları yazarı” Özgür Küçüker Sirene’nin Twitter’daki “İletişim Başkanlığı'nın sosyal medyada yayılan yalan haberlerin gerçeklerini topluma daha iyi anlatabilmek için resmi bir fact-checking (doğruluk kontrolü) sayfası oluşturması elzemdir” sözlerini yanıtsız bırakmadı:

    “Uzun süredir çalışmalarını yürüttüğümüz ‘DOĞRU MU’ platformu tam da bu ihtiyacı karşılamak amacıyla tasarlandı. Şu anda test aşamasında. Çok ama çok yakında yayına geçecek, hakikat mücadelemizin güçlü aygıtlarından biri olacak.”

    Altun, bu paylaşımının altına afiş görselleri oe ekledi; “Doğru mu? Yeni nesil doğrulama platformu” başlıklı bu afişlerde “Pek yakında İOS ve Android Marketlerde” deniliyordu.

     Anlaşılan sistem kurulmuş, tanıtım çalışmalarına geçilmişti. Tam da bu aşamada böyle bir soru yöneltilince Altun fırsatı kaçırmamış, hemen tanıtıma başlamıştı!

    Altun’un hesabı Twitter’dan etiketli

    Doğrulama platformları, sosyal medyanın ve dijitalleşmenin yaygınlaşmasıyla birlikte gereksinim haline geldi. Fakat doğrulama yapacak platformların bağımsız, tarafsız ve de bütün güç odaklarına karşı eşit mesafede olması zorunlu. Aksi halde doğru ile yanlışı ayırt etmek, insanları uyarmak yerine karşı tarafın sesinin bastırılmasına yönelik bir propaganda silahına dönüşür.

     Devletlerin, “doğrulama platformu” adı altında kurdukları oluşumların amacı da doğru ile yanlışı, spekülatif bilgi ile gerçeği birbirinden ayırmak olamaz. Devletin hatta devleti yönetenlerin çıkarlarını korumak için yeni bir kılıf uydurulmuş olur.

   Altun’un kuracaklarını duyurduğu platform da ellerindeki dev propaganda mekanizmasına yeni bir dişli eklenmesinden başka bir anlam taşımaz. Her şeyden önce Altun, o iddiaların muhatabı olan tarafın temsilcisi konumunda.

     Nitekim Fahrettin Altun’un Twitter hesabı “Türkiye Devlet görevlisi” etiketli. Twitter, bir süredir “devlete bağlı hesapları” tanımlamak ve takipçilerini uyarmak için böyle bir uygulamaya yöneldi. Devletlere bağlı medya da aynı şekilde etiketleniyor. Twitter bu uygulamanın amacını “İnsanların bir medya hesabının bir devlet aktörüne doğrudan veya dolaylı olarak bağlı olduğunu bilme hakkına sahip olduğuna inanıyoruz” diye açıklıyor.

     Twitter, bu uygulamayla propaganda yapan, resmi kuruluşların çıkarlarına uygun açıklama ya da yalanlamalarda bulunan hesaplar ile bireysel ifade özgürlüğü alanlarını birbirinden ayırmaya çalışıyor. Türkiye’de bir hafta kadar önce başlanan bu uygulamayla ilk etiketlenen hesaplar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun oldu.

   Twitter, Altun’un hesabını “Türkiye Devlet Görevlisi” bayrağı ile etiketleyerek izleyenleri, “Dikkat devlet görevlisi, açıkladıkları kişisel görüşü değil temsil ettiği devletin resmi görüşleridir” diye uyarmış oluyor.

    Pelikancılar’ın “doğrulama” platformları

   Aslında AKP iktidarının “resmi” olmasa da “yarı resmi” bir “fact checking” (doğruluk kontrolü) uygulaması var. “Doğrusu ne?” adı altında sosyal medya hesaplarından paylaşımlarda bulunuluyor ve hazırlanan kısa videolar da hafta içi hergün saat 19.40’ta TRT 1’de yayımlanıyor.

     Genellikle 3.5 dakika kadar süren videoları inceledim. Son günlerde hazırlanmış videolardan biri, “COVID 19 aşıları aracı şirket vasıtasıyla ithal ediliyor” başlığını taşıyordu. Çin’den gelen aşıların taşınma görüntüleri üzerine konuşan bir dış ses, “Sağlık Bakanlığı’nın Çin’den ithal ettiği aşılarla ilgili birtakım iddialar ortaya atıldı. Çin’den gelen aşıların doğrudan üretici firmadan alınmadığı, Türkiye merkezli bir aracı şirket vasıtasıyla tedarik edildiği iddia edildi” diye başlıyordu. Sonra “Peki doğrusu ne?” diye sorarak yine kendisi yanıt veriyordu:

   “Çinli firma ile yapılan anlaşmanın detayları ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın konuya ilişkin açıklamaları dikkate alındığında kamuoyuna servis edilen aracı şirket iddialarının doğru olmadığı anlaşılıyor. Aşıların lojistik sürecini Türkiye adına DMO, Çinli şirket adına da Türkiye temsilcisi olarak bahsi geçen şirket yürüttü. Aşı ithalatında aracı şirket kullanıldığı iddialarının yolsuzluk algısı oluşturarak devletin itibarını sarsma ve vatandaşları yanıltma amacı güttüğü aşikâr.”

    En sonunda da ekranda “Yalanların sonu gelmez doğrusu ne demedikçe” yazısı beliriyor ve görüntü bitiyordu.

     Bir başka video da “İddia: Gaziantep Valiliği bir siyasi parti yöneticisine usulsüz ihale verdi” başlıklıydı. Bu videoda da format hemen aynıydı. Önce kaynağın adından sanından bahsedilmeden iki cümleyle iddia veriliyordu. Ardından Gaziantep Valiliği’nin açıklamasının bu iddiaları yalanladığı vurgulanıyor ve “Gaziantep Valiliği’nin usülsüz ihale verdiği yönündeki iddiaların, kamuoyunu yanlış bilgilendirerek, usulsüzlük algısı oluşturmayı amaçladığı aşikâr” değerlendirmesi yapılıyordu. En sonunda da yine “Yalanların sonu gelmez ‘Doğrusu ne?’ demedikçe” cümlesiyle bitiriliyordu konuşma.

 Yazının devamı için tıklayın

 

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları