loading
close
SON DAKİKALAR

Koskoca Sülüman’a değil dolandırıcıya inandılar

Barış Terkoğlu
Tarih: 26.05.2025
Kaynak: Barış Terkoğlu - Cumhuriyet

Barış Terkoğlu; Film sahnesi gibi ama gerçek. Hâkim, oyuncuların yüzüne hapis cezalarını okudu. Halit Ergenç hâkime sordu: Yalan söyledim yani!

Sanki birileri, “Olsa da suçlu olmasa da aksini söyleyen bile suçlu” diyor!

Film sahnesi gibi ama gerçek. Hâkim, oyuncuların yüzüne hapis cezalarını okudu. Halit Ergenç hâkime sordu: Yalan söyledim yani!

Gezi’den 12 yıl sonra sanatçılar çağrıldı. Gezi’ye kendi istekleriyle mi yoksa menajerleri Ayşe Barım’ın isteğiyle mi katıldıkları, o dönem Oyuncular Sendikası başkanı olan Mehmet Ali Alabora ile ilişkileri soruldu. Verilen cevaplar tatmin etmeyince, Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu’na yalancı tanıklık davası açıldı. Geçen cuma Ergenç’e 1 yıl 10 ay 15 gün, Kocaoğlu’na ise 1 yıl 8 ay hapis cezası verildi.

ÇAĞRILAN OYUNCULAR NE DEDİ
Savcı tek tek çağırıp sormuş. Önümde ifadeler duruyor.

Devin Özgür Çınar’ın ifadesinde, “Gezi Parkı’na bireysel olarak katılmışlığımdan başka bir olay yoktur” diyor.

Elbette bu istenen cevap değil!

Nur Fettahoğlu da farklı değil: “Ben Gezi Parkı’na bir kez gittim. (...) Beni o dönemde kimse Gezi Parkı’na yönlendirmemiştir. (...) Ayşe Barım’ın bana herhangi bir konuyla ilgili yönlendirmesi olmadı.”

Nejat İşler daha açık konuşmuş: “Ayşe apolitik bir kadındır. (...) Böyle bir şey olmadığına eminim, kendisinin böyle bir yönlendirmesi olmadı. (...) Sanatçılar olarak ID İletişim kapsamında anlaşarak Gezi Parkı’na herhangi bir çıkışımız olmamıştır.”

Ceyda Düvenci, Dolunay Soysert, eylemlere kendi rızalarıyla katıldıklarını söylemiş.

Nehir Erdoğan’ın ifadesi de uyumlu: “Ben kendi irademle merak ettiğimden katıldım.”

Selma Ergeç de aynı şeyi tekrar etmiş: “Kendisi bana böyle bir şey söylese dahi benim üzerimde bir tesiri olmaz. Ben söz konusu eylemlere kendi irademle katıldım.”

Ceza alan Halit Ergenç aşağı yukarı aynı ifadeleri kullanmış: “Ayşe Barım ile irtibatım iş ilişkisiyle sınırlıdır.”

SİYASİ BİR DURUŞU YOK
Mehmet Günsür’ün sözleri de aynı eksende: “Ayşe Barım’ın bana Gezi Parkı ile ilgili o konuşma içeriğinde herhangi bir yerde toplanma ya da Gezi Parkı’na çıkma söylemi olmadı. Gezi Parkı’na gittiğim dönemde Muhteşem Yüzyıl isimli diziyi çekiyorduk. Ekipçe Gezi Parkı’na gittik.”

Ceza alan Rıza Kocaoğlu da aynı biçimde hatırlıyor: “Menajerlik kapsamında bana kimse yönlendirme yapamaz. Kendi kararlarımı kendim alırım.”

Bergüzar Korel’e göre de böyle: “Ben Gezi Parkı’na bireysel olarak eşim Halit Ergenç ile gittim.”

Levent Üzümcü de reddetmiş: “Ayşe Barım isimli şahıs ile ortak bir hareketim olmadı.”

Şebnem Sönmez: “Ayşe Barım ile mesleğim sebebiyle tanışıklığımız vardır. Kendisi ile iş ile alakalı yüz yüze ve telefon aracılığıyla irtibatım olmuştur.”

Banu Zeytinoğlu: “Ayşe Barım bana Gezi Parkı olayları ile ilgili herhangi bir telkin/ tavsiyede bulunmadı. Barım’ın siyasi bir duruşu olduğunu düşünmüyorum.”

İfadeler böyle.

Yukarıdaki ifadelerin çoğu iddianamede yok. Savcılığın sanık lehine delilleri de toplaması gerekirken sadece ikisi iddianamede yer alıyor. Bunların yerine, Barım aleyhinde görüş bildiren ancak Gezi ile alakası olmayan iki tanıklığa yer vermiş. Nedenini de şöyle açıklamış: “Oyuncuların ifadelerinde kendi iradeleriyle eylemlere katıldıklarını beyan etseler de (...) kaçamaklı cevaplarının şüpheliyi kayırma saikiyle yapıldığının açıkça anlaşıldığı...” Her çağrılan “Kendim gittim” dese de savcıyı ikna edememiş. Sonunda Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu’na, 12 yıl önceki, eminim pek çoğunu hatırlamadıkları olaylara dair anlatımları nedeniyle dava açıldı, hapis cezası verildi.

MUHBİR VATANDAŞ DOLANDIRICI ÇIKTI
Dahası var. Bir zamanlar kumpas davalarında gördüğümüz “muhbir vatandaş” vakası. Ayşe Barım, gözaltına alınmadan 9 gün önce, 15 Ocak’ta, tuhaf bir ihbar gelmiş. İfade doğrudan Ayşe Barım’ı hedef alıyor. “Ülkemizin birlik ve bütünlüğü” diye başlayıp “üzerime düşen bir görev varsa” diye bitiyor. İhbara, Ayşe Barım aleyhinde sosyal medyada yer alan iddiaların olduğu 5 adet fotoğraf eklenmiş. Bu kimliği belirsiz ihbarcıyla soruşturma başlamış. Daha da ilginci...

Polis, söz konusu isimsiz ihbar için bir hafta çalışmış. Sonunda 22 Ocak’ta şu tutanağı tutmuş: “Suç ve suç unsurlarının mahiyet ve tespitlerine yönelik herhangi bir somut emare, bilgi, belge ve delilin bulunmadığı...”

Yani polis “Ortada suç yok” demiş. Gelgelelim buna rağmen, 2 gün sonra, 24 Ocak’ta, Ayşe Barım gözaltına alınmış.

Dava başlayınca, Barım’ın avukatları “kim bu ihbarcı” diye mahkemeye sormuş. Mahkeme de polise... Polis, bir çalışma ile “muhbir vatandaş”ın kimliğine ulaşmış. S.G. isimli ihbarcı, bir kozmetik şirketinin ortağı çıkmış. Adli geçmişine bakınca, nitelikli dolandırıcılıktan işlem gördüğü ortaya çıkmış.

Sonuç olarak yargımız, kamuoyunun gözünün önündeki bunca oyuncu aynı şeyi söylerken “İnanmıyorum” dedi. İfadelerini iddianameye koymaya gerek bile duymadı. Buna karşın, poliste dolandırıcılıktan suç kaydı olan bir şahsın yaptığı isimsiz ihbarı muteber bulup soruşturmasına gerekçe yaptı. Polis bile, “O ihbarda Barım’a dair suç yok” derken Halit Ergenç’e ve Rıza Kocaoğlu’na dokunanlar, ihbarcıya dokunmadı.

“Rol icabı” deyip geçiyoruz da... Diziler, yaşadıklarımızdan daha gerçek görünüyor göze!

NOT: Halit Ergenç, Muhteşem Yüzyıl dizisinde Kanuni Sultan Süleyman’ı canlandırmıştı. Dizide, Meryem Uzerli’nin “Sülüman” diye seslenmesi hafızalara kazınmıştı.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları