Hapiste bebeğini bekleyen Ramazan’ın öyküsü
Barış Terkoğlu; İşte ben de şu soruyu sordum: AVM’nin elektrik hattını konuşuyoruz da Gaziosmanpaşa’ya halen inşaatı süren o koca AVM ve benzinlik nasıl yapıldı? İşte önümdeki belgeler cevap veriyor.
Çokluğun adaleti yokluğun üzerine kurulmuştur.
İBB dosyasında üç tip tutuklu var. Bir, işadamları. Hani "zengin kaçar kurtulur" derler ya, çoğu itirafçı oldu. İki, siyasetçiler. Onlar ise elbette yargının hedefindeki ana isimler. Bir gün muhalefet iki elini başının arasına alır da "kamunun belediyelerini yönetirken bu patronlarla ne işimiz vardı" diye sorar mı, bilmem. Ancak bu yazının konusu üçüncüler: İBB’deki bürokratlar. Sanırım, fillerin ayağının altındaki çimenler de onlar.
Daha önce anlattım. Biri üniversite yıllarından arkadaşım. İBB İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Ramazan Gülten’den söz ediyorum.
Karaman’dan yoksul bir ailenin çocuğu olarak gelmiş, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Şehir Plancılığı okumuştu. Mezun oldu, işini yaptı.
AKP’li Bursa Belediyesinde 8 yıl şehir plancısı olarak çalıştı. Solcuydu, yıllarca Şehir Plancıları Odası’nda rantla mücadele etti. Son olarak İBB’ye geldi. Koca İmar Başkanı’nın tek malvarlığı Maltepe’nin tepelerinde krediyle girdiği ev ve bir arabaydı. Kaçak yapıları yıkarken mafyanın yüzünü kan içinde bıraktığı fotoğrafla hafızalara kazındı. Öğrendim ki hapse girince borçlarını ödemek için tek evini de satışa çıkarmış.
RUHSATI OLMAYAN GARİP İNŞAAT
Hayır, arkadaş yazısı değil. Mesele daha başka. Hani Aziz İhsan Aktaş diye bir işadamı var ya… Yıllarca iktidardan aldığı ihalelerle büyüyen ama kendisine sadece muhalefetteki belediye ihaleleri sorulan… İşte o Aktaş itirafçı olup, Gaziosmanpaşa’daki benzinlik ve AVM’den oluşan kompleksine elektrik hattı çekmek için, ortağının Gaziosmanpaşa Belediyesi’ne 300 bin dolar rüşvet verdiğini duyduğunu söyledi. Kendisi dışarı çıktı. Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı içeri girdi. Belediye AKP’nin oldu.
İşte ben de şu soruyu sordum: AVM’nin elektrik hattını konuşuyoruz da Gaziosmanpaşa’ya halen inşaatı süren o koca AVM ve benzinlik nasıl yapıldı? İşte önümdeki belgeler cevap veriyor.
Anlatayım…
İBB’nin imar ekipleri, geçen yıl 3 Mayıs’ta, Gaziosmanpaşa’da rutin kontrol yapıyordu. Bu sırada TEM otoyoluna cepheli bir akaryakıt istasyonu inşaatı tespit etti. Burası eskiden TIR garajı olarak kullanılıyordu. Şehir içinde kaldığı ve TEM’deki trafiği olumsuz etkilediği için garaj kaldırılmıştı. Arazi, imar planında "karayolu koruma kuşağı"nda kalıyordu. Yani karayollarının genişletilmesi ya da işletilmesi için ayrılmıştı. Karayolları Genel Müdürlüğü’ne "Yol inşaatı ve emniyet sahası" olarak kullanılmak üzere tahsis edilmişti. Mülkiyeti devlete aitti. Buraya herhangi bir yapı yapılamazdı.
MEĞER DEVLET VERMİŞ
İnşaat yerine gittiler. Sonradan Aktaş’ın ortağı olduğunu öğrendiğimiz Güven Asfalt A.Ş. adında özel bir firma yapıyor görünüyordu. İBB İmar ekipleri önce onlara sordu. Ancak inşaat ruhsatı yoktu. Ramazan’ın başında olduğu imar ekipleri inşaatın hemen durdurulmasını istedi. Ardından Gaziosmanpaşa Belediyesi’ne ve Karayolları Bölge Müdürlüğü’ne yazılar yazıldı. Ellerinde bu inşaat ile ilgili bir bilgi olup olmadığı soruldu.
Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Karayolları Bölge Müdürlüğü’nden 15 Mayıs’ta cevap geldi. Verdikleri bilgiye göre, söz konusu alan Yap-İşlet-Devret modeliyle 17 yıllığına Aktaş’ın ortak olduğu Güven Asfalt A.Ş.’sine kiralanmıştı. Kirası yıllık 147 milyon 788 bin liraydı.
İhale, kamuda son dönemde gördüğümüz gibi "davet usulü" ile yapılmıştı. İnşaat da müdürlüğün bilgisi dahilindeydi. Gönderdikleri vaziyet planında, buranın "akaryakıt tesisi ve hizmet binası tesis alanı" olarak ayrıldığı görülüyordu. 38 dönümlük dev araziye İstanbul’un en büyük akaryakıt istasyonu yapılacaktı. İBB’nin Karayolları’nın tasarrufundaki bu araziye karışamayacağı söylendi. İmar Müdürlüğü çaresiz kalmıştı.
İMARCILARIN MÜCADELESİ YETMEDİ
Ramazan’ın başında olduğu İmarcılar, 26 Temmuz 2024’de yaptığı ikinci tespitte, söz konusu arazide vaziyet planında olmayan, akaryakıt istasyonu dışında yapılmış inşaatlar tespit etti. 1 Ağustos’ta Karayolları Bölge Müdürlüğü’ne tekrar "neler oluyor" diye sordu.
Karayolları Bölge Müdürlüğü, 9 Ağustos’ta tekrar cevap verdi. Alanın kendi sorumluluğunda olduğunu, inşaat ruhsatı alma zorunluluğunun olmadığını, kendilerince onaylanan projenin 23 Temmuz 2024’te değiştiğini, yeni inşaatlardan da haberdar olduklarını söylüyordu.
Dahası…
Akaryakıt istasyonu diye başlayan projeye, bir de AVM eklenmişti. Yani Aktaş’ın firması, yıllık 147 milyon 788 bin, aylık 12 milyon 300 bin liraya, dev bir AVM ve bir akaryakıt istasyonu işletmecisi olacaktı.
İBB İmar Müdürlüğü, 26 Ağustos 2024 tarihli yazıyla buna itiraz etti. Makul gerekçeleri vardı. Her şeyden önce, Karayolları’nın da olsa, buraya bir akaryakıt istasyonu inşa edilirken, ilgili belediyeye bilgi verilmesi gerekiyordu. Öte yandan şehrin göbeğinde AVM inşa etmek için bir plan kararı olmalıydı. Bölgenin buna ihtiyacı yoktu. Aksine böyle bir proje bölgenin trafik yükünü artıracak, şehrin dokusuna zarar verecekti. Haliyle plan kararlarını bozucu nitelikteydi. Üstelik Karayolları’na yol işletsin diye verilen alana AVM yapılması iyi niyetli değildi.
İmar Müdürlüğü, inşaatın durdurulmasını istedi.
İmar Müdürlüğü’nün yazısına Karayolları "sizi ilgilendirmez" der gibi cevap verdi. Alanın kendi sorumluluğunda olduğunu, alanda istedikleri tasarrufta bulunabileceklerini, izin almak zorunda olmadıklarını söyledi. Sonunda AVM inşaatı başladı. Ramazan’ın ve arkadaşlarının gücü inşaatı durdurmaya yetmedi.
BEBEĞİNİ HAPİSTE BEKLİYOR
AVM ve benzinliğin hikayesi böyle…
Hem savcılar hem gazeteciler... Keşke hep birlikte hem bakanlara hem belediye başkanlarına, hem iktidara hem muhalefete kamunun çıkarı için sorular sorsak, sorgulasak. Ama işler öyle yürümüyor. Savcılar, şehrin ortasında, devletin arazisinde, bu kadar ballı şartlarla, Aziz İhsan Aktaş’ın nasıl koca inşaat yaptığını sormadı. Aktaş, o inşaatın elektrik hattına dair iddialarıyla dışarı çıktı. O inşaat yapılmasın diye mücadele eden bürokrat Ramazan ise içerde kaldı. Servet sahibi Aktaş, gemisini yürütmeye devam edecek. Sahibi olduğu tek evi satan, şehri savunurken yaralanan namuslu Ramazan ise 35 haftalık hamile eşinin karnındaki bebeğinin doğumunu hapiste bekleyecek. Belki yüzünü ilk kez hapiste görecek. Belki o bebeye neden içerde olduğunu anlatmaya çalışacak. Dünyanın adaleti buysa, batsın bu dünya!
Adaletten bahsettiğimiz kadar adalet için savaş veren insanlardan bahsetseydik belki her şey daha anlaşılır olurdu.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları