loading
close
SON DAKİKALAR

Tövbelerden darbelere bir garip hikâye

Barış Terkoğlu
Tarih: 12.06.2025
Kaynak: Barış Terkoğlu - Cumhuriyet

Barış Terkoğlu; Cevap tahmin ettiğim gibiydi. Mesele, vatandaşların kafa karışıklığından değil, TSK içinde yaşanan bir gerilimden kaynaklanıyordu.

Tövbe insanı kendinden korur ancak insanı insandan korumaz.

Milat sayılan 17-25’in ardından 12 yıl geçti. Darbe girişiminden ise tam 9 yıl. FETÖ imamlarının askerlerle ankesörle iletişim kurduğunun keşfinin üzerinden ise 8 yıl.

Gelgelelim, geçenlerde, TSK’de yapılan operasyon sessiz sedasız gerçekleşti. 23 Mayıs’ta hakkında gözaltı kararı verilen 63 askerden söz ediyorum. Listedeki isimlerden 4’ü Albay, 8’i yarbay, 12’si binbaşı, 15 yüzbaşı ve 24’ü ise astsubay ve uzman çavuşlardan oluşuyordu. TSK’de halen albay rütbesinde FETÖ operasyonu yapılması şaşırtıcıydı. Ancak savcılığın açıklaması daha da şaşırtmıştı: “FETÖ’nün, TSK’de halen deşifre edilemeyen örgüt mensupları, 15 Temmuz darbe girişimine katılanlara oranla daha fazla.” Yani savcılığa göre, şu anda TSK içinde en az bir 15 Temmuz daha yapacak kadar FETÖ bağlantılı asker var! İlginçtir, hükümet medyasında da tam da bu dönemde, “Yeni darbe olur mu” tartışmaları başladı, yazıları yazıldı.

İşte tam da bu konu üzerine düşünürken önüme, hükümet medyasından, geçen aralık ayından kalma bir video düştü. Gökçeklerin Beyaz TV’sindeki haberi anlatayım...

“Ankara Etimesgut Şehit Sait Ertürk Devlet Hastanesi’nde neler oluyor? CİMER’e yapılan çok sayıda şikâyetin ardından Sağlık Bakanlığı harekete geçti.”

Hastane ile ilgili bir dizi sağlık sorununun ardından kanal şu ifadeleri kullanmış:

“FETÖ itirafçısı doktor iddiaları: FETÖ itirafçısı olduğu belirtilen göz doktoru Ömer Faruk Şahin’in diğer doktorlardan ayrı bir katta, askeri üs gibi bir ortamda çalıştığı, yetkisi olmadığı halde hastaneyi gizlice yönettiği iddia edildi.”

Doktor Şahin’in çakarlı araçla gezdiği söylenen haber şöyle devam etmiş:

“Askeri raporlarda usulsüzlük iddiası: Askeri kurul raporlarının Ömer Faruk Şahin tarafından yönetildiği ve Ömer Faruk Şahin’in kendisini Albay Tabip olarak tanıtarak devlet hastanesinde askeri doktor gibi davrandığı öne sürüldü.”

Yani hükümete yakın Beyaz TV diyor ki: Bir FETÖ itirafçısı doktor albay, halen çakarlı araçla gezip TSK’nin kaderine askeri kurul raporlarıyla yön veriyor.

'VATANDAŞIN KAFA KARIŞIKLIĞI' DEDİLER
Normalde pek olmaz...

Beyaz TV haber yayınlandıktan birkaç gün sonra Etimesgut Devlet Hastanesi’nde canlı yayın bağlantısı yaptı. Başhekim ile konuştu. Başhekim, hastanenin ne kadar modern olduğunu anlattıktan sonra asıl konuya geldi:

“15 Temmuz darbe girişiminden sonra hastanemiz, eski Hava Hastanesi ile entegre edilmiştir. Askeri faaliyetlerimiz de devam etmektedir. Kahraman Türk ordusunun sağlık hizmetlerini hastanemiz yürütmektedir. Yıllık 15 bine yakın sağlık kurulu muayenesi yapılmaktadır. Özellikle F-16 pilotları başta olmak üzere pilotların büyük kısmının periyodik muayenesi yapılmaktadır. Üst düzey komutanlarımız da muayene olmak için hastanemize gelmektedir.”

Başhekim, sağlık bakanına, milli savunma bakanına, kuvvet komutanlarına teşekkür ederek sözünü bitirdi. Beyaz TV muhabiri, bu açıklamayla bir “yanlış anlaşılma”yı düzelttiklerini söylerken bu kez hedefteki doktor Ömer Faruk Şahin muhabirin yanında görüldü. Hastanenin askeri sembollerle kaplı bölümünü gezdirdikten sonra devam etti:

“Albay rütbesinde Sağlık Bakanlığı kadrosunda hizmetlerime devam ediyorum. Hastanemiz askeri faaliyetlerine devam ediyor. Yıllık 15 bin askeri muayene yapıyoruz. Merkezimiz Türk hastaneleri içinde tek merkez olma özelliğini taşıyor. Özellikle F-16 pilotlarının, helikopter pilotlarının, İHA ve SİHA pilotlarının muayeneleri merkezimizde yapılıyor. TSK personeli burada kendilerini evlerin- de gibi hissediyor. Hava Harp Okulu ve Kara Harp Okulu’na girecek uçuş adaylarının muayenesi de merkezimizde yapılıyor.”

Muhabir, “Vatandaşlar bunu anlamadığı için kafalarında soru işaretleri olmuş” diyerek haberi bitirdi. Oysa ilk haberdeki detaylı iddialar, sıradan bir vatandaşın kafasındaki sıradan sorulardan daha iddialıydı.

Haberden sonra, hedefteki doktora, Eskişehir’deki bir komutan tarafından takdir yazıldığını duyunca benim de kafam karıştı.

Askeri kaynaklara sordum...

Cevap tahmin ettiğim gibiydi. Mesele, vatandaşların kafa karışıklığından değil, TSK içinde yaşanan bir gerilimden kaynaklanıyordu.

'TÖVBECİ ASKERLER'İN HİKAYESİ
Bilmem hatırladınız mı? İki yıl önce bu köşede 15 Temmuz’un ardından iki kez terfi ettirilen, önce tuğgeneral sonra tümgeneral yapılan ve darbe girişiminin ardından, tam beş yıl, Hava Kuvvetleri’nde personel başkanlığı yapan Kutlay Demir’in ankesör arşivinden bahsetmiştim. Gizli bilgi değil. Askerlerden sorumlu bir FETÖ imamının herkese açık iddianamesinde, ankesörle görüşüp toplantı yaptığı askerler sıralanmıştı. Listedeki bütün isimler yargılanıp TSK’den atılırken Demir istisna tutulmuştu. İşin ilginci terfi arşivinde “FETÖ/PDY ile kararlı bir şekilde mücadele etmektedir”, “PDY ile ilgisi yok ancak başka cemaat bağlantılı olduğu kanaatindeyim”, “Terfi etmeli (eşi türbanlı), hükümet yanlısı” gibi ifadeler yer alıyordu. Gelgelelim, yazımın ardından Demir hızla emekli edildi.

İşte mesele bunun gibi bir hikâyeydi.

Zira TSK personelinin kimi yargılanıp kimi şüpheyle atılırken bir başka grup daha vardı. Özetle; “Evet, geçmişte FETÖ ile ilişkimiz vardı ama taraf değiştirdik” diyorlardı. Terfi raporlarında söylendiği gibi, başka cemaatlerle, iktidarın içindeki partilerle, kimi dini sembollerle “Artık orada değil buradayız” diyorlardı. Birbirlerinin dosyasında ifade veriyor, birbirlerine tanık oluyorlardı. Kurumu ikna etmişlerdi ki eski arkadaşlarının akıbetine uğramamışlardı. “Tövbeci” denen bu ekip, ilginç şekilde eski ilişkilerini sürdürüyordu. Terfilere müdahale ediyor, birbiri lehine ifade veriyor, emekli edilenler ile lojmanlarda toplanıyorlardı. Konuştuğum kaynak, gençlikteki ev arkadaşlığından bir- birlerine yazdıkları takdirlere, buluşma fotoğraflarına kadar çeşitli deliller sundu.

Dahası...

Gösterdiği listeye göre, bu şekilde giderse, önümüzdeki dönem bir kuvvet komutanı “tövbeci” olacaktı.

İşte mesele, hastaneye giden vatandaşın kafasının karışıp CİMER’e detaylı ihbarda bulunması değil. Belli ki birileri, TSK içinde birikmiş şüphesini TSK dışına taşıdı. Ortalığı karıştıran haberin ardından başkaları devreye girip düzeltme yaptı. Takdir belgesi de bunu tamamladı.

Suç, ayıp ve günah birbirinden ayrıldığı gün tövbelerin yerini hukuk alacak.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları