loading
close
SON DAKİKALAR

Keşki mitingde “Gazze’ye gitmek isteyenlerin” kaydı tutulsaydı

Can Ataklı
Tarih: 30.10.2023
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Filistin mitinginde yüzbinlerce kişi “Ordu Gazze’ye” diye haykırdı. “Haydi” denirse kaç kişi gider gerçekten merak ediyorum. Ama Adalet Partisi bu konuda bir öneri getirmişti miting öncesi.

ANALİZ

Gazze’ye Mehmetçik gitsin ama senin oğlun da gitsin

İstanbul’da büyük bir miting yapıldı cumartesi günü.

AKP Genel Başkanı Erdoğan “cumhurbaşkanı” sıfatıyla tüm Türkiye’yi bu mitinge çağırdı.

Mitingin esası Filistin’e barış getirilmesiydi.

Ama miting boyunca bir milyonu aşkın kişi “savaş çığlıkları” attı.

AKP Genel Başkanı Erdoğan ekim başında Hamas’ın anlamsız terör saldırısıyla başlayan olaylar karşısında ilk üç gün hiçbir şey söylememişti.

Tabii Erdoğan konuşmayınca AKP ve çevresi de suskun kalmıştı.

Sonunda Erdoğan konuştu ve “itidal” tavsiye etti.

Bu birçok çevrede çok olumlu karşılandı.

Ben de aynı duygular içindeydim ve Erdoğan’ın çok doğru yaptığını söyledim.

Hatta bu desteğim kimi haber sitelerinde haber bile oldu.

Ancak bu olumlu ve yapıcı yaklaşım birkaç gün sonra yerini yine eski söyleme bıraktı.

Erdoğan bir anda coştu, adını vermeden Hamas’ı desteklemeye başladı.

Sonra iş daha da çığırından çıktı ve Erdoğan sağduyu sahibi herkesin tüylerini diken diken eden “Hamas terör örgütü değil, kurtuluş mücadelesi veren mücahitlerdir” açıklamasını yaptı.

Erdoğan böyle söyleyince tüm radikal dinci gruplara da gün doğmuş oldu.

Cumhuriyet Bayramı’nı gölgeleme amacı taşıyan bu miting bir anlamda amacına ulaştı.

Bu mitinge damga vuran en önemli olay bana göre yüzbinlerce kişinin bir ağızdan “Ordu Gazze’ye” sloganı atmasıydı.

Tabii Erdoğan kitle psikolojisini iyi biliyor, böyle bir şey olmayacağı halde halkı diri tutmayı başarıyor.

O kalabalıklara sormak gerek, “Ordu Gazze’ye” derken bunun mümkün olmadığını bilmiyor mu?

Bilmiyor.

Çünkü düşünmüyor bile.

Binlerce askerin, savaş araçlarının, mühimmatın Gazze’ye nereden ve nasıl gideceği konusunda bu kitlenin hiçbir fikri yok.

Bu askerlerin nerede ve nasıl konuşlanacağını, nerede ve nasıl savaşacağını da aklına getirmiyor.

Erdoğan ve etrafındakiler, yanındaki milli savunma bakanı, komutanlar da Gazze’ye asker gönderilmesinin mümkün olmadığını biliyorlar, tabii ki onların fikri var, ama ses çıkarmıyorlar.

Söz konusu olan kitlenin bilinçsiz bir coşku içinde olması.

Türkiye’de ve dünyada ne olup bittiğini hiç bilmeyen, bilgisi olmayan bu kitleye şunu söylemek isterim:

“Sokak röportajlarında görüyoruz, hemen herkes ‘Göndersinler beni de ölümüne savaşırım’ diyor. Ancak sunucunun ‘Bir otobüs hazırlandı, kimlik bilgilerinizi verin kaydedelim hemen yola çıkın’ dediği an hemen geri adım atıyorlar. Demek o coşkulu kitleler aslında kendilerinin değil başkalarının Gazze’ye gitmesini istiyor. Ben de diyorum ki, tamam Gazze’ye Mehmetçikleri gönderelim, ama içinde sizin de çocuklarınız olsun. Bakalım o zaman da “Ordu Gazze’ye” diyecek misiniz?”

Demeyecekler tabii.

Çünkü bu iktidar sahte kahramanlıklar yaratarak halkı etkiliyor.

AKP’ye bağlanan kitleler de yaşadıkları hayal dünyasının heyecanını yaşıyor.

Hepsi bu.

Bİ SORALIM BAKALIM

Hilal-Haç savaşı da nereden çıktı?

Erdoğan’ın kapattığı Atatürk Havalimanı’ndaki mitingin teması aslında Gazze’de barıştı.

Ama bu “barış” söylemi sık sık tekrarlanan “savaş” çığlıkları ile karartıldı.

Mitingde sürekli olarak tekbir getirilerek “Ordu Gazze’ye” sloganı atıldı.

Erdoğan kalabalığın coşkusunu gördükçe daha da şiddetlendi.

Konuşmasının en ilginç cümlelerinden biri şuydu:

‘’Savaşın yayılmaması için tüm aktörler hareket etmeli, ateşe benzin taşımamalıdır. Gelişmeler bir Haçlı-Hilal anlayışıyla devam ettirilmemeli. Aksi takdirde insanlığa yazık olur.’’ 

Cümle güzel de “Haçlı-Hilal” anlayışı nedir?

Şu an yaşanan savaşın bir arafında Hamas diğer tarafında İsrail var.

Dinen söylersek taraflardan biri Müslüman diğeri ise Yahudi.

Haçlı seferlerinin Yahudilikle bir bağı yok.

Haçlı seferleri yapıldığında Kudüs, Müslümanların hakimiyetindeydi.

Gelenler ise Hıristiyanlardı.

Sanıyorum Erdoğan “Haçlı-Hilal” anlayışından söz ederken bölgede bir başka savaştan söz ediyor.

Ama herhalde şunu da biliyordur; böyle bir savaş olması halinde Türkiye “cephe ülke” olacaktır.

Türkiye’nin buna tahammülü olamaz.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Mitingdeki bayrakların parasını kim verdi?

Filistin mitingi için çağrıda bulunan AKP Genel Başkanı, “Mitingde hiçbir partinin bayrağı olmasın, sadece Türk bayrakları olsun” talimatı da vermişti.

Nitekim alana toplanan herkesin elinde Türk bayrakları vardı.

Bu bayraklar bir örnekti.

Yanında bayrak getiren AKP’li pek yoktu.

Bütün bayraklar miting girişinde dağıtıldı.

Bu bayraklar 20x30 santimetre ebadındaydı.

Bayrakçılara sordum, bu ebattaki bayrakları 120 liraya satıyorlar.

Ama tüm bayraklar toptan alınmıştır.

Bu durumda yarı fiyatına alınmış olabilir.

Erdoğan ve yandaş medya alanda 1.5 milyon kişinin olduğunu söyledi.

Bir milyonunun elinde bu bayraklardan olsa 60 milyon lira eder.

Peki bunun parası nereden çıktı?

AKP İstanbul İl Başkanlığı mı aldı bu bayrakları yoksa AKP Genel Merkezi’nden mi para geldi?

Ya da Cumhurbaşkanlığı mı karşıladı masrafı?

Tabii en az 60 milyon lira bayrak parası.

Mitingin diğer masraflarının ne kadar olduğunu bilmemiz mümkün değil.

Ama bildiğimiz ve gördüğümüz şu;

Her zaman olduğu gibi yine miting bittiğinde bütün bayraklar çöpe atılmıştı.

ÖNERİ

Keşki mitingde “Gazze’ye gitmek isteyenlerin” kaydı tutulsaydı

Filistin mitinginde yüzbinlerce kişi “Ordu Gazze’ye” diye haykırdı.

“Haydi” denirse kaç kişi gider gerçekten merak ediyorum.

Ama Adalet Partisi bu konuda bir öneri getirmişti miting öncesi.

Genel Başkan Vecdet Öz, şu açıklamayı yapmıştı:

“Bugün yapılacak olan Filistin mitingi sadece söylemde kalmasın artık eyleme geçilsin. Meydana derhal bir müracaat masası kurulsun ve Gazze’ye giderek cihat yapmak isteyen başta parti yöneticileri olmak üzere gönüllü mücahitler tek tek kaydedilsin ve isim listeleri kamuoyu ile paylaşılsın. Aksi halde bundan böyle ölenler din kardeşimizdir deyip timsah göz yaşı dökülmesin ve Filistin üzerinden din istismarı ve tribün şov yapılmasın. Ellerini tutan mı var haydi bekliyoruz.”

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Anıtkabir’de yine aynı rezalet

Cumhuriyet Bayramı tüm Türkiye’de gerçekten coşku içinde kutlandı.

Vatandaşın ezici bölümü Filistin konusu ile uyutma çabalarına prim vermedi.

Elbette AKP iktidarı bunun böyle olacağını biliyordu.

Bu milletin içindeki Atatürk ve Cumhuriyet sevgisinin asla yok olmayacağının bilincinde iktidar mensupları.

Ama bu kez de her zaman yaptıkları gibi engelleme, gölgeleme, kirletme operasyonlarına kalkıştılar.

Örneğin Anıtkabir’e yine bindirilmiş kıtalar sokuldu.

Bu kişilere yine “Erdoğan” sloganları attırıldı.

Anıtkabir’i korumakla görevli olan askeri personelin ne yaptığını anlamak da mümkün değil.

Daha önceki örneklerini bildikleri halde bu slogan organizasyonunu yine görmezden geldiler.

Giriş çıkışlar askerin kontrolünde olduğu halde slogan atan ve önceden belirlenmiş grup alana alındı.

Aynı asker sivil halka ise bin bir zorluk çıkardı.

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

Bu plakanın parasal değeri olamaz

Otomobilin kime ait olduğunu elbette bilmiyorum.

Ama böyle plaka herkese nasip olmaz.

Çünkü İstanbul’da bu plakadan sadece bir tane var.

Tabii diğer tüm illerin plakalarında da yine sadece birer tane var.

Pek çok kişi özel plaka almaya çok meraklıdır.

Adının ve soyadının baş harflerini alan çok kişi var.

Ama TR 1923 bana çok özel geldi.

Sahibi kimse çok şanslı.

Satın almak isteyen çok olabilir ama sanırım sahibi satmaya yanaşmaz çünkü bu plakanın parasal değerinden fazla manevi değeri var.

Acaba 29 TR 1923 plakası da var mıdır?

29 Gümüşhane’nin plaka numarası.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları