loading
close
SON DAKİKALAR

1.5 milyarlık lojistik liman ihalesi

Çiğdem Toker
Tarih: 24.07.2020
Kaynak: Çiğdem Toker - Sözcü

Çiğdem Toker: Açık usulle yapılan ihalelerde bazı firmaların ihaleye birlikte katılıp birlikte teklif verdiğini, adi ortaklık kurduğunu biliriz ama bu açık değil; pazarlık usulü yapılan ve kamuoyuna önceden ilan edilmeyen bir ihale.

Rize İyidere'ye bir lojistik merkez ve liman yapılması uzun yıllardır gündemde. Bu proje doğu bölgelerindeki üretimin dünya pazarlarına açılması, Türkiye'nin transit ticaretinden pay alacak olması ve istihdam açısından  stratejik önem taşıyor.

Trabzon ile Rize arasında evsahipliği bakımından bir çekişmeye de konu olan projenin hayata geçirilmesi gecikmişti.

Karadeniz Sahil Yolu'nun deniz tarafına (Cengiz'in Rize Havalimanı'nda yaptığı gibi) dolgu yöntemiyle gerçekleştirilmesi planlanan bu yatırımın ihalesi bir hafta önce yapılmış meğer. Hatta İyidere Belediyesi, sosyal medya hesabında duyurmuş da. İhalenin ertesi günü yapılan paylaşımda yakında “ilk kazmanın vurulacağı” müjdelenmiş, iyi dilekler temenni edilmiş. Ama bilin bakalım ne eksik?

Bu kadar büyük ölçekli ve iddialı bir yatırımın ihalesine kimlerin katıldığı, kaç lira teklif verdiği, en uygun teklifin hangi firmadan geldiği bilgileri İyidere Belediyesi'nin sosyal medya hesabından yaptığı duyurularda yer almıyor.

Neden derseniz üç ihtimal olmalı: Ya sonuç kesinleşmeden açıklanması istenmedi. Ya fındık taban fiyatında ve önemsedikleri, kitlelerini konsolide edecek tüm kararlarda olduğu gibi iktidar cenahında bunu da Cumhurbaşkanı'nın açıklaması doğru bulunuyor. Ya da temel atma törenine kadar, kamuoyuna herhangi bir açıklama yapılmasına gerek duyulmuyor.

Gerekçe ne olursa olsun -yine- 21/b (pazarlık) usulüyle yapılan bu ihaleyi kamuoyunun bilmesi gerekiyor. Önce Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü'nce gerçekleştirilen ihaledeki yaklaşık maliyeti paylaşalım: 1 milyar 719 milyon 780 bin 618 TL

Beş firma/firma ortaklığının davet edildiği ihalede iki tur fiyat tekliflerine bakılırsa, en uygun teklifin Cengiz İnşaat+Yapı ve Yapı ortaklığından geldiği görünüyor.

RİZE İYİDERE LOJİSTİK LİMANI İNŞAATI İŞİ

FİRMA                        1. TEKLİF (TL)         2. TEKLİF (TL)

Cengiz İnş.+Yapı&Yapı     1.469.228.656,40         1.370.106.030,20
Kolin İnşaat                  1.457.895.589,20         1.394.780.494,88
Makyol İnşaat                 1.519.730.499,00         1.411.975.215,60
Çelikler İnşaat               1.597.082.475,00         1.423.480.045,00
Silahtaroğlu Yol Yapı+Ekpet İnşaat+StroysnabContract Ltd.  1.622.025.351,26   1.622.025.351,26

Tabloya baktığımızda ihaleye çağrılan beş katılımcıdan ikisinin ortaklık biçiminde olduğunu görüyoruz.

Açık usulle yapılan ihalelerde bazı firmaların ihaleye birlikte katılıp birlikte teklif verdiğini, adi ortaklık kurduğunu biliriz ama bu açık değil; pazarlık usulü yapılan ve kamuoyuna önceden ilan edilmeyen bir ihale.

O zaman bu tabloda cevap bekleyen bir soru ortaya çıkıyor: Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü, firmaları davet ederken Cengiz ile Yapı ve Yapı'nın; Silahtaroğlu Yol Yapı, Ekpet İnşaat ile StrossnabContract Ltd'nin ortaklık kuracağını, ihaleye birlikte katılacağını önceden mi biliyor? Ve önceden bildiği bu bilgiye dayanarak mı bu firmaları davet ediyor?

7 MİLYARLIK İHALE

Geçen hafta pazarlık usulü yapıldığını duyurduğumuz Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep yüksek standartlı demiryolu ihalesinde, diğer firmaların teklifleriyle birlikte en düşük teklifin Kalyon İnşaat'tan geldiği bilgisine de yer verdik. Bu bilgi yanlış değildi. Kalyon'un “kazandığını” yazmadım.

İkinci tur tekliflerde tablo değişmiş. İlk turda 6 milyar 953 milyon 303 bin TL teklif veren Kalyon, ikinci turda  teklifini 6 milyar 903 milyon 255 bin 895 TL'ye indirdi.

İlk turda 7 milyar 70 milyon 571 bin 415 TL 16 kuruş teklif veren REC Uluslararası da ikinci turda teklifini 6 milyar 749 milyon 818 bin 806 TL'ye düşürdü.

İki şirketin ikinci turda verdikleri teklifler karşılaştırıldığında REC Uluslararası 153 milyon 437 bin 89 TL daha düşük vermiş oldu. Yazılarıma verdiğim bir hafta aranın ardından  fikri takip gereği bu açıklığı da getirmiş olayım.

CHP artık muhafazakar bir sağ parti midir?

“İhtiyacımız olan şey cesaret, cesaret, cesaret.”

CHP Parti Meclisi Üyesi İlhan Cihaner, genel başkan adaylığını duyurduğu basın açıklamasını yukarıdaki cümleyle bitirdi.

Bu haftasonu yapılacak 37. Olağan Kurultayı'na “Gelecek İçin Biz” oluşumu adına CHP genel başkan adayı olan Cihaner ile basın açıklamasından hemen önce telefonla görüştüm. CHP için “Soldan bir müdahale ve bu müdahalenin tartışılması zorunlu hale geldi” diyor Cihaner.

Notlar aldım. (Başlıktaki soru da Cihaner'den) Öne çıkanları (tırnak içi) paylaşmak istiyorum:

BASKICI YASALARDA ETKİMİZ OLMADI

– Toplum üzerindeki baskıyı artıran, ülkeyi geriye götüren antidemokratik kanunlar, TBMM'de arka arkaya kabul edildi. Bu kanunlar çıkarken hiçbirinde parti olarak en küçük etki sağlayamadık. Normal karşılayıp böyle devam etmesine razı mı olacağız?

– İttifak siyasetin doğasında vardır. Esneklik de öyle. Ama önceliğimiz CHP içindeki ittifakı ve değerleri büyütmek olmalı.

NEDEN BABACAN VE GÜL İLE UYUM?

Babacan, Davutoğlu ve Gül ülkenin bu hale gelmesinde büyük sorumluluğu olan isimler. Parti Meclisi'nin bu isimlerle uyumlu kişilerden oluşturulacağı konuşuluyor.

– Bu yaklaşım siyaset değil, seçmeni siyasetsizliğe mahkum etmek, güç ilişkilerine teslim olmaktır. Oysa siyasetin kurucu ve dönüştürücü, toplumun önünü açıcı gücü var. Bizim bu gücü hatırlamamız gerekiyor.

Cihaner, CHP delegelerinin bu yaklaşımın geçmişten Ekmeleddin İhsanoğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesinden, hatta daha da geriden başlayarak tartışılması gerektiğini ifade ediyor.

“AKP'nin oyları eriyor da bizim oylar niye anlamlı biçimde artmıyor?” sorusunu sormadan olmayacağını vurgulayan Cihaner, iki hattan bahsediyor:

– İlk hat, partinin doğrultusu ve geleceği:

CHP muhafazakar bir sağ parti mi olacak? Yoksa tüzüğündeki sosyal demokrat ve sol değerlere mi sahip çıkacak.

– İkinci hat partinin nasıl yönetileceği:

İç işleyişin ne kadar demokratik olacağı. Bir kere çocuk yaşlı, kadın, engelli LGBTİ haklarıyla toplumun her kesiminin bir arada yaşayabilmesinin ön koşulu laikliktir. Laiklik, özgürlükler, ırmakların, denizin, havanın, hayvanların tüm doğanın korunması için CHP'ye büyük ihtiyaç var. CHP, büyük potansiyeli dönüştürücü gücüyle toplumun önünü açacak siyaseti üretmelidir.

HANGİ YASALAR

Cihaner'in “Meclis'ten geçerken hiçbir etkimiz olamadı” dediği yasalar arasında, her şeyden önce, yüzlerce yasada değişiklik yapan onlarca torba kanun var. Tamamını saymak için yer sınırlı. Ancak son aylarda sanki çoğulcu bir TBMM varmış gibi kimisinde sözde müzakereler de aranan, Saray talimatıyla gelmiş birkaç yasayı hatırlamak mümkün: Çoklu Baro, bekçi yasası, infaz düzenlemesi. Bugün de sosyal medyayı karartıp abluka altına alacak son kanun teklifi Komisyon'da hızla görüşülmeye başlandı bile. AKP'ye internet dünyasında “temiz bir geçmiş” inşa ederken, kullanıcıların haklarını gasp edecek son yasa.

Onun da hızla görüşülüp bayrama kadar TBMM'den geçirilmesi hedefleniyor.

TARİHSEL

CHP 37. Kurultayı, salgın koşulları dolayısıyla daraltılmış bir zeminde gerçekleşecek. Ama bu, tarihselliğini ortadan kaldırmıyor.

O tarihsellik; hak ihlallerinin doruğa çıktığı, emniyette işkencenin normalleştiği, bizzat siyasetçinin ötekileştirdiği sığınmacıların dövülerek öldürüldüğü, cenazelerinin üçer beşer toplandığı, yoksulluğun derinleştiği, işsizliğin yaygınlaştığı, her gün en az bir kadının katledildiği, hayvanların aşağılıkça istismarının arttığı bir ortamda potansiyeli büyük olan ana muhalefet partisine yüklenen anlamlardan, özeleştiri ve yön beklentilerinden kaynaklanıyor.

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları