loading
close
SON DAKİKALAR

BOP ne demek?

Hüsnü Mahalli
Tarih: 11.07.2021
Kaynak: Hüsnü Mahalli - Korkusuz

Hüsnü Mahalli; Toplum daha çok muhalefet partilerinin şimdi ve AKP’den kurtulduktan sonra kendi aralarında nasıl anlaşacaklarını, ne tür bir iktidar koalisyonu kuracaklarını ve ülkeyi nasıl yöneteceklerini merak ediyor.

Amerikalılar ilk kez 1999’da BOP’den söz etti.

BOP’de Arap ve Müslüman ülkelere demokrasi getirilecekti.

BOP çerçevesinde Kasım 2001’de Afganistan işgal edildi.

BOP çerçevesinde Mart 2003’de sıra Irak’a geldi.

Afganistan işgali 20 ve Irak işgali 10 yıl sürdü.

Neye mal oldu kimin umurunda!

BOP çerçevesinde Lübnan ve Suriye’yi karıştırmak için Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri Şubat 2005’de öldürüldü.

Bu da yetmeyince yine BOP çerçevesinde İsrail Temmuz 2006’da Lübnan’a saldırarak 33 gün süreyle her tarafı bombaladı.

Aynı günlerde Tel Aviv’i ziyaret eden dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice “BOP’e uygun olarak Yeni Ortadoğu’nun kurulma zamanının geldiğini” söyledi.

25 Nisan 2006’da Ankara’ya gelerek Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile görüşen Rice büyük olasılıkla ve çaktırmadan “Arap Baharı’nın hazırlıklarını” yapıyordu.

Elbette Türkiye üzerinden.

Çünkü ABD ve Batı “BOP’a uygun olarak AKP modelini” Arap ve Müslüman ülkelerinin siyasal İslamcı parti ve oluşumlarına pazarlıyorlardı.

Ocak 2009’da Beyaz Saray’a yerleşen Obama Nisan’da ilk Müslüman ülke olarak Türkiye’ye gelmişti.

Zevkten dört köşe olan ve havalara giren Eş-Başkan Erdoğan “BOP ve Arap Baharı’nda önder rol oynamaya” karar verdi ve öyle de davrandı.

Suriye ve Libya başta olmak üzere coğrafyanın her yerinde artık AKP vardı.

O da yetmeyince AKP; Afrika, Balkanlar, Kafkaslar ve şimdi de Afganistan’a uzandı.

Sonuç!

Bol miktarda macera ve her yerde akıl almaz karanlık oyunlar.

Başka!

Ülkenin her alanda ve her düzeyde yaşadığı felaketler.

Demokrasi, insan hakları ve vicdan yok olunca iktidar istediği her şeyi yaptı, yapıyor ve yapacak.

Her şeyi.

BOP’ın gereği ve BOP’a uygun olarak.

Durmak yok yola devam.

Yok oluncaya kadar.

Hepimiz her şeyi görüyor, biliyor ve yaşıyoruz.

Ülkenin dolayısıyla her kesimden insanların içinde bulunduğu koşullar vahim ötesi ama hiç kimse bir şey yapmıyor, yapmak istemiyor ya da yapamıyor.

AKP’nin vazgeçeceğini ya da geri adım atacağını düşünenler varsa hayal görüyorlar.

AKP yükselip sonra da dinen tepkileri umursamadan kafasına koyduğu her şeyi yapıyor.

AKP Sedat Peker’in iddialarını bile umursamadan kendi yöntemlerini kullanarak iktidarını pekiştirmenin planlarını yapmaktadır.

Son konuşulanlara bakılırsa AKP;

1- MHP’den vazgeçip İYİ Parti ile barışacakmış.

2- HDP’yi Millet İttifakı’dan uzak tutmak için yeniden Barış Süreci’ne dönecekmiş.

3- CHP’yi sıkıştırmak için Muharrem İnce, Mustafa Sarıgül ve Öztürk Yılmaz’a göz kırpacakmış.

4- Muhalif olan ya da muhalif geçinen kişi ve kuruluşlara çengel atarak kendi aralarında kavga etmenin zeminini hazırlayacakmış.

5- Yeni numaralarla Saadet Partisi’ni Cumhur İttifakı’na katacakmış.

6- Muhalif medyayı susturmak için ne gerekiyorsa yapacakmış.

7- Kontrol altına alınan devletin tüm kurum ve kuruluşlarını tam ve yüzde yüz kendi emelleri doğrultusunda kullacakmış.

AKP mış mış’lı plan yaparken muhalefet mışıl mışıl uyumaktadır.

Liderlerin grup konuşmaları ve vekillerin saha çalışmaları AKP’yi durdurmaya yetmeyecektir.

Muhalefet acilen ve hemen AKP’yi eleştirmenin ötesine geçerek kendi plan ve projelerini çok net, açık ve kararlılıkla topluma anlatmalıdır.

Toplum daha çok muhalefet partilerinin şimdi ve AKP’den kurtulduktan sonra kendi aralarında nasıl anlaşacaklarını, ne tür bir iktidar koalisyonu kuracaklarını ve ülkeyi nasıl yöneteceklerini merak ediyor.

Muhalefet bu konuda seçmenleri ikna edip güven veremedikçe (olursa) seçimi kazanamaz.

Bir şey yapmalı!

Benden söylemesi:

Ülke her konuda ve her alanda çok tehlikeli bir noktada.

Keşke bu da benim hüsnü-kuruntum olsaydı!

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları