Doğal müttefik

BOP’la birlikte Arap ve Müslüman ülkelere model olarak pazarlanmak istenen AKP; Sisi’nin Temmuz 2013’de Müslüman Kardeşleri devirmesi ve Suriye’de Esad’ın direnmesiyle planlarını uygulayamadı.

Kanlı Arap Baharı başlangıcında AKP yönetiminde Ankara ile birlikte hareket eden Körfez yönetimleri, ABD ve Batılı ülkeler 2015 ve özellikle 2016’dan sonra Erdoğan’la araları açıldı.

Türkiye; Suriye’de yalnız bırakılmıştı.

Bunu umursamayan Erdoğan önce gidip Putin’le barıştı sonra da “doğal müttefik” olarak gördüğü türlü türlü İslamcılarla yoluna devam etti.

Suriye, Libya ve Somali’de silahlı olanlarıyla diğer ülkelerde farklı yol ve yöntemlerle.

Hepsi de Müslüman Kardeşler kökenli.

IŞİD, NUSRA, KAİDE, BOKO HARAM, EL-ŞABAB ve TALİBAN.

Önceki gün olası Afganistan macerası­nı anlatmıştım.

Haritaya bakarsanız bu ülkenin ne denli önemli olduğunu göreceksiniz.

Ankara’nın oraya asker göndereceği söylenince şimdi herkes Afganistan’la ilgili olası senaryoları konuşuyor.

ABD ve NATO çekilince kimin kimi nasıl boğazlayacağı ve TALİBAN’ın Kabil’i ne zaman ele geçireceği bilinmez ama bu sürecin çok karmaşık ve sancılı geçeceği kesindir.

Pakistan, Türkiye ve İran Dışişleri Bakanları önceki gün Antalya’da Afga­nistan’daki durumu ve olası gelişmeleri görüştü.

Aynı saatlerde Kremlin Sözcüsü “Türkiye’nin Azerbaycan’da üs kuracağı yönündeki haberlerden rahatsız oldukla­rını” söyledi.

Yine aynı saatlerde Amerikan medyası Biden yönetiminin Somali’ye yeniden asker yollamayı düşündüğünü yazıyordu.

Elli yılıdır iç savaş ve kargaşa yaşayan Somali’de Türkiye, Katar, İtalya, Fransa, ABD, BAE, Mısır ve daha başka bir çok ülkenin parmağı var.

Bu durumdan yararlanan Kai­de’ci El-Şebab örgütü hala çok güçlü.

Tıpkı Boko Haram gibi.

Irak ve Suriye’de yenilen IŞİD’çilerin bir kısmı şimdi Afrika’da.

Libya, Mali, Sudan, Nijer, Nijerya ve başka ülkelerde.

ABD, Fransa, İngiltere, İtalya ve İsrail istihbarat örgütleri bu İslamcı grupların bazen peşinde bazen de içinde.

Elbette Rusya ve Çin de oralardadır.

Türkiye ve Katar birlikte hareket ediyor.

BAE ve Suudi Arabistan, Mısır’ın arkasında.

Batı istihbarat raporlarına bakılırsa IŞİD’le Kaide kökenliler arasında ciddi bir üstünlük kurma kavgası devam edi­yor.

Yukarıda saydığım ülkelerden hangisi ya da hangileri kimin ar­kasında bilinmez ama bu işin sonu yok ve olmayacak.

Yüz yıllardır sömürülen ve ta­lan edilen zavallı Afrika’nın yeni dönemde radikal İslamcılarla başı belada olacak.

Ama önce Ortadoğu’yu çözmek gerek.

Yani Suriye’yi.

Suriye çözülmeden bu coğrafya­da hiçbir sorun çözülmez.

Türkiye istemezse Suriye sorunu çözülemez.

Tıpkı Libya’da olduğu gibi.

Tıpkı Somali’de olduğu gibi.

Yakında Azerbaycan’da olacağı gibi.

Hepsinde türlü türlü İslamcılar var ve hepsi de AKP’nin doğal müttefiği.

AKP onları öyle görüyor ve onla­ra öyle davranıyor.

Öyle olduğu için de devlet ve toplum olarak Türkiye’yi İslamlaş­tırmaya çalışıyor.

Doğal müttefikleriyle:

Tarikatlar, tekkeler, şeyhler ve onlara bağlı ilginç oluşumlarla.

Öncesinde ilk doğal müttefik Fetö’cu­lardan kurtulmak vardı.

İktidar için her şey mübah.

Örneğin Sisi ile barışmak için Mısırlı Müslüman Kardeşler’den yavaş yavaş vazgeçmek.

Örneğin Kral Selman’la yeniden kan­ka olmak için Kaşıkçı dosyasını sümenal­tı yapmak.

Örneğin ABD isterse doğal müt­tefiklerden vazgeçmek.

Ya da yeni yeni müttefikler bul­mak.

Taliban gibi.

Eş-Başkan olmak kolay olmazsa gerek!