loading
close
SON DAKİKALAR

Gerçek nedenleri görmeli

Hüsnü Mahalli
Tarih: 25.06.2021
Kaynak: Hüsnü Mahalli-Korkusuz

Hüsnü Mahalli: Emperyalist ülkeler, bölgesel ve yerel işbirlikçileri zevkten dört köşe olmuştu.

Önceki gün Berlin’de Libya ile ilgili uluslararası bir toplantı vardı.

Petrol ve doğal gaz zengini bu ülkeyle ilgilenen herkes oradaydı.

Başta Kaddafi’nin ülkesinden kovduğu ABD ve İngiltere.

Kaddafi’nin iktidarda kaldığı 42 yıl süreyle Libya’yi çökertmek için uğraştılar.

Yıllarca hazırlıklarını yaptıkları “Arap Baharı” ile Libya’ya demokrasi ve özgürlük getireceğiz diyerek halkı Kaddafi’ye karşı ayaklandırdılar.

Kaddafi öldürülünce bu kez halkı birbirine kırdırdılar.

Bazı ülkeler bir grubu desteklerken başkaları karşı gruplara yardım etti. Ankara ise doğal olarak İslamcılardan yana oldu. Türk askerini oraya gönderen AKP Suriye’den de paralı asker taşıdı.

Sonuçta Libya’yı perişan edenler şimdi çıkmış Libyalılara “Gelin sizi barıştıralım” diyor.

Karıştır, savaş çıkarıp ülkeyi işgal et, insanları birbirine kırdır, ülkeyi perişan et sonra da “gelin barışın” de.

Müthiş!

Irak’da ve farklı formatlarla Suriye ve Yemen’de olduğu gibi.

Şimdi de Afganistan’da.

Emperyalist ülkelerde ve onların bölgesel ve yerel işbirlikçilerinde numara ve tezgah bitmez. Siyasal İslamcıların ideal malzeme olarak kullanıldığı BOP’un devamı “Arap Baharı” bu numara ve tezgahların en sonuncusu.

Geçen on yıl içinde “baharı” yaşayan ülkelerde altyapı yıkımlarının bedeli 900 milyar dolar. Suriye, Irak, Libya ve Yemen’in yeniden imarı için 1 trilyon 250 milyar dolar gerekiyormuş.

Sosyal, kültürel ve ahlaksal tüm değerlerin yozlaşması ayrı bir konu.

Bu ülkelerle birlikte kargaşanın daha az yaşandığı diğer ülkelerde en az 15 milyon çocuk okula gidemedi. 20 yıl sonra bu ülkelerde halkın yüzde otuzu okuma yazma bilmeyecek ve bir o kadarı da işsiz ve yoksul olacak.

Yeni bir “bahar”da kullanılmak üzere hazır malzeme:

Cahil, yoksul, milliyetçi ve dini etkileşimlere açık insanlar.

Gerisi onları kullanacak iç ve dış güçlerin para ve propaganda becerisine kalıyor. O da yetmezse dünyanın dört bir tarafından ruh hastası, sapık ve katil “ithal” edilir.

Örneğin “baharı” cehenneme çevirmek için doksandan fazla ülkeden Suriye’ye 350 bin katil taşındı. Onlar da aklın alamayacağı yol ve yöntemlere başvurarak kafa kesmeden başlayarak her türlü vahşete başvurarak milyonları öldürdü, bir o kadarını sakat bıraktı ve tecavüzler dahil insanlara anlatılması zor acılar yaşattılar.

Emperyalist ülkeler, bölgesel ve yerel işbirlikçileri zevkten dört köşe olmuştu.

Son on yılın hikayesi ya da “Bahar”ın özet maliyeti böyleydi.

Darmadağın edilen coğrafyada dikta iktidarların halklarına yaptıkları eziyeti ve elbette akıl almaz korkunç yolsuzlukları da unutmadan.

Sonuç ortada.

Emperyalist ülkeler plan ve proje geliştirir, bölgesel iktidarlar görev üstlenir ve ülkelerle birlikte halklar perişan edilir.

En ince detaylarıyla öğrenilmeden ve anlaşılmadan bu coğrafyanın hiçbir ülkesinde sorunlar çözülmez ve çözülmeyecektir.

Her zaman söylüyorum:

Türkiye dahil bu coğrafyada sorunların tümü olmazsa da ezici çoğunluğu dolaylı ya da dolaysız dış politikayla ilgilidir.

Bu gerçek anlaşılmadan ve gereği yapılmadan söylemlerin tümü “abesle iştigaldir”.

Bugün Türk askeri ve istihbaratı Suriye, Irak, Libya, Afganistan, Somali ve daha bir çok ülkede faaliyette bulunuyor.

Bunun parasal maliyetini bir yana bıraksak bile Ankara günlük enerjisinin büyük bölümünü bu işe harcamaktadır.

Bu işlerde akıl almaz detaylar var.

Sedat Peker iddialarına bu çerçevede bakılmalı.

Anlattığı her şey dış politikanın ilgi alanı içindedir.

Sezgin Baran Korkmaz Avusturya’da gözaltına alınıyor ve ABD’ye gönderilecek.

Gönderilirse kim bilir neler neler anlatacak.

Tam bir uluslararası tezgah.

Onun da Sedat Peker gibi “ali makamlarla” boy boy fotoğrafları var.

ABD ve diğer ülkeler Zarrab olayında olduğu gibi her şeyi değerlendirir.

Fetö olayında olduğu gibi.

O da diğer sorunlar gibi başından sonuna kadar yüzde yüz dış politika konusuydu.

Son bir örnekle Suriyeli mülteciler.

AKP’nin bildik tavrı olmasaydı bugün ne Suriye sorunu olacaktı ne de son on yılda Türkiye içinde ve dışında sorunların hiçbiri yaşanmamış olacaktı.

Neden-Sonuç-Neden ilişkisi.

Fotoğrafın büyüğünü görün.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları