Trump Kürtleri sattı

Hüsnü Mahalli; ABD Başkan Trump attığı bir tweetle Suriye'den çekileceklerini söyledi. İsrail ve Yahudi lobilerinin etkisinde olan Kongre üyeleri, Dışişleri ve Savunma Bakanlığı çevreleri karara tepki gösterdi.

Savunma Bakanı Mattis istifa etti.
İsrail Başbakanı Netanyahu ‘Devam eden İran tehlikesine karşı  biz kendi başımızın çaresine bakabiliriz' dedi ve aynı gün Yunanistan ve Kıbrıs (Rum yönetimi) liderleriyle buluşarak doğal gaz boru hattı için anlaşma imzaladı.
Hedef Türkiye.
Trump sözünde durur ve üç bin askerini Fırat'ın doğusundan çekerse PYD/YPG satmış olur.
Oysa seçildiğinde Kürtlerle halay çekmiş ve PYD için stratejik müttefik demişti.
Şimdi PYD ve müttefiği SDG açısından 4 olasılık var:
1- Türk ordusuyla savaşmak.
2- Türk ordusu gelmeden Esad'la barışıp Suriye ordusunu bölgeye davet etmek. Bunun için görüşmelerin başladığı söyleniyor.
3- Bazı bölgelerde gücünü koruyan IŞİD ile savaşmak.
4- Bir Amerikan projesi olarak bölgeye yerleştirilmek istenen BAE, Suudi, Mısır ve Sudan askerleriyle çalışmak. Amerikan çekilmesine karşı çıkan Fransa ve İngiltere'nin bölgede bulunan yüzlerce askeri de onlara yardım eder.
Peki bu durumda Türkiye ne yapar?
1- Rusya ve İran'la birlikte hareket eder, Suriye ordusunun Fırat'ın doğusuna girmesine destek verir ve PYD/YPG'yi kıskaca alır.
2- ABD'nin ‘onayı' ile kendi kararını alır ve 600 kilometre sınır boyunca operasyon başlatır.
Bu durumda Rusya ve İran'la bozuşur, Fırat'ın batısında ve İdlib'te sıkıntılar yaşar.
Bu olasılığı göz önünde bulunduran Washington ‘gıcıklık olsun diye' üç gün önce Patriot füzelerinin Türkiye'ye satılacağına onay verdi.
Trump ‘S-400'den vazgeçin size bu füzeleri, F-35 uçakları ve istediğiniz her şeyi verelim' der gibi.
ABD 70 yıllık stratejik müttefikini yeniden kazanmak ister gibi.
Bir de Feto'yu verdi mi işlem tamam.
Ankara için çok zor bir durum.
Yazı tura işi.
Madalyonun bir yüzünde Trump diğerinde Putin.
Dik gelirse Ruhani.
Zamanlaması cuk gibi oturdu.
Adam önceki gün Ankara'da Erdoğan'la birlikte ‘dostluk ve kardeşlik' pozlarını vererek Trump'ı çıldırtmak ister gibiydi.
Erdoğan; İran'a yönelik ambargoya karşı olduğunu, İran halkının yanında durduklarını ve Suriye konusunda aynı görüşü paylaştıklarını söyledi ancak Trump'ın kararına değinmedi.
Kürtler Erdoğan ve Ruhani'nin ortak derdi.
Türkiye; PYD'ye PKK diyor İran ise PEJAK'la başı belada.
Kader mi şanssızlık mı bilinmez ama bu coğrafyada herkes herkesi kandırdı kandırıyor.
Sevr'i bir kenara bıraksak bile İngilizler Cumhuriyet sonrası 1924-1928 yıllarında tüm Kürt ayaklanmalarının arkasındaydı sonra onları yüz üstü bırakıp gitti.
1984 başlangıç kabul edilirse 34 yıldır devam eden PKK hikayesi ise çok ilginç. Kendi Kürtleriyle savaşan Irak, İran ve Suriye enteresan bir şekilde PKK'ye destek verdi ve zamanı gelince hepsi sattı PKK'yı.
Iraklı Kürtleri korumak için Çekiç Güç'ü Temmuz 1991'de Türkiye'ye gönderen ABD hiç çekinmeden Kandil'deki PKK'ya silah taşıyordu.
9 Ekim 1998'de Baba Esad, Öcalan'ı Suriye'den gönderince tüm Avrupa ve Rusya'nın taraf olduğu bir kovalamacadan  sonra Öcalan CİA ve Mossad tarafından Kenya'da yakalandı ve Türkiye'ye teslim edildi.
Çok farklı yaklaşımlar oldu ama en ciddisi kabul edilen AKP'nin 2011-2015 Barış Süreci de işe yaramadı.
PKK ya da siyasi temsilcisi HDP satılmıştı.
ABD ve AB ilgisizliğiyle bu satış devam ediyor.
Etmeseydi ABD şimdi de PKK'nın Suriye kolu PKK'yı yüzüstü bırakıp ‘Suriye'den çekiliyorum' demezdi.
PYD  Ankara tarafından da satılmıştı.
Ankara 2012-2015 döneminde ‘Gel Esad'a ayaklan' dediği PYD lideri Salih Müslim'i ‘baş tacı' etmiş  o da ‘olmaz' deyince onu düşman bellemişti.
Salih Müslim'i satan Ankara başka bir komşunun Kürtlerini de oyuna getirmişti. 16 Kasım 2013'ten sonra namı-değer Diyarbakır şenliğinden sonra  26 Şubat 2017'de Kürt bayrağını Ankara ve İstanbul'da dalgalandıran Mesut Barzani Türkiye'nin aniden tavır değiştirmesiyle bağımsızlık rüyasını gerçekleştiremedi.
Ankara Suriyeli Kürtler gibi Irak'lı Kürtleri önce destekledi sonra da yarı yolda bıraktı.
Satış bölgemizin genetik bir alışkanlığı haline gelmişti.
…
Yarın: Başka satılan var mı?