loading
close
SON DAKİKALAR

Vefa ve bilinç

Hüsnü Mahalli
Tarih: 24.04.2020
Kaynak: Hüsnü Mahalli - Korkusuz

Hüsnü Mahalli; Yandaş medya ve Aktroller hiç bu kadar çirkefleşmemişti. Herkese her konuda saldırıyorlar. Zor durumda olduklarını onlar da biliyor. Bildik muhaliflere saldırılara herkes alıştı ama şimdi artık karşılarında Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan var.

Ortalıklarda dolaşan ve herkesi ölümle tehdit eden bir virüs var ama iktidarın derdi muhalif belediyeler.

İktidar “Benim dışımda hiç kimse vatandaşa yardım edemez” modunda.

Vefa Destek Grubu hariç.

Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin ve Antalya.

Yandaş medya ve Aktroller hiç bu kadar çirkefleşmemişti.

Herkese her konuda saldırıyorlar.

Zor durumda olduklarını onlar da biliyor.

Bildik muhaliflere saldırılara herkes alıştı ama şimdi artık karşılarında Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan var.

Biri onların eski başbakanı diğeri de başbakan eski yardımcısı ve ekonomi bakanı.

Ama şimdi her ikisi Erdoğan’ın baş düşmanı.

Bay Kemal’le aynı kefede.

Adamlar haklı çünkü Davutoğlu ve Babacan çok şey biliyor ve Erdoğan’a yönelik çok ağır eleştirilerde bulunuyorlar.

Önceki gün KRT’de konuşan Davutoğlu Suriye konusunda Erdoğan’a yüklenerek “Ben yetkili olsaydım durum böyle olmazdı” dedi.

Doğru mu yanlış mı Davutoğlu daha fazla konuşunca anlarız.

O zamana kadar da koronadan dolayı dünyanın sonu gelmezse!

Korona ile ilgili 11 Mart tarihli ilk yazımda “dünya ekonomilerinin çökeceğini ve dünyadaki tüm siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel kavram ve değerlerin değişeceğini” söylemiştim.

40 gün sonra bugün bu gerçeği vurgulama gereğini duyuyorum.

Dünyada bir çok ülkede binlerce insan bu konulara kafa yorarken bizde kimin kiminle hangi konularda uğraştığı ortada.

Çok yazık.

Örneğin “yaşlıları” evde tutma işi.

Zorla hem de yasayla.

Yani korkutarak.

Her konuda olduğu gibi.

Bildiğim kadarıyla dünyada benzeri olmayan bir uygulama.

“21 Mart Cumartesi saat 24.00 itibariyle 65 yaş ve üstü, ayrıca kronik rahatsızlığı olan vatandaşlarımızın ikametlerinden dışarı çıkmaları, park, bahçe gibi açık alanlarda dolaşmaları sınırlandırıldı” denilmişti.

“Kronik rahatsızlığı” da ne demek?

Neye göre belirlenir?

Peki risk bakımından yaşı 64 yıl 11 ay 29 gün olanla 65 yıl bir gün olanlar arasında nasıl bir fark olabilir?

Bugün ülkeyi yönetenlerin büyük bölümünün yaşı 65 ve üstü.

Bu ülke eğer bugün belirli bir gelişmişlik düzeyine yükselmişse 65 yaş ve üstü insanlarımızın sayesinde olmuştur.

Yani “yaşlı” emeklilerin sayesinde.

Yani iktidarın yaşam standartlarını iyileştirme konusunda hiçbir zaman ciddi adım atmadığı insanlar.

Şimdi “Sizi korumak için yapıyoruz” demenin bir alemi yok.

O insanların kendilerini koruma bilinci vardır.

Olmayanların da çocukları ve torunları devreye girer.

Yok olmaz denilecekse o zaman her şeye rağmen sokağa çıkma yasağını ilan etmeyen iktidar marketleri, pazarları ve zorunlu olarak işine gidenlerin oluşturduğu kalabalıkları önlesin.

Önlemediği ya da önlenemediği için bu hastalık yayıldı.

Yok onu da yapmıyorsa 65 yaş ve üstü insanlarımızı “gözaltında tutmaktan” vazgeçsin.

İşte o zaman görecek ki o insanlar özgür iradeleriyle her şeyi doğru şekilde yapacaklardır.

Kuşaktan kuşağa aile içi eğitim ve bilinç aşılama işi böyle olur.

Özgür ve demokratik ortamlarda sevgi ve vicdanla.

Mustafa Kemal onun için 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı demiş.

Önce EGEMENLİK.

Yani irade.

Yani bilinçli olarak kendi kararını verme.

Kendin, ülken, halkın ve insanlık için.

23 Nisan çocuklara bu bilinç aşılansın diye Bayram ilan edildi.

Yoksa 100 yıl sonra ellerine bayrak verip videolarını sosyal medyada paylaşmak için değil.

23 Nisan egemen bir ulusun bayrağına sahip çıkma günüdür.

Bilinçle.

Özellikle 20 yaş altında olanlar için.

Onlara sokağa çıkmayın demekle değil.

Onlara riski, safsata ve palavralarla değil en doğru şekilde anlatın sonra da “kararı siz verin” deyin.

Tarihin her döneminde her konuda olduğu gibi yanlış yapanlar olacak ama er ya da geç doğrular kazanacaktır.

Ne demiş Mustafa Kemal:

“İktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler. İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır”.

Bilinçli vefayla.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları