Zavallı İsrail

Hüsnü Mahalli; Türkiye henüz bu gelişmelerin merkezinde değil ama yakında olacak çünkü İran’la barışan bir Biden hemen peşinden Suriye ve Irak dosyalarına el atacak. Her iki dosyanın baş oyuncusu Türkiye.

Bu saatten sonra Başkan Biden’dan her an her şey beklenir.

İsrail gibi bir ülkenin liderine bile pas vermediğine göre hiç kimsenin göz yaşına bakmayacak demektir.

Çok fena!

Başkan olalı 24 gün oldu ama hala Netanyahu ile konuşmadı.

Konuşma bir yana Netanyahu’nun “konuşalım” yalvarmalarına da yeşil ışık yakmıyor.

Bu duruma dayanamayan İsrail’in BM eski temsilcisi ve Netanyahu’nun yakın dostu Danny Danon bir twit atarak “Biden’dan Netanyahu’yu aramasını rica etti ve Netanyahu’nun özel telefonunu da yazdı”.

Zavallı Netanyahu.

Düştüğü duruma bakın.

Trump’la dostluğuna güveniyordu ama artık işe yaramıyor.

İş bununla da kalmadı.

Netanyahu’nun Ulusal Güvenlik Sekreteri Meir Bin Şabbat (Fas kökenlidir) mevkidaşı Jake Sullivan’la telefonla görüştü ama Washington için davet alamadı.

MOSSAD Başkanı Yossi Cohen de aynı durumda.

Olacak iş değil.

Yahudi lobilerinin gücü de işe yaramıyor.

Biden yönetimindeki 11 Yahudi kökenliler de Netanyahu’ya yardım etmiyor.

Herkes İsrail’in küstahlıklarından bıktı.

Netanyahu ve adamlarına yüz vermeyen Biden ve adamlarının şimdilik tek bir gündemleri var o da İran’la barışmak yani 2015’de imzalanan Nükleer Anlaşma’ya hemen geri dönmek.

Tahran’ın gönlünü almak isteyen Biden önce Yemen’e el attı.

Suudi Arabistan ve BAE’ye “Yemen savaşını durdurun” dedi, Yemen’e Özel Temsilci atadı sonra da Trump’ın terör listesine koyduğu Yemen’i yöneten Husileri salı günü bu listeden çıkaracağını resmen ilan etti.

Bu da yetmedi İsrail’in daha önce ilhak ettiği ve Trump’ın onay verdiği Suriye’nin Golan bölgesi için “Burası Suriye’nin” dedi.

Bu da yetmedi Trump’ın kapattığı Washington’daki FKÖ ofisini yeniden açtı ve Filistin yönetimine verilen Amerikan yardımını yeniden başlattı.

Netanyahu; Trump’la olan “dostluğunun” bedelini çok ağır ödedi ve ödeyecek.

Tam da seçime (21 Mart) hazırlanırken.

Tam da yolsuzluk, rüşvet ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla mahkeme tarafından sorgulanırken.

Ama işin biraz da geçmişi var.

Başkan Obama’nın İran’la nükleer program görüşmelerine resmen başlamasına (26 Mart 2015) kızan Netanyahu Yahudi lobilerini devreye sokarak atlayıp Washington’a gitmiş ve 3 Mart günü Kongre’de bir konuşma yapmıştı.

Ajitasyonu bol ve tümü İran’a yönelik bu konuşma Kongre üyeleri tarafından tamı tamına 45 kez ayakta alkışlanmıştı.

Obama buna çok içerlemişti çünkü kendisi bile bu kadar alkışlanmamıştı.

Biden o zaman Obama’nın yardımcısıydı.

Bununla yetinmeyen Netanyahu daha öncesinde ve sonrasında Obama’nın Suriye politikasını da çok sert eleştirmiş ve onu İsrail düşmanı ilan etmişti.

Oysa Trump kadar olmazsa da Obama da Amerika’nın diğer başkanları gibi İsrail’i hep kollamıştı.

Yalnızca ABD-İsrail bağlamında değil ABD’nin bölgemize yönelik söylem, tutum ve davranışlarında ilginç gelişmeler yaşanıyor ve yaşanacak.

Türkiye henüz bu gelişmelerin merkezinde değil ama yakında olacak çünkü İran’la barışan bir Biden hemen peşinden Suriye ve Irak dosyalarına el atacak.

Her iki dosyanın baş oyuncusu Türkiye.

Hele Suriye’de.

PYD/YPG, Fırat’ın doğusu, Fırat’ın batısı, İdlib ve daha bir çok konu.

Sonra sırada Libya olacak.

Türk askeri ve Türkiye’nin Libya’ya taşıdığı Suriyeli paralı askerler.

Ankara’nın KKTC’nin bağımsızlığıyla ilgili son hamleleri Kıbrıs’a özel ilgisi olan Biden için ayrı bir konu.

S-400, yaptırımlar ve benzeri çok sayıda sıkıntıyı unutmadan.

Özetle Ankara ve Erdoğan’ın işi zor.

2 Şubat’da ABD Ulusal Güvenlik Sekreteri Jake Sullivan ile telefonla konuşan İbrahim Kalın’ın neleri görüştükleri bilinmez ama şimdiye dek 36 bakanla konuşan Blinken mevkidaşı Çavuşoğlu’nu henüz aramadı.

Ufukta Biden-Erdoğan konuşması yok gibi!

Neyse ki yerli ve milli bir parti olduğunu kanıtlama çabası içinde olan CHP; ABD’nin Osman Kavala tavrına kızarak  “Sayın Erdoğan, bu mektuptan, tehditten etkilenip Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’ta, Ege’de, Suriye’de, hatta Libya’da taviz verirsen namertsin. Taviz vermeyeceksin, biz arkanda olacağız.” demişti.

Aralık 2019’da “Erdoğan’ı seçimle devirmek için muhalefete destek vereceğini” söyleyen Biden bu durumda atlar İstanbul’a gelir ve Erdoğan’ı evinde ziyaret eder!