loading
close
SON DAKİKALAR

Kısa kısa

Hüsnü Mahalli
Tarih: 15.04.2022
Kaynak: Hüsnü Mahalli - Korkusuz

Hüsnü Mahalli; AKP’nin iktidara gelmesiyle Ankara’nın en hakiki dostu Esad olmuştu. Başkaları da vardı ama Esad’ın Sezer, Erdoğan, Gül ve Davutoğlu ile olan ilişkileri insani duyguları yoğun olan farklı bir özellik taşıyordu.

19 yıl 5 aydır iktidarda olan AKP’nin iç ve dış politika karnesi berbat.

İçeride demokrasi, özgürlükler ve insan hakları sicili çok kötü.

Ülkenin ve toplumun getirildiği nokta ortada.

Kimin dost kimin düşman olduğu artık hiç önemli değil.

Eski dost Fetö şimdi en büyük düşman.

Öncesinde eski düşman Bahçeli, Soylu ve Kurtulmuş’un neden ve nasıl Erdoğan’ın müttefiği olduklarını herkes biliyor.

Medyadaki dönekleri anlatmaya değmez bile.

Abdüllatif Şener, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve daha nicelerinin hikayeleri çok daha ilginç çünkü bunlar AKP’nin kurucusudur şimdi hepsi “düşman”.

Onun için en iyisi biz dışardakilere bakalım.

AKP’nin iktidara gelmesiyle Ankara’nın en hakiki dostu Esad olmuştu. Başkaları da vardı ama Esad’ın Sezer, Erdoğan, Gül ve Davutoğlu ile olan ilişkileri insani duyguları yoğun olan farklı bir özellik taşıyordu.

Kanlı Arap Baharı ile birlikte her şey unutuldu ve Ankara Esad’ı devirmek için inanılmaz oyunların merkezinde yer aldı ve öyle devam ediyor.

Tıpkı Kaddafi’ye yaptığı gibi.

Bahar”ın esintilerine kapılan Erdoğan “Dünya İslamcılarının dini ve ruhani lideri olabileceğini” düşünmüştü.

Ah şu Sisi’nin darbesi olmasaydı!

Onun için Erdoğan darbeye çok kızmış ve Sisi’ye söylemediğini bırakmamıştı.

İş söylemekle kalabilirdi ama Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE Sisi’ye destek verince Erdoğan Katar’a yanaşmak zorunda kalmıştı.

Oysa Erdoğan bu üç ülke (başkaları da vardı) ile birlikte Suriye’de ortak hareket ediyordu.

Anlayacağınız Erdoğan eski dost üç ülkeyi düşman bellemişti.

Haksız da sayılmazdı çünkü adamlar Erdoğan’ın ideolojik müttefiği Müslüman Kardeşleri terörist ilan etmişti.

İsrail ise farklı bir konuydu çünkü Erdoğan İslamcı Hamas’a destek veriyor ve İsrail’in arkasında Trump gibi deli bir başkan vardı.

Zamanla sıkıştığını farkeden ve bölgede bir tek Katar’la ilişkisi olan Erdoğan düşmanı eski dostlarıyla barışmanın yollarını aramaya başladı.

Önce BAE lideri Muhammed Bin Zayid ile temasa geçildi. Onun seçilmesinde Sedat Peker’in Abu Dabi’de bulunması önemli rol oynadı. Muhammed Bin Zayid’in İsrail dost ve müttefiği olması işi daha da kolaylaştırdı. Erdoğan’ın her iki ülke ve liderleriyle ilgili söyledikleri unutulmuştu. Bu da yetmeyince İsrail istedi diye Hamas’tan vazgeçildi ve Sisi’nin gönlünü kazanmak için Müslüman Kardeşler’le ilişkiler askıya alındı ve onlara verilen desteğe son verildi.

İsrail’in 20 milyon dolarlık bağışıyla kapatılan Mavi Marmara dosyası çok küçük bir detay!

Daha büyüğü Kaşıkçı cinayetiydi.

O da kapatıldığına göre bu dünyada olmaz diye bir şey kalmadı.

Muhammed Bin Selman işi de tamam oldu mu geriye Sisi kalır.

“Baş düşman” ya da halk diliyle “Çıbanın Başı” ile oturup barışırsak bu iş tamam.

İsrail ne derse o olur!

En hakiki dostlar düşman olur çok daha kanlı-bıçaklı düşmanlar kanka olur.

Ama en orijinal hikaye kuşkusuz Sudan’ın darbeci generali El-Burhan.

Müslüman Kardeşlere darbe yaptı diye Sisi’ye çok kızan Erdoğan Müslüman Kardeş Ömer El-Beşir’i devirip içeri atan El-Burhan’ı Ankara’da iki kez misafir etti.

Erdoğan kendi dostu Umran Han’ı bir Amerikan tezgahıyla deviren yeni Başbakan Şahbaz Şerif’i arayıp kutlamış.

Erdoğan kutlayınca Suudi Kral Selman ve Veliaht Muhammed de arayıp kutlamış. Normal çünkü Şahbaz ve kardeşi eski Başbakan Navaz uzun süre bu ülkede yaşamışlardı.

İdeolojik tercihler, taktik ve stratejiler ve hatta hesap ve kitapların hiçbir anlamı kalmadı!

Kalıcı olan tek bir şey var o da Esad’la olan düşmanlık.

Oysa ne öncesinde ne de “Arap Baharı” sürecinde Ankara’nın bildik tüm politikalarına rağmen Esad diğerlerinden farklı olarak Türkiye’ye hiçbir kötülükte bulunmamış ve bulunmayacaktır.

İyi de o zaman herkesle barışan ya da barışmak için türlü türlü dosyaları kapatan Erdoğan neden Eski dostu Esad’la barışmıyor?

Oysa Kissinger’in söylemiyle “Ortadoğu’da Mısır’sız savaş ve Suriye’siz barış olmaz”.

Erdoğan’ın tercihi sizce ne olabilir!

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları