loading
close
SON DAKİKALAR

Arka Plan/ Su Kaplanı Yılı: 2022

Mehveş Evin
Tarih: 06.01.2022
Kaynak: Mehveş Evin - Kısa Dalga

Mehveş Evin; Kristal küremiz yok elbette! Ama siyasetten bilime, ekonomiden teknolojiye, yeni yılda bizi bekleyen bazı gelişmeleri tahmin edebiliriz. Mesela hiperenflasyonla nasıl yaşayacağız? Çin takvimine göre “Su Kaplanı Yılı” olan 2022’ye bakalım.

Yeni yılın ilk yayınında 2022’ye dair öngörülerle başlamak istedim. Arka Plan’ın ilk bölümünde Türkiye ve Dünya’da siyaset, ekonomi, toplumsal konulara dair beklentilere yer verdim.

Önce astroloji meraklılarına seslenelim: 2022, Çin takvimine göre Su Kaplanı Yılı.

60 yılda bir gelen Su Kaplanı, atılacak her büyük adımda gücü, cesareti ve tercihi simgeliyormuş. Su kaplanı bol miktarda dram, heyecan ve hiddete de işaret ediyor.

Moral bulalım, biraz eğlenelim diye Çin takvimiyle başladım ama Türkiye’yi düşününce tersi oldu! Ne de olsa bu yıl erken seçim olmasa bile seçim atmosferine gireceğimiz kesin.

PANDEMİ BU YIL DA MI BİTMEYECEK?

Geçen yılın başında aşı olacağız ve şu lanet olası pandemiden kurtulacağız sanıyorduk.

Aşı gelmesine geldi, ama pandemi bitmedi. Son olarak Omicron varyantı, beklenmedik bir vaka patlamasına yol açtı.

Üzgünüm ama görünen o ki bu yıl da virüsle mücadeleyle geçecek.

Birleşmiş Milletler, 2022’de yüzde 70 aşılanma hedefi koydu. Bunun için aşı üreticileri ve zengin devletlerin elini taşın altına sokması şart. Aksi takdirde pandeminin hayatımızdan çekip gitmesi zor.

Üstelik, yeni varyantların mevcut aşılara karşı dirençli olabileceği, bunun için yeni aşıların gerekeceği konuşuluyor.

OFF HEP Mİ HAYAT PAHALILIĞI?

Ekonomi, hepimizin bir numaralı gündemi. Enflasyonun daha artacağı, zam yağmurunun devam edeceği, geçim derdinin giderek ağırlaşacağı bir yıla girdiğimizi hepimiz biliyoruz.

Kestiremediğimiz şey, derinliği ve buradan nasıl çıkılacağı...

“Herkes İçin Ekonomi” başlıklı kitabı Doğan Yayınları’ndan çıkan ekonomist Dr. Murat Kubilay, Dünya’da görülen enflasyonun hem sebeplerinin hem de etkisinin farklı olduğunu söylüyor:

“Artık yüksek enflasyon değil, hiperenflasyonla yaşıyoruz. Bunun anlamı, karar alma süreçlerinde belirsizliği daimi hale getirmesi.

En kötüsünü gördük mü derseniz, gördük diyemeyeceğim. Enflasyonun daha yükselip, tekrar düşmesini görebiliriz. Ama bu fiyatlara yansımayacak.”

Sadece bizde değil, Dünyada da enflasyon artacak. Tabii enflasyon deyince Türkiye’dekiyle kıyaslanmayacak oranlar, yüzde 2-5’ler filan konuşuluyor... İki haneli rakamlara yükselmesi beklenmiyor.

Peki Dünya’da enflasyon neden yükselişte?

Merkez Bankaları, son iki yıl boyunca ekonomileri canlandırmak için uyguladığı politikalarda değişikliğe gidip faizleri yükseltiyor. Öte yandan finans piyasaları küresel ekonominin dört katı büyüklüğüne erişti. İktisatçılar, geleceğe dair karamsarlığın ve fiyat düşüşü beklentisinin hakim olduğu piyasaya “Ayı piyasası” diyor.

Ayı piyasasında kişiler, kurumlar ellerindeki hisse senetlerini satma ve bekleme eğilimine giriyor. Sonuç deflasyon oluyor...

İKİ SÜPER GÜCÜN DANSI

ABD –Çin ilişkilerindeki gerilim, uluslararası ilişkileri ve küresel ekonomiyi olumsuz etkileyebilir. İki süper gücün rekabeti kadar işbirliği yapmasının her ekonomide karşılığı olacak. Sadece ekonomi değil, iklim değişikliğinden bölgesel güvenliğe, bu ikilinin alacağı karar ve atacağı adımlar, isteseniz de istemeseniz de Dünya’nın geri kalanını etkileyecek.

Her iki süpergücün lideri için bu yıl kritik. ABD’den başlayalım: Joe Biden’ın başkanlığı çok daha zor bir döneme giriyor. Biden bu yıl 80 yaşına basıyor ve 2024’te Demokratların adayı olup olmayacağı belirsiz. Ayrıca kamuoyu desteği parlak değil.

ABD’de 2022’nin sonuna doğru ara dönem seçimleri yapılacak.  Cumhuriyetçilerin hem Meclis, hem Senato’da çoğunluğu alacağına kesin gözle bakılıyor.

Bunun anlamı, önümüzdeki iki yıl Washington’ın köşeye sıkıştırılması, iş yapamaz hale gelmesi demek. Bu arada kürtaj, silahlanma, göç ve aşı gibi konulardaki görüş ayrılıkları yoğunlaşacağı beklentilerin arasında…

Çin’in lideri Şi Cinping ise Mao’dan sonra en uzun ve güçlü Başkanlık yapan isim. Kasımda yapılacak Komünist Parti Kongresinde gücünü sağlamlaştıracağına kesin gözle bakılıyor.

Pekin 2022 Kış Olimpiyatları’na ev sahipliği yapacak.

Ülkedeki insan hakları ihlalleri, aşırı sanayileşmenin yarattığı kirlilik, yoksulluğun artşı ise Çin’in eleştirileri asla kabul etmediği ve baskıcılığını sürdüğü alanlar.

HER YERDE SEÇİM VAR

2022’de Güney Kore, Fransa, Brezilya, Avustralya’da seçim yapılacak. Bana ne demeyin, bu ülkelerdeki popülist hareketlerin nasıl sonuç alacağı herkesi ilgilendiriyor. Bu seçimlerde kendisine “elitizm karşıtı” veya “halkın çocuğu” diyen adaylarla daha geleneksel adaylar yarışacak.

Türkiye’de erken veya baskın olacak mı, ne zaman olacak tartışmaları uzun süredir devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son müdahaleleri için “seçim ekonomisi” yorumları sıklaştı...

İSTANPOL Direktörü, Siyaset Bilimci Seren Selvin Korkmaz, önümüzde zorlu bir yol olacağını söylüyor:

“Erken veya baskın seçim olmasa dahi seçim atmosferine giriyoruz. İktidar ayakta kalma mücadelesi veriyor. Daha önce de gördüğümüz kriz ve kaos beklenebilir. Muhalefet cephesindeyse yeni ittifaklar görebiliriz, parlamenter sistem ve ekonomi alanında daha somut önerilerin şekillenmesi öngörülebilir.”  

Bu arada İskoçya bağımsızlık referandumuna hazırlanıyor,


İklim politikaları

BEBEK YAPANLARIN SAYISI AZALIYOR- TÜRKİYE’DE DE

Dünyanın gidişatına dair yaşanan umutsuzluktan mıdır, yoksa ekonomik şartlardan mı, kestirmek güç. Fakat Pandemide doğum oranlarının artması beklenirken, tersi oldu yani azaldı.

Türkiye’de de 2015’ten bu yana doğum sayısı azalma eğiliminde.

Doğum oranlarının küresel olarak düşmesi, Çin gibi dev ekonomilerde dahi ekonomik büyümenin yavaşmasına neden oluyor. Uzun vadede istihdam edilecek nüfusun da azalması demek bu. 2020’de çalışan nüfusu azalan ülke sayısı 17 iken geçen yıl 51’e yükseldi.

HİBRİT ÇALIŞMA HAYATI

Malumunuz, pandeminin en büyük etkilerinden biri çalışma ve eğitim alanında oldu. The Economist’e göre 2022, “hibrit çalışma”nın yılı olacak. Yani beyaz yakalılar için haftanın belli günlerinde ofiste, belli günlerinde evde çalışma yeni normal sayılacak.

Yapılan araştırmalara göre evden çalışmayı daha çok kadınlar ve azınlıklar tercih ediyor. burada dezavantajlardan kaynaklanan bir durum görüyorum: Evden çalışmak zor olsa da çocuk ve yaşlı bakımı gibi yükleri de genelde kadınlar üstlenmek zorunda. Erkeklerse evde çalışamadığı, dikkatinin dağıldığından şikayet ediyor.

Öte yandan dijital servislerin pandemide yaygınlaşması, küresel üretkenliğein artmasına neden olmadı. Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre evden çalışma saatleri artarken üretkenlik azaldı.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları