ABD maşası!

Tartışmalara biz de katkıda bulunalım...

Kopuş bize göre, ABD’nin Erdoğan’dan umudu kesmesiyle başlıyor.

Başbakan’ın Gezi olaylarında iyice ortaya çıkan otoriterleşme eğilimi... İslamcı yönelişleri... Mısır ve Suriye’de ABD’nin çizgisinden ayrılan ve Müslüman Kardeşleri tutan politikaları Washington’un yüz çevirmesinde etken oldu kuşkusuz...

Durumun farkında olan Tayyip Bey ABD’nin darbeyi nereden vuracağını beklerken...

Bu darbe 17 Aralık’ta savcılık soruşturmaları şeklinde geldi.

Dört bakan, kimi bakan oğulları ve Bilal Erdoğan hakkında soruşturma başlatıldı.

Bu savcılar sadece hukuk ve adalete göre davranmış olamaz mıydı?

Olamazdı... Çünkü aynı mahkemeler yıllardır AKP’nin yolsuzluklarını örtbas ediyordu. Birden gerçek mahkeme gibi davranmaları ancak “darbe” niyetiyle izah edilebilirdi.

Darbe ABD’den geliyor; Cemaat’in üst yönetimi “maşa” görevi yapıyordu.

Erdoğan tabloyu böyle görüyor.

Peki, bundan sonra ne olacak?

Prosedür belli... Aynen elektrik su faturasında olduğu gibi...

İktidar yargının çıkardığı faturayı önce ödeyecek, hesapta yanlış var mı yok mu ondan sonra soruşturacak, isterse hesaplaşacak...

Erdoğan yargıyı kendine bağlayarak soruşturmaları etkisizleştirmeye çalışıyor ama.. Minare kılıfa girmeyecek kadar büyük...

En kötüsü... Bu kavga çatışan taraflarla birlikte Türkiye’yi de aşağı çekiyor...

Lagendayk dayı...

Mine Kırıkkanat Cumhuriyet’teki köşesinde Joost Lagendijk’ın Zaman’daki yazısına dikkat çekiyor. Bir zamanlar AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı olan Lagendijk, uzun süredir Cemaat’in gazetesi Zaman’da yazıyor... Son yazısında Başbakan’ın Brüksel gezisine katılan gazetecileri “Erdoğan’ın papağanları” diye niteliyor ve Erdoğan’ın Avrupalıları ikna ettiği haberlerini şöyle yorumluyor:

“Hüsnü kuruntu ile kendini kandırma arasında bir propaganda çalışması”...

Doğrudur da... Maziyi nereye koyacağız bu bağlamda...

Onur Öymen’den dinlemiştik... Heyet olarak 4 - 5 yıl önce Lagendijk’ın Avrupa Parlamentosu’ndaki çalışma odasına girdiklerinde karşılarında kocaman bir fotoğraf görmüşler... O kocaman fotoğrafta Hollanda Kralı ya da Avrupa Parlamentosu Başkanı değil... Tek başına Tayyip Erdoğan varmış... Ne hızlı değişiyor aşklar...

***

Can Dündar, Artı 1 TV’deki Canlı Gaste programında Hasan Cemal’e soruyor:

“Şimdi, Erdoğan için vaktiyle verdiğim destek haram olsun diyor musun?”

Hasan Cemal:

“Zaman içinde değişen ben olmadım, Tayyip Erdoğan değişti.”

Liberallerin çoğu herhalde aynı fikirdedir...

Çünkü onlar Erdoğan’ın “Demokrasi bizim için tramvaydır zamanı gelince ineriz”, “Bizim için demokrasi amaç değil araçtır”, “Hem laik hem Müslüman olunmaz” gibi sözlerinin hangi geleceği işaret ettiğini nedense fark edememişlerdir. 

Nedense!

SATIŞ

İnternete heyecan yaratan bir ses kaydı daha düşüyor... “Haramzadeler” adlı kaynak tarafından twitter’a aktarılan bu kayıtlarda iktidara yakın işadamlarının konuşmaları yer alıyor. Bu konuşmalardan anlaşılıyor ki... Başbakan Erdoğan eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a görev vermiş. Sabah gazetesinin Kolin, Kalyon, Limak, Cengiz gibi holdinglerin kurduğu bir konsorsiyum tarafından satın alınması için temaslar yapılıyor. Tuhaf olan, gazetenin satışı için patron Ahmet Çalık yerine Başbakan Erdoğan’ın devrede olması... İşadamları arasındaki telefon konuşmalarından bu yükün altına girmekte zorlandıkları anlaşılıyor. Ancak baskı da büyük patrondan... İki arada bir derede kalıyorlar. Bu arada ses kayıtlarına bakınca... Cemaat’in elinde çok güçlü bir dinleme ağı olduğu anlaşılıyor... Tanrı AKP’yi eski dostundan korusun...

Balyoz Davası yeniden görülecekmiş. Bu kez “davalılar, davacı” olurken “davacılar, davalı” olarak yargılanmalı!
Akif Kökçe

Rotary

Suadiye Rotary Kulübü, emekli Büyükelçi ve eski CHP milletvekili Onur Öymen’e önceki akşam törenle “meslek hizmet ödülü”nü verdi. Öymen, plaketini aldıktan sonra uzun ve aydınlatıcı bir konuşmayla Ortadoğu’daki gelişmeleri anlattı üyelere... Konuşmanın tamamını Suadiye Rotary’nin internet sayfasında bulabilirsiniz... Sivil toplum kuruluşları bu tür ödülleri genellikle gelecekle ilgili beklentilere göre dağıtır. Atatürkçü, laik, CHP’li isimler pek akla gelmez. Rotary’nin ödülü bu yüzden değerliydi...

HOROZ

Okurumuz Ş. Erkenez... AKP’ye bir öneride bulunuyor...

Partinin ampul olan ambleminin horoz amblemine dönüştürmesini dikkatlere sunuyor.

Horoz malum: İki ayağı da pisliğin içinde olduğu halde ötebilen tek hayvandır...

Fransızlar bayraklarına koyduğuna göre... AKP de amblem olarak pekâlâ benimseyebilir...

Diyor okurumuz...