Büyük Amerika

Melih Aşık; İran bomba yapmaya yönelse bile Tahran’ın nükleer bomba üretip hedefe gönderme yeteneğini kazanmasının üç yıl süreceğini Trump’a mart ayından bu yana bildiriyor.

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, verdiği raporlarda İran’ın nükleer bomba peşinde olmadığını, Lider Hamaney’in 2003 yılında bomba planını askıya aldığını... 

İran bomba yapmaya yönelse bile Tahran’ın nükleer bomba üretip hedefe gönderme yeteneğini kazanmasının üç yıl süreceğini Trump’a mart ayından bu yana bildiriyor. 

Ancak Başkan Trump, Gabbard’ın raporlarına kulak asmıyor: 

“Ne dediği umurumda değil. Bence [nükleer silaha] sahip olmaya çok yakınlar” diyor. 

İsrail Başbakanı Netanyahu İran’ın en geç bir yıl içinde nükleer silah geliştireceği iddiasında. Trump ona inanıyor. 

Uzun sözün kısası... Dünya lideri ABD sürekli yalanlarla iş görüyor. Önce yalan üretiyor sonra saldırıyor, öldürüyor, yuvaları dağıtıyor, milletleri göçe zorluyor. Dünya ulusları korkudan yalanlara inanmasa da inanmış gibi yapıyor. 

Afganistan’a ikiz kuleleri Bin Ladin vurdu, diye indiler, Irak’ı kitle imha silahı üretiyor diye işgal ettiler. Ortadoğu’nun petrolüne el koymak için İsrail’i maşa olarak kullanıp proje üstüne proje uyguluyor ABD. 

Suriye’de önce iç karışıklık çıkartıp sonra şeriatçılara teslim ettiler. O şeriatçılar da hava sahasını İsrail’e açtı, din kardeşi İran’ın vurulmasını sağladılar. 

Dünyanın en büyük devleti sözde. Ama en entrikacı devleti aynı zamanda. 

Batı dünyası hem bunu biliyor hem de ABD’nin peşinden ayrılamıyor. Binmişiz alamete gideriz kıyamete hesabı... 

LENİN…

Sovyetler Birliği kurucusu Vladimir İlyiç Lenin’in tahtadan bir heykeli (büstü) 1993 yılında Akçakoca sahiline vurmuştu. O zaman belediyenin deposuna kaldırılan heykelle ilgili zaman zaman kayboldu söylentileri yayıldı. Derken heykel yeniden ortaya çıktı. Akçakoca’nın yeni belediye başkanı Fikret Albayrak, heykelin 21 Haziran’da halkla buluşturulacağını ve ilçede sürekli sergileneceğini duyurdu. 

Heykelin hikâyesinden ilham alınarak çekilen Sen Ben Lenin adlı filmin gösterimi de aynı gün ilçedeki amfi tiyatroda yapılacak... Yönetmenliğini Tufan Taştan’ın üstlendiği film daha önce sansüre uğramıştı. 

***

Nereden nereye... 

Bilir misiniz? 50’li yıllarda Sinop’ta bir öğretmen, evinin ışığını yakıp söndürerek Karadeniz’in karşı kıyısındaki Sovyetler Birliği’ne sinyal gönderdiği gerekçesiyle casus diye tutuklanmıştı. 

Öylesine anti komünist idik! Neredeydik nerelere geldik! 

DEPRESYON

Vapur iskelesi yanında iki arkadaş arasındaki konuşmaya kulak veriyoruz... 

- Beni son zamanlarda uyku tutmuyor... 

- Beni de tutmuyor, gece bir o tarafa bir bu tarafa dönüp duruyorum. 

- Papatya çayı iç dediler ama fayda etmedi. 

- Ben de bir süre anti depresan aldım ama sonra bıraktım. 

- Neden? 

- Çünkü yan etkileri çok fazla... Adamı intihara bile sürükleyebiliyormuş... 

- Yan etkilerine bakarsan hiçbir ilacı içmeyeceksin... 

- En iyisi insanın kendi kendisini tedavi etmesi. 

- Eğer kaygı bozukluğu varsa kendi kendini tedavi edemezsin. İlaç ya da psikolojik tedavi şart... 

- Bir ara düzelir gibiydim, Galatasaray şampiyon olunca yine asabım bozuldu. 

- Laf mı yahu önümüzdeki yıl da siz şampiyon olursunuz, futbol bitmiyor ki... 

- Ben de öyle düşünüyordum ama Mourinho’nun kalacağını duyunca tekrar çöktüm... 

- En iyisi sen bir tatile çık... 

- Para nerede dostum en kötü otelin günlüğü 10 bin lira oldu... 

- Kendini tedavi etmenin bir yolunu bulmalısın... 

- Biraz buldum. İki simit alıyorum, vapura binip martılara simit atıyorum, o beni biraz dinlendiriyor... Yoksa deli olacağım vallahi... 

- İyi fikir, onu ben de yapayım... 

- E hadi gel bak Kadıköy vapuru biraz sonra kalkacak simit alıp binelim... 

- Tamam sen yürü ben simitleri alıp geliyorum... 

- Dört simit al, ikisi sana ikisi bana. 

- Tamam koş vapuru kaçırmayalım... 

Düüüüt... Vapur kalktı... 

MIRNAV

Bir kafede yanımızda oturan karı kocanın konuşmalarına kulak misafiri oluyoruz... Kadın kedi sevgisinden söz ediyor.

Adam: 

- Bunlar hiçbir işe yaramaz, diyor, yer içer akşama kadar uyurlar. Eskiden fare tutarlardı, şimdi o da kalmadı.

- İşe yaramadıkları doğru değil, diyor kadın, insanda sevgi duygusunu uyandırırlar, estetik zevkimizi okşarlar, arkadaşlık ederler... 

Adam ısrarlı: 

- Ama hiçbir iş yapmazlar...

Kadın noktayı koyuyor: 

- İş yapmayabilirler ama hiç olmazsa yapamayacakları işleri yaparım diye ortaya çıkıp her şeyi berbat etmezler... Kediler en azından haddini bilir. 

Adam susuyor...