loading
close
SON DAKİKALAR

Kayısı üzerine

Melih Aşık
Tarih: 14.10.2012

Melih Aşık yazıyor: '' CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba TBMM’de kayısı üzerine gündem dışı bir konuşma yaptı''...

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba TBMM’de kayısı üzerine gündem dışı bir konuşma yaptı. Hükümetten Malatya’nın her şeyi olan kayısıya daha fazla ilgi göstermesini istedi.
Acı konuştu. Dedi ki:

- IMF’ye beş milyar dolar verirsiniz. Ama Malatyalı üreticiye beş bin lira vermezsiniz.
- Suriye’deki savaşı ölümüne desteklersiniz. Ama kayısıyı desteklemezsiniz.
- Pırlantadan vergiyi kaldırırsınız. Ama mazota vergi üstüne vergi vurursunuz.
- Almadığınız doğalgazın parasını ödersiniz. Ama kayısı alımı yapmazsınız
- Kürecik’te emperyalizme hizmet tesisi kurarsınız. Ama Malatya’da kayısı işleme tesisi kurmazsınız.
- Seçim gelince canım cicim kayısı dersiniz ama seçimden sonra kayısıyı sadece yiyerek desteklersiniz.

* * *

Madem söz kayısıdan açıldı... Araya mevzuyla ilgisiz kayısıyla ilgili bir tatlandırıcı katalım...
Eski hikâyedir...
Bir fabrikada işçilerin başında duran şeflerden birinin adı Tali imiş...
Şef Tali bir gün işe gelmemiş..

İkinci gün de gelmeyince müdür bey meraklanmış, yardımcısını şef Tali’nin evine göndermiş...
Adam kapıyı çalmış. Bir kadın açmış. Adam sormuş:
- Şef Tali burada mı oturuyor?
- Burada oturuyor ama kendisi evde yok, demiş kadın..
- Peki siz nesi oluyorsunuz?
Kadın “r” harfini söylemezmiş...
- Ben kayısıyım, demiş...


Lec’in aforizmaları

Bizde pek tanınmasa da... Stanislas Jerzy Lec, Polonyalı ünlü bir yazardır... Aforizmalarıyla dünya çapında üne kavuşmuştur. Az şey hakkında çok şey yazılmasını sıradan bulduğundan çok şey hakkında az şey yazmayı denemiştir... Kendisi de: “Dünyada tek bir söz söylemek isterdim, bunu beceremediğimden yazar oldum işte” diyor...
İkinci Dünya Savaşı sırasında bir süre toplama kampında kalan ancak oradan kaçıp kurtulan Yahudi asıllı Lec’in kimi aforizmalarını birlikte okuyalım:

- Araba temsilcileri araba, sigorta temsilcileri sigorta satar ya halk temsilcileri?
- Bazıları neden yazar, yazmadan duracak kadar güçlü bir kişiliğe sahip olmadığından...
- Bazı bumeranglar geri gelmez, özgürlüğü seçer..
- Şair içindeki akıntıda avlanır..
- Adaletin yolundan çekil, çünkü kördür o...
- Öteki dünya bu dünyada çıkarılmış yasalarla yönetilir...
- Yamyamlığın çöküşünü müjdeliyorum. Artık insan insandan tiksiniyor...
- Vicdanı tertemizdi. Onu hiç kullanmamıştı...
- Hayvan da düşünür, insanın içinde...
- Kimbilir Tanrı’nın daha nice emirleri bizden gizlenmiştir...
- Hiçbir takvim reformu hamilelik süresini kısaltmaz.
- Hayat insanın çok vaktini alıyor...
- Bir köpek gibi sadıktı onu bir köpek gibi öldürdüler
- Samanlık atlara başka sevdalılara başka kokar.
- Yaşam tehlikelidir. Yaşayan ölür.
- Kadınlar sadisttir. Onlara yüklediğimiz acılarla bize eziyet ederler.
- Neden mi çok düşünüyorum? Çoğu şeyi düşünmemek için.
- Suç işlemeyen kişi adalet için ilginç biri değildir.
- Ne yazık ki mutluluk ona giden yolda bulunmuyor.


Deliler

1960’lı yıllar... Elazığ Akıl Hastanesi’nden personelin bir ihmali sonucu bütün deliler kaçar, Elazığ’ın cadde ve sokaklarına dağılırlar.

Toplam 423 deli kaçmıştır.
Yetkililer panikler... Başhekime koşup “Doktor Bey ne yapalım” diye sorarlar.
Zamanın ünlü doktoru Başhekim Mutemet Bey:
“Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin” der.

Doktor önde birkaç personeli arkasında Elazığ’ı “çuf çuf” nidalarıyla dolaşırlar...
Başhekimin tahmini tutmuştur, bütün deliler bu kuyruğa girer trene vagon olurlar.
Lokomotif, yani Başhekim Mutemet Bey, yönünü hastahaneye çevirince hepsi birlikte trencilik oynayarak hastaneye geri dönerler...

Sorun çözülmüştür... Ancak esas sorun akşam yoklama yapıldığı zaman ortaya çıkar: Hastaneye trencilik oynayarak gelenlerin sayısı 612 kişidir.



ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’den benzetme var: “Türkiye ile eldiven içindeki el gibiyiz.”
Suriye meselesinde bu eldivenin “boks eldiveni” olduğu anlaşılıyor...
Haldun Ertem


X

Bilinmeyenin simgesi o en gizemli harf “x” nereden çıkıp gelmiş? Arabesk ve Tılsımlar adlı kitaptan öğreniyoruz ki “x” harfi Arapça kaynaklıdır. Üstelik Arapçada “x” harfi yoktur... Ama... Araplar bilinmeyen için “şey” sözcüğünü kullanmakta ve cebirde bunu “ş” harfi ile ifade etmekteydiler. İspanyollar bu kısaltmayı kendi yazı dillerine aktarırken, İspanyol alfabesinde “ş” sesini “x” harfi verdiğinden dolayı “x”e dönüştürmek durumunda kaldılar. Avrupa ve dünyaya “x” simgesi bu şekilde yayıldı...



Dışişleri Bakanı Davutoğlu, “Esad ile saf tutanları tarih affetmeyecek” demiş.
Peki ya Obama ile saf tutanları...
Fahrettin Fidan


Mat
“Birçok insan için matematik hayatını zehir eden derslerden, içine korku salan sınavlardan ve okulu bitirir bitirmez kurtulacağı bir kâbustan ibarettir.
Bazıları içinse matematik hayatı anlamanın ve sevmenin bir yolu olabilmiştir.
Çünkü sevmenin yolu, her şeyde olduğu gibi, burada da anlamaktan geçer ancak anlayabildiğimiz şeyleri severiz.”
(Sinan Sertöz - Matematiğin Aydınlık Dünyası)

Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları