loading
close
SON DAKİKALAR

ADIMIZ ANDIMIZ

Melih Aşık
Tarih: 16.03.2021
Kaynak: Milliyet

Melih Aşık: And’ın yasaklanmasının sebebi “Türk’üm” ve “Atatürk” sözleri... Değişik etnik grupların “Türk’üm” sözünden rahatsız olmaları gerekçe gösteriliyor. Türk’üm sözünün “Türkiye vatandaşıyım” anlamına geldiği defalarca anlatılsa da tutum değişmiyor.

Danıştay Daireler Kurulu, 8. Daire’nin Öğrenci Andı’nı kaldıran Milli Eğitim Bakanlığı yönetmeliğini iptal eden kararını bozdu. Bu karara göre okullarda bundan sonra ‘Öğrenci Andı’ okunmayacak.

Ne diyor öğrenci andı:

“ Türk’üm, doğruyum, çalışkanım.

Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak,

Yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.”

1972 yılında yapılan değişiklikle anda şu  sözler eklendi:

“Ey Büyük Atatürk!

Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.”

MHP yöneticileri 2014 yılında andın kaldırılmasına büyük tepki göstermişti. Bu defa Danıştay’ı eleştirmekle yetindiler.

CHP’nin ilk anlardaki sessizliğine de CHP eski milletvekillerinden Kemal Anadol’dan tepki geldi. Anadol:

“En önce ve en çok tepkiyi Atatürk’ün kurduğu partimiz CHP’den bekledik“ diye konuştu...

Sonraki saatlerde CHP Sözcüsü Faik Öztrak, yaptığı basın toplantısında çeşitli konular yanında andın kaldırılmasını da eleştirdi.

And’ın yasaklanmasının sebebi “Türk’üm” ve “Atatürk” sözleri... Değişik etnik grupların “Türk’üm” sözünden rahatsız olmaları gerekçe gösteriliyor. Türk’üm sözünün “Türkiye vatandaşıyım” anlamına geldiği defalarca anlatılsa da tutum değişmiyor.  ABD’de küçük öğrencilerin her sabah “ABD bayrağına ve vatanına bağlılık yemini” ediyor olması da dikkate alınmıyor.

HATİPOĞLU

Sultanahmet sohbetlerinden tanıdığımız Profesör Nihat Hatipoğlu, üç yıl önce Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörlüğü’ne atandı. Bu yıl kendisini aynı üniversitede dört fakültenin dekan vekilliğine atamış. Atayan kendisi, atanan kendisi. Durum tabii garip göründü. Gazetelere haber oldu. Hatipoğlu duruma şöyle bir açıklık getirdi:

“Yeni bir üniversiteyiz. Sekiz fakültemiz var. Bu fakültelere öğrenci almak için Dekan atamak zorundayız. Dekanlık için de profesör şartı mevcut. Üniversitemizde şu anda ben dâhil üç profesörüz. Yeni prof’lar alacağız. Her fakülteye profesör atanıncaya kadar mevcut profesörleri dekanlıklara vekâleten atadık.”

Açıklama mantıklı. Garip olan, üç yıllık üniversitede sadece üç profesör bulunması, yeni profesör bulamadan yeni fakülteler açılmasıdır.

AŞILAMA

Kovid-19 aşılama programı nasıl ilerliyor? Yavaş. CHP Milletvekili Doktor Murat Emir, “Türkiye Aşı Tablosu istatistiklerine göre, günde ortalama 185 bin doz aşılama yapılmış. Bu hızla giderse, 50 milyon kişinin aşılanması 2022 yılının haziran ayını bulacak” diyor.

Sağlık Bakanı, 50 milyon kişinin mayıs ayına kadar aşılanacağını, ülkenin günde iki milyon kişiyi aşılayacak kapasitesi olduğunu söylemişti. Bu rakamlara yaklaşılamadı.

Aşılama yeni parti aşı gelmediği için mi ağırdan alınıyor yoksa organizasyon mu yetersiz? Bilinmiyor. Ancak aşı tedarikinde zorluk yaşandığı bir gerçek. Bugüne dek 13 milyon doz aşı geldi. Yeni parti gelip gelmediği veya ne zaman geleceği bilinmiyor. Umarız en azından “ikinci aşı”lar aksamaz.

BABAM

İnternet sitesinde haber:

“Çorum’un Alaca ilçesinde eski köy muhtarı Selvet Başkuş, daha önce kendi çocuklarıyla tartıştığı iddiasıyla iki çocuğu okul servisinde öldürdü...”

Bu haberin altına Saniye Akkoç Hanım şu notu düşmüş:

“Benim babam, senin babanı döver” sözü artık, “Benim babam, gelir seni öldürür” olmuş.

Çocuğunun kavga ettiği arkadaşını servis otobüsünde silahla öldüren muhtar,

Peynir ekmek gibi sattığınız silahların,

Bireysel silahlanmanın önünü açan yasalarınızın sonucudur.

KONFOR

Yeni ekonomik paket içinde “Kamu idarelerinde tasarruf anlayışını yaygınlaştıracak önemli düzenlemeler” de yer alıyor.

Kamuda tasarruf yıllardır zaman zaman gündeme gelir. Ama sonuç verir mi? Pek vermez.

Çünkü insanoğlu alışkanlıklarından vazgeçmek istemez. Kimin hangi lüksü varsa onu sonuna kadar savunur.

İkincisi; bir konfordan vaz geçmek zorunda bırakılan kişi bunu kendisine yönelik aşağılama olarak algılar. Hakkının elinden alındığını düşünür.

Üçüncü ve en önemlisi...

Kamuda tasarruf tepeden tırnağa fedakârlık gerektirir. Siyasetin ve bürokrasinin zirvelerinde yer alan kişiler tasarruf yaparsa aşağıdakilere örnek olurlar. Eğer tasarruf sadece alt katmanlardan beklenirse sonuç almak zorlaşır.

Kamuda tasarruf hamleleri yıllardır o yüzden pek sonuç vermez.

MÜZAH

Mizah gibi haber... Ya da başlı başına mizah. Dün ajanslar geçti.

“Van’ın Başkale ilçesinde jandarmanın düzenlediği operasyonda yurda kaçak yollarla girip Bitlis ve Muş güzergahını kullanarak İran’a geçmeye çalıştığı tespit edilen 28’i çocuk, 59 kaçak göçmen yakalandı.”

Bu insanlar kaçakçılık falan mı yapıyorlarmış?

Hayır, sadece kaçak yollardan İran’a geçmeye çalışıyorlarmış.

Anlaşılan, İran’a yük olmasınlar, bizde göçmen kıtlığı var birkaç tane daha göçmenimiz olsun diye düşünmüş jandarmamız, yakalamış onları.

İster misiniz bir de “Memleketimizi beğenmediler” diye mahkemeye sevk edilsinler? Mizah da değil, kara mizah bu...

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları