loading
close
SON DAKİKALAR

Büyük zafer

Melih Aşık
Tarih: 29.08.2023
Kaynak: Melih Aşık - Milliyet

Melih Aşık; 30 Ağustos ‘un yıldönümünde Büyük Atatürk’e, O’nun silah arkadaşlarına, çilekeş Anadolu halkına ve her cephede kanıyla canıyla savaşan Mehmetçiğe minnet ve şükranlarımızı yineliyoruz.

Ulusal ordumuzun işgalci güçlere karşı zafere ulaştığı günün; 30 Ağustos ‘un yıldönümünde Büyük Atatürk’e, O’nun silah arkadaşlarına, çilekeş Anadolu halkına ve her cephede kanıyla canıyla savaşan Mehmetçiğe minnet ve şükranlarımızı yineliyoruz.

Atatürk şöyle diyor:

“30 Ağustos Zaferi, Türk Tarihi’nin en önemli dönüm noktasıdır. Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur, ama Türk Ulusunun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum... Bu alanda akan Türk kanları, bu göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır.”

Yazar Falih Rıfkı Atay, 30 Ağustos zaferi için şöyle yazmıştır;

“Neyimiz varsa, eğer bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaşlar olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı’nın pençesinden, vicdanımızı ve düşüncemizi Doğu’nun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcaklığını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini her şeyi 30 Ağustos zaferine borçluyuz.”

Bu zaferi unutmak veya unutturmak, ulusal kişiliği kaybetmek anlamına gelir...

 FİLOZOF

Kral Dionysios filozof Aristippos’a sorar...

- Neden filozoflar hep hükümdarları ziyaret eder de hiçbir hükümdar kalkıp bir filozofu ziyaret etmez...

Aristippos cevap verir:

- Bunda şaşılacak bir şey yok. Hekimler de hastaların ayağına gider, çünkü ağır hastaların hekimlere gitmesi mümkün değildir...

VATİKAN

Fıkra İtalya’dan...

Vatikan’ın St. Petrus meydanında biriken müthiş kalabalığı takdis etmeye hazırlanan Papa yanındaki kardinale alçak sesle soruyor:

- Ne çok insan... Merak ettim bunlar ne ile geçiniyorlar?

Kardinal alçak sesle kanaatini belirtiyor:

- Birbirlerini dolandırarak...

Papa, kimsenin duymayacağı şekilde mırıldanıyor:

- Biz de hepsini dolandırarak geçiniyoruz...

TATİL

İki eski arkadaş konuşuyor:

- Siz her yıl Bodrum’a tatile giderdiniz bu yıl gitmediniz mi?

- Artık gitmiyoruz...

- Neden?

- Bodrum’da ne varsa İstanbul’da da var: Sıcak, pahalılık, kalabalık, gürültü... O yüzden tatile gitmemize gerek kalmıyor...

Tabii Bodrum’un sakin köşeleri, ayrıcalıklı siteleri yok değil. Ama bir iki haftalığına tatile gidenler artık eskisi gibi mutlu değil...

Yurt dışından gelen ve İzmir Çeşme’de birkaç gün geçiren yakınımızla konuşuyoruz...

- Çeşme’deki fiyatlar korkunç, diyor...

- Mesela?

- Mesela iki kişi içkisiz bir akşam yemeğine 2 bin lira ödedik... Taksi ile 6 kilometre yol gittik, taksimetre 200 lira yazdı...

- Yok canım?

- Lokanta bir porsiyon balığa 700 lira yazdı ama neyse ki balığın bayat olduğunu ispatladık da garsonlar insafa geldi parayı ödemedik...

- Sonuç?

- Eşimle önümüzdeki yaz tatilinde Yunanistan veya İtalya’ya gitmeye karar verdik...

Büyük zafer

SAPLAMACI

Kebapçının camekanında “Saplamacı aranıyor” ilanını görünce içeri girecek müşteri bir an duralıyor. Çünkü ilan tuhaf çağrışımlar yapıyor. Neyse ki, işi bilenler izah ediyor:

- Efendim Urfa’da “Saplama” adını verdikleri bir kebap var. Etleri dizmek için kullanılan “Saplama” yani çöp şiş için özellikle nar hılfı (nar ağacının ince dalı) kullanılır. Bu çöp şişlere sırasıyla bir dilim patlıcan, bir parça et, sonra bir tane soğan ve biber olacak şekilde tüm malzeme saplanarak dizilir. Araya kuyruk yağ parçası da eklenir.

- Bu zor bir iş mi?

- Böyle her gün bin tane çöp şiş hazırladığınızı düşünün... Zor iş tabii...

İş zor olmalı ki, saplamacılık meslek haline gelmiş. Mumla arıyorlar.

MÜJDE

Bazı spor sayfalarında göz tırmalayan sözcükler…

Biri “Müjdeli haber”...

Müjde dediğiniz zaman zaten sevindirici haber anlaşılır

Müjde demek yeterli, “müjdeli haber” demek gereksiz.

İkincisi “tezahüratlar”...

Tezahürat zaten çoğul... Sonuna bir de “lar” eklemeye gerek yok.

Diğer sayfalarda da aynı şekilde “mevduatlar”, “mühimmatlar”, “mevzuatlar” gibi çoğulun çoğulu sözcükler sıkça kullanılıyor.

Osmanlıcaya özenenler sözcükleri de doğru kullansa iyi olacak...

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları