loading
close
SON DAKİKALAR

Tarım heyecanı

Melih Aşık
Tarih: 14.01.2023
Kaynak: Melih Aşık - Milliyet

Melih Aşık; Günümüzde partilerin bilim kurulları var. Tarım üzerine çalışmaları onlardan da bekleyebiliriz.

İklim değişikliği etkilerini şimdiden gösterirken.. Acaba bizim devlet kurumları ve üniversiteler bu konuda yeterli araştırma yapıyorlar mı? Mülkiyeli arkadaşım Tayfun Kalkan soruyor:

“Örneğin ortalama sıcaklığın artmasıyla bugün elimizin altında olan hangi bitkileri yarın bulamayacağız?

Bu bitkilerin yerine hangi bitkilerin üretilmesi gerektiğine ilişkin bir bilgimiz var mı?

Ormanlardaki ağaç çeşitliliği büyük darbeler alacaksa, mevcut ağaçların tohumlarının depolanmasına geçtik mi?

Yaşamını sürdüremeyecek ağaçların yerine hangi ağaçların yetiştirilmesi gerekiyor?”

Soruları çoğaltabilirsiniz. Ancak bu sorulara olumlu yanıtlar vermek zor.

Osmanlı’da hangi yörenin ne kadar yağmur aldığı bile bilinmezdi.

O yüzden Atatürk’ün ilk işlerinden biri 1926 yılında “Merkezi İstatistik Teşkilatı”nı kurmak olmuştu.

Ziraat Vekili Mehmet Sabri Bey 1925 yılında Sovyetler Birliği’ne gitmiş, 45 gün incelemelerde bulunmuştu. Aynı yıl Rusya’dan Profesör Zhukovsky başkanlığında bir tarım çalışma grubu Türkiye’ye davet edilmiş ve bu grup iki yıl çalışarak Türk tarımı üzerine geniş bir rapor hazırlamıştı. Profesör ayrıca üç kitap yazmış, bunlardan “Türkiye’nin Zirai Bünyesi” adlı olanı 1951 yılında Türkçeye çevrilmişti. Ne var ki Rusların tavsiyelerine rağbet edilmedi. Kitap bir daha basılmadı. 

Günümüzde partilerin bilim kurulları var. Tarım üzerine çalışmaları onlardan da bekleyebiliriz.

MASA MUHABBETİ

Altılı Masa bileşenlerinden Ahmet Davutoğlu, seçimi kazanmaları halinde Altılı Masa’yı oluşturan genel başkanların eşit imza yetkisine sahip olacağını ve yeni cumhurbaşkanının onların onayıyla hareket edeceğini söylüyor.

Peki, Cumhurbaşkanı Davutoğlu’nu dinlemez ve burnunun dikine giderse ne olur? Davutoğlu’nun yanıtı:

- Onu dediği anda bir kriz çıkar ve o cumhurbaşkanı Meclis desteğini kaybeder. Ülke yeniden seçime gitmek zorunda kalır.

Davutoğlu’nun CHP ve İyi Parti’den grup kuracak kadar, yani en az 20 milletvekili kontenjanı istediği de artık sır değil.

Seçim kazanacak gücü olmayan ve umudunu başka partilerin vereceği kontenjana bağlamış bir genel başkanın sesini tehdit ifadesi de vererek bu kadar yükseltmesi tabii dikkat çekiyor.

Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu ile aynı çizgide görünüyor.

İyi Parti Davutoğlu’nun çıkışları konusunda sıkıntılı. 

CHP’den ise Davutoğlu’nun dayatmalarına karşı belirgin bir itiraz çıkmıyor. CHP ortamı sakinleştirmek istiyor.

Dikkati çeken bir nokta, Davutoğlu ve Babacan’ın “Yönetimde ipler bizim elimizde olacak” havası vererek CHP ve İyi Parti’nin etkinliğini azaltıyor olmaları.

Masa’daki anlaşmazlık havası da Millet İttifakı’nın gücünü düşürüyor.

Sık sorulan bir soru şu: Davutoğlu ve Babacan’ın altılı masadaki varlığı bir avantaj mı yoksa dezavantaj mı? 

KESTANE

Şekerleme yapılan kestanenin Bursa’ya İzmir ve Aydın’dan geldiğini yazmıştık. Ancak o kestane de yetmez olmuş. Cumhuriyet’te Özlem Yüzak yazıyor:

“Hafta sonu Bursa’daydım. Yeşil Bursa’nın yeşili çoktan gitmiş, yerini büyük beton binalar almış. Kestanenin diyarı, ipekçiliğin vatanı Bursa’da artık ikisi de neredeyse merhum. Kestane şekeri yine yapılıyor ama kestaneler Çin’den. Bursa ipeği adı altında yine satışlar var ama kumaş veya ipliği ham olarak Uzakdoğu’dan geliyor. 

Rakamlara şöyle bir göz attım. Kestane üretimi yılda 20 bin tondan 3 binlere düşmüş (Türkiye geneli). Onun yerini Çin ve diğer ülkelerden (Bosna-Hersek, İspanya, İtalya, Özbekistan ve Yunanistan) kestane ithalatı almış. 2019 yılında kestane ithalatına toplam 1.7 milyon dolar ödenmiş.”

Toprağın, tarımın, doğanın değerini ne zaman anlayacağız?

KAZALAR

Ülkemizde iki günün biri otobüs ya da tren kazası meydana geliyor. 

Acaba sebep nedir? 

Okurumuz yazıyor:

“Geçmişte belediyelerin bünyesinde ‘Psikoteknik Laboratuvarı’ vardı. Örneğin Şişli’deki birimin başında Cemil Cahit Kotan adlı bir bilim adamı bulunurdu. İşe alınacak şoför adaylarına (reaksiyon zamanı, reflekslerin devamlılığı, yaygın ve toplu dikkat, kas beyin iş birliği) gibi konularda testler uygulardı. Adayların eğitim dereceleri de ölçülür, öyle işe alınırlardı. 

Ankara’da TCDD Hastanesi’nde de böyle bir laboratuvar kurulmuştu. Hareket memuru, makinist, tren şefi, yol bekçisi, istasyon şefi zorunlu olarak bu laboratuvardan geçirilerek işe alınırdı.”

Acaba günümüzde de otobüs işleten birimler ve TCDD eleman alımlarında bu titizliğe uyuyor mu? Uyuyorsa kazalar neden oluyor?

ŞİFRE

Dolandırıcıların bankadan arıyor gibi yaparak kart şifremizi almak istediklerini yazmıştık. Telefonda verdikleri bize ait kimlik bilgileri ve adres doğruydu. Bir okurumuz hatırlattı:

“Bu olayda çalıştığınız bankanın da sorumluluğu var. Verileri çaldırmışlar. Sistemlerinde açık var ki sizi böyle durumla karlı karşıya bırakmışlar.”

Bu tür olaylarda bankaların sorumluluğu gözden kaçmamalı.

Dolandırıcılar bu bilgileri nasıl temin ediyor? Merak konusu.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları