loading
close
SON DAKİKALAR

Termik santralların zehirlediği Muğla’daki kanser verileri açıklansın!

Melis Alphan
Tarih: 29.07.2019
Kaynak: Melis Alphan-Artı Gerçek

Melis Alphan: ‘Kömürün Gerçek Bedeli: Muğla’ adlı rapora göre, Muğla’da Yatağan, Turgut ve Yeşilbağcılar köylüleri, akciğer ve gırtlak kanserine köylerinde çok sık rastlandığını söylüyor.

Avrupa İklim Ağı’nın (CAN Europe) Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), Çevre Mühendisleri Odası ve Avrupa Çevre ve Sağlık Birliği’nin (HEAL) desteğiyle yayımladığı ‘Kömürün Gerçek Bedeli: Muğla’ raporu, Muğla’daki termik santrallardan kaynaklanan hava kirliliğinin yöre insanının sağlığına çok ciddi tehdit oluşturduğunu ortaya koyuyor. Deniz Gümüşel ve Elif Gündüzyeli’nin kaleme aldığı rapora göre, Muğla’daki termik santralların yarattığı hava kirliliği, hava hareketleriyle yayılarak sadece Muğla’da yaşayanları değil, başka coğrafyalardaki insanları da etkiliyor.

Rapora göre, 1982’de Yatağan Termik Santralı’nın işletmeye alınmasıyla bölgede yaşanmaya başlanan yoğun hava kirliliği yöre halkının günbegün deneyimlediği sağlık sorunlarını da beraberinde getirdi. Muğla’da kömürün halk sağlığı üzerindeki uzun vadeli etkileri de 2000’lerin başından beri gündemde.

Ama resmî araştırma yapılmıyor. Muğla Tabip Odası Başkanı Dr. Hakkı Turan’ın rapordaki ifadesine göre, “İlk sağlık taraması 1992’de yapıldı, sonuçların hiçbiri kayıt altına alınmadı. 10 yıl sonra çocuk ve göğüs hastalıkları uzmanları bir tarama daha yaptı, bunun sonuçları da açıklanmadı.”

Türk Tabipleri Birliği’nin halk sağlığı uzmanlarından oluşan ekibi, 2000 yılında Yatağan’a giderek, termik santraldan kaynaklı hava kirliliğinin halk sağlığına etkisiyle ilgili kapsamlı bir rapor hazırladı. Yatağan’da solunum sistemi hastalıkları nedeniyle hastaneye yatan hasta oranının, aynı dönemde hava kalitesi görece daha iyi olan Muğla il merkezinde aynı hastalıklar nedeniyle hastaneye yatan hasta sayısının iki katından fazla olduğu tespit edildi.

2002’de, Yatağan Termik Santralı’na 5 kilometre mesafedeki Bozubüyük köyü ile 30 kilometre mesafedeki Çıtlık, Ataköy ve Gökova köylerinde 15 yaş üstü 502 yetişkinde yapılan solunum fonksiyon testleri ile termik santralın çevresinde yaşamanın kronik obstrüktif akciğer hastalığına yol açabileceği tespit edildi.

Aynı yıl, Yatağan’da yaşayan 6 ay-6 yaş aralığındaki sağlıklı 236 çocuğun kanındaki kurşun ve kadmiyum seviyeleri incelendi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), çocuklarda kan kurşun düzeyini 0 olarak önerir. Ama bu kan testi sonucunda kandaki kurşun düzeyi, çocukların yüzde 95,7’sinde 10 mg/dL; yüzde 87,6’sında ise 20 mg/dL’den yüksek çıktı. Çocukların yüzde 85’inde kandaki kadmiyum düzeyi ‘toksik’ olarak değerlendirilen 0,5 mg/dL’nin üzerindeydi. 

Kapubağ muhtarı Veli Bey anlatıyor: “Termik santral devlet işletmesindeyken bazı günler Milli Eğitim Müdürlüğü’nden telefon eder, ‘Bugün okulları tatil edin’ derlerdi. Niye? Havada çok zehir vardı çünkü. Okullar tatil edilince ne değişecek ki? Çocuklar eve gelince nefes almıyor mu?”

DOKULARINDA CIVA BİRİKEN BALIKLARI YİYORUZ

Aradan yıllar geçti ama hiçbir şey daha iyiye gitmedi. Çevre Bakanlığı ve şirketler baca gazı arıtma ünitelerinin düzenli çalıştığını beyan etse de, hava kalitesi verilerinden görüldüğü kadarıyla tehlikeli kirlilik düzeyleri devam ediyor. Kasım 2014-Ekim 2015 tarihleri arasında en yüksek aylık hava kirliliğine neden olan partikül madde (PM 10) yoğunluğu ortalamasına sahip iller içinde Muğla 4’üncü sıradaydı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Muğla İl Müdürlüğü’nün yıllık raporlarında ise Yatağan’ın havasındaki PM 10 yoğunluğunun, DSÖ’nün belirlediği yıllık üst limitin 2015’te 4 katı, 2016’da ise 3,5 katı olduğu tespit edildi. Yani Yatağan halkı, 2015 ve 2016’da Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği üst limitin katb kat fazlası kirli hava soludu.

Malum hava kirliliği dünya genelinde erken ölüme yol açan etmenler arasında üst sıralarda yer alıyor. DSÖ, hava kirliliğini, insanda kansere yol açan öncelikli nedenler arasında tanımlıyor. Hava kirliliği ayrıca, kalp-damar ve solunum yolu hastalıklarından zihinsel işlevlerde gerilemeye, bebeklerde gelişim bozukluklarına ve erken doğuma kadar pek çok ciddi sağlık sorununa yol açıyor.

2018’de yapılan bir modellemeye göre, 1982-2017 yılları arasında Muğla’daki termik santrallardan atmosfere 9,5 milyon ton kükürt dioksit, 890 bin ton azot oksit, 65 bin ton toz ve 28 bin kilogram cıva salındı. Eğer bu santrallar 50 yaşını dolduruncaya kadar çalışmaya devam ederse, 2018-2043 yılları arasında atmosfere 435 bin ton kükürt dioksit, 335 bin ton azot oksit, 29 bin ton toz ve 22 bin kilogram cıva daha salınacak.

Raporda, Muğla’daki termik santrallardan kaynaklanan hava kirliliğinin en çok Yatağan, Milas, Kavaklıdere ve Ula’da yoğunlaşmasına rağmen, hakim rüzgarlarla kuzeyde Aydın, güneyde Akdeniz üzerinden Rodos ve Mısır, batıda Yunanistan, doğuda ise Filistin ve İsrail’e kadar ulaştığı belirtiliyor.

Veriler, Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallarındaki kirliliğin sofralarımıza kadar geldiğini de ortaya koyuyor. Her yıl doğaya salınan 1 tondan fazla cıvanın yüzde 20’si Akdeniz’de deniz suyuna dahil oluyor ve balıkların dokularında birikerek besin zincirine karışıyor.

KÖYLERDE AKCİĞER VE GIRTLAK KANSERİNE SIK RASTLANIYOR

Rapor kapsamında geçekleştirilen sağlık etki modellemesi sonuçlarına göre ise Muğla’daki termik santrallardan kaynaklanan hava kirliliği hali hazırda 280 erken ölüme ve hastalık yüzünden 61 bin işgünü kaybına yol açıyor. Ayrıca, Yatağan’da ilk santral ünitesinin açıldığı 1982’den 2017 sonuna kadar üç santralın yarattığı hava kirliliğinin 45 bin insanın erken ölümünden sorumlu olduğu tahmin ediliyor.

Bu santrallar 2018-2045 yılları arasında çalışmaya devam ederse, santrallardan kaynaklı hava kirliliği 5300 insanın daha erken ölümüne yol açacak gibi görünüyor.

Raporda, Yatağan, Turgut ve Yeşilbağcılar köylülerinin, akciğer ve gırtlak kanserinin yanı sıra, astım, bronşit, guatr ve KOAH hastalıklarına köylerinde çok sık rastlandığını söyledikleri ama yöre halkının çizdiği bu tablonun resmi sağlık verilerine yansımadığı; yansısa da kamuoyuyla paylaşılmadığı vurgulanıyor: “Örneğin, 2012’de Muğla İl Sağlık Müdürlüğü’nün yapmış olduğu bir çalışmada, son iki yıda sadece Muğla’daki hastanelerde 35 kişinin akciğer kanserinden yaşamını yitirdiği, 60 kişinin de aynı rahatsızlık nedeniyle tedavi gördüğü tespit edilmiş. Ancak bu rapor resmi olarak yayımlanmamış, basına sızdığı kadarı kamuoyuyla paylaşılmış. Bugün de ne Muğla ili genelinde ne de Yatağan ve Milas gibi santralların yarattığı çevre kirliliğinden en çok etkilenen ilçeler düzeyinde kanser verilerine resmi yollardan erişmek mümkün. Sağlıkla ilgili resmi istatistiklere de bilgi edinme hakkı kapsamında ulaşılamıyor. Endüstriyel kirlilikten çokça etkilenen bu bölgede halk sağlığı izleme çalışmaları da yeterli düzeyde değil.”

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları