loading
close
SON DAKİKALAR

Anayasa ve yasalar vesayet odakları, hepsi kaldırılmalı!

Orhan Bursalı
Tarih: 19.10.2021
Kaynak: Orhan Bursalı - Cumhuriyet

Orhan Bursalı; Kılıçdaroğlu’nun bu anayasa maddesine dayanarak yaptığı uyarıya Erdoğan dahil iktidarın önde gelenlerinin veryansın etmeleri, aslında iktidarın devleti ve ülkeyi yönetme anlayışında saklı.

Anayasanın 137. maddesi diyor ki:

“Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz.

Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz..”

ANAYASA TEPETAKLAK

Meraktan bazı hukuk metinlerini - yorumlarını okuyunca, aslında memurların genellikle anayasa maddesini bilmediklerini ve amirinin verdiği emirleri harfiyen yerine getirmeyi görev bildiklerini söylüyor.

Ama uygulama o hale geldi ki memur- bürokrat, kanunsuz bir emir olduğunu bilse bile buna karşı çıkamaz, çıkma cesaretini gösteremez, çünkü itiraz etse, iktidara karşı, amirine karşı, emirleri yerine getirmeyen istenmeyen birisi olur ve kırk katır mı yoksa kırk satır mı uygulamalarıyla karşı karşıya kalır.. Artık kendini fizanda mı bulur yoksa Mars’ta mı..

Bir hukuk metninde deniyor ki “Normlar hiyerarşisi”nin en tepesinde olan, her şeyin ona göre uyulması ve düzenlenmesi ve yapılması gereken Anayasa, uygulamada bazen en alttadır ve hiyerarşi tepetaklaktır!

Hadi bakalım, buyurun guguk devletine!

‘SEÇİLDİK HER ŞEYİ YAPARIZ’

Kılıçdaroğlu’nun bu anayasa maddesine dayanarak yaptığı uyarıya Erdoğan dahil iktidarın önde gelenlerinin veryansın etmeleri, aslında iktidarın devleti ve ülkeyi yönetme anlayışında saklı.

Erdoğan, kanunsuzluklara uymayın çağrısına, “eski vesayet rejimi” canlandırılmak isteniyor diye karşı çıkıyor ve artık o dönem bitti diyor.

Bu bakışın, “Biz seçildik, iktidar olduk, her istediğimizi yaparız” anlayışına dayandığını belirtmek gerekir.

Her ne kadar RTE, 20 yıl önce benzer çağrıyı bürokratlara yapmış olsa ve gerektiğinde hepsinin yargılanacağını vurgulamış olsa bile!

Erdoğan iktidara geldiğinde, “vücut dilini okuyan ve anlayan” bir -memur- bürokratlarla çalışmak istediğini söylemişti.

Tamam da yasadışı emir olur mu, yasalara aykırı emir ve kararların verilmesi ve uygulanması istenmesi cezaya tabi iken, memurun bu kanunsuz emir ve talimatları uygulaması durumunda, kendisinin de sorumlu olacağı anayasa maddesi iken ne vesayetini tartışıyoruz?

Görünen o ki bir memur veya bürokratın “Cumhurbaşkanım, bakanım, müdürüm, bu emri uygulayamam, anayasanın ve yasaların şu maddelerine aykırılık taşıyor” diyerek itiraz etmesi, devletin, memurun, bürokratın seçilmişler üzerinde vesayeti demek oluyor!

Bu anlayışa göre, seçilmiş-siyasetçinin her verdiği emir derhal uygulanmalıdır, buna itiraz edilemez bile.

TABİİ Kİ VESAYET VAR!

Aslında AKP iktidara geldiğinde TV programlarında bu epey tartışıldı.

Yapılan pek çok şeyin somut olarak anayasa ve yasalara aykırı olduğu söylendiğinde, o zamanki iktidarın adamları ekranlarda, resmen “Bırakın buna halk karar versin, aykırılık görüyorsa seçim sandığına gider ve iktidarı seçmez” diyerek yanıt veriyorlardı.

Yani seçilmiş iktidarın, istediği her şeyi yapabileceği, hiçbir yasa ve kanunun elini bağlamayacağı, bu şekilde resmen dile getiriliyordu!

Evet, bir vesayet var: Yasaların, anayasanın vesayeti!

Bunlar uyulması gerekmeyen göstermelik vitrinlik konularsa hukuk devletinin varlığından bahsetmek mümkün değil.

Ama ne yazık ki anayasayı, yasaları iktidarı üzerinde vesayet gören anlayış, ülkeyi hukuk devleti olmaktan da çıkarmıştır.

Birisinin kalkıp “kanunsuz emirlere uymayın” demesi de bu kıyameti koparıyor.

Ama artık bu anlayış ve dönem bitiyor.

 ÜTOPYALAR TOPLANTISI

Yıllardır her yıl İzmir Karaburun’da yapılan Ütopyalar Toplantısı’nın 27’ncisi  bu hafta sonu cuma ve cumartesi yine aynı mekânda gerçekleştirilecek. Ana teması öze dönüş... Topraksız yaşam ütopyaları, tarımda teknolojik tamir ütopyaları dünyayı kurtarır mı, insan doğa ilişkisi ve kadim öze dönüş ütopyası, topraksız yaşam ütopyalarında ekonomi modelleri gibi pek çok başlıkta ilginç sunumlar ve tartışmalar var.

Ben de 23 Ekim cumartesi günü, “Yeni dünya düzeninde Türkiye’ye biçilen rol ve biz ne yapacağız” konuşmasıyla katılacağım!

Program şurada: http://dagarcikturkiye.com/27-utopyalar

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları