loading
close
SON DAKİKALAR

Cumhurbaşkanı, demokrasiye mi fırsatçılığa mı bakıyor?

Orhan Bursalı
Tarih: 26.07.2016

Orhan Bursalı; Hangisini yazsam diye debelenip duruyorum, hadi ön plana Saray’daki görüşmeyi alalım... Görüşme sonuçlarını beklemeden yazıyorum, çünkü yazdıklarım daha geniş bir çerçeveye odaklı.

Hangisini yazsam diye debelenip duruyorum, hadi ön plana Saray’daki görüşmeyi alalım... Görüşme sonuçlarını beklemeden yazıyorum, çünkü yazdıklarım daha geniş bir çerçeveye odaklı.
Cumhurbaşkanı’nın daveti önemli, Kılıçdaroğlu’nun bunu kabul etmesi de. Cumhurbaşkanı’nın, bu davetin önündeki arkasındaki niyetlerini bilemem. Ama yaşadığımız darbe girişiminin ülkede yeni bir siyasal dönemin kapısını araladığını, RTE’nin bu kapıdan dışarı baktığını varsayalım (mı?).
Konuya iyimser ve kötümser bakışlar var. Zaten görüşmeden önce Kılıçdaroğlu eleştirildi. Bir görüşe göre Cumhurbaşkanı şimdi muhalefeti de yanına, eteklerinin altına alarak Başkanlığa doğru daha emin adımlar atıyor. Bazıları, Taksim’de onaylanan 10 maddelik Manifesto’yu göndermesi yeter, diyor.

Saray’a manifesto desteğiyle çıktı 

Burada bir saptama yapalım: Manifesto büyük bir açıklama. Kılıçdaroğlu’nun bunu okuması ve üstelik yüz binlere onaylatması büyük bir olay.
Saray’a Manifesto’yu ve yüz binleri arkasına alarak çıktı.
Aslında bu da yeni bir “muhalif halk iradesi”nin dile gelmesidir ve muhalefet için de yeni bir durumdur. İktidara, Cumhurbaşkanı’na karşı yapılan darbe girişimine herkesin karşı çıkması bu yeni durumu yarattı. Çok büyük bir tehlikeye karşı birleşildi.
Belki de başka bir olay bu görüntüyü sağlayamazdı.
Kılıçdaroğlu, muhalefet samimidir. Manifesto’yu bulup okuyun, Türkiye’yi bu çıkmazlardan kurtaracak ve önünü açacak bir bildiri olduğunu görürsünüz.

Temel soru şu 

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, RTE’nin birlik çağrısı veya milletin darbeye karşı yaptığı ittifakın açtığı yeni kapıdan dışarıya başını uzatması, ne kadar samimidir? RTE nereye bakıyor?
Gerçekten de RTE için bir şeyler değişmiş midir?
Bugüne kadar izledikleri politikalar sonucu ortaya çıkan kamplaşmış, birbirine düşmüş, savaş halinde, nefret dolu, ötekileştirilmişler toplumunun, Fethullahçıların darbe girişimleri için uygun bir zemin yarattığını düşünüyorlar mı?
Ya, Fethullahçı güçleri orduda ve toplumda demokratları, gazetecileri, muhalefeti ezmek için kullanmanın; bu amaçla onlara devlet içinde alabildiğine örgütlenmeleri için “Ne istediler de vermedik...” sözüyle dile getirilen, neredeyse tüm araçları “hibe” etmenin sonuçlarından öğrenecekleri bir şey var mı?
Fethullahçılar da “din-iman” sahibidir. Yakın zamana kadar RTE ve arkadaşları da çok emindiler. Öyle ki “Onlar da Allah’a inanıyorlar, üstelik yetişkin insanlar, her işimizi de görüyorlar” biçiminde düşünüyorlardı.
“İki imanlı gücün” birleşmesi ile nasıl toplumu dönüştürdüklerini görüyor, karşılarındaki herkesin defterini dürmenin kolaylığını yaşıyorlardı!
Ama müttefiklerinin, kendilerinin de defterini düreceklerini, o kadar yazıp çizmemize rağmen göremediler veya buna cesaret edemezler dediler. Veya yeltenirlerse ezer geçeriz diye düşündüler.
Yoksa RTE’nin Fethullah’tan öğrendiği, eğitimi ve toplumu imam hatipleştirerek kendi “altın nesil”ini yetiştirmek mi, TÜRGEV vb. kanalıyla?!
Orduyu imam hatipleştirerek “bize bağlı bir ‘İslami ordu’ yaratırız” düşüncesini de tartıştığınızı biliyoruz.
Öyle mi? Tüm bunların demokratik bir toplum yaratmayacağını, tam tersine bölünmüş bir toplumu daha da derinleştireceğini görecek bir politik vizyondan uzak mısınız hâlâ?
Toplumu, bu milleti, ülkenin bütünlüğünü mü düşünüyorsunuz, yoksa iktidarının ebedileşmesini ve bu anlamda selametini mi?
Böyle bir düşüncenin, böyle bir toplum mühendisliğinin, bugüne kadar olduğu gibi parçalanmışlığa yaradığını görüyor musunuz?

RTE darbeden ne öğrendi? 

Özetle şunu merak ediyorum: Cumhurbaşkanı yaşadığı darbe girişiminden ne öğrendi?
Araladığı kapıdan, gerçekten yeni bir anlayışa, gün ışığına mı bakıyor?
Yoksa kuvvetler birliğine dayanan otoriter bir başkanlık sistemini gerçekleştirmek, Türkiye’nin 93 yıllık kuruluşunu yok sayacak ve kendi adıyla “yeni Türkiye”yi kurmak için doğan veya açılan büyük bir fırsat kapısına mı bakıyor?
Bunu önyargısız soruyorum. Ne olacağını merakla...
Ama Kılıçdaroğlu güçlü bir destekle Saray’a çıktı. Muhalefet de nihayet alanlarda sahne aldı.

Orhan Bursalı - Cumhuriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları