loading
close
SON DAKİKALAR

Yılgınlık, yok olmanın çıkış kapısıdır... Seçim analizi-3

Orhan Bursalı
Tarih: 21.05.2023
Kaynak: Orhan Bursalı - Cumhuriyet

Orhan Bursalı; Evet, gelecek pazar bir referandum var, bu baştan sona yalan, ülkeyi çökerten ve yalancı bir din yayan iktidara evet mi denecek yoksa hayır mı.

Atatürk gibi düşün! Bu ülkeye sürekli borcumuz var!

Mehmet Van’dan döndü, “Abi çok çalıştık, bence seçimi yüzde 60 ile Kılıçdaroğlu kazandı, seçimi çaldılar, ne yapsak çalacaklar oy kullanmanın anlamı yok” dedi.

Mehmet’e, “Bak ıslak imzalı tutanaklar kontrol ediliyor, evet bazı oy çalmaları, yanlışlıklar var, bunlara itiraz ediliyor, düzeltmeler yapılıyor, ama seçim sonucu değiştirecek bir ‘hırsızlık’ saptanamadı, ikinci turda mutlaka herkes oyunu fazlasıyla kullanmalı, kullanmayanları ve iktidara oy verenleri de ikna edip sanığa götürmeli” dedim.

Abi umut yok deyince sert çıktım, oyunu şüphesiz ki kullanacak, ama yılgınlık ve umutsuzluk yüzünden akıyordu.

Büyük bir yılgınlık. Yanlış inanışlar varsayımlar üzerine kurulan “seçimi çaldılar” yaygın inanışı, tam uç noktaya vuruyor: Ne yapsan çalacaklar!

Bu inanışa yol açan, hepimizin de katkıda bulunduğu “Bu iş tamam, Kılıçdaroğlu yüzde yüz kazanıyor” inancı ve rehaveti. Anket şirketlerinin de çoğunluk tercihleri böyle olunca, Millet İttifakı’nın kazanacağı daha seçim olmadan yüzde 100 kesinleşmiş oldu.

KONTROL SİSTEMİ VAR 

Defterdeki ve düşüncelerdeki bu kesin hesap, sandıktan çıkmayınca, daha önceki “Atı alan Üsküdar’ı geçti” açıklamalarıyla Üsküdar seçimlerinin çalındığını doğrulayan açıklamalar, Cumhurbaşkanlığı seçiminde mühürsüz oy pusulalarının YSK tarafından kabulü vb. gibi geçmiş deneyim ve pratiklerden akılda kalan “çaldılar” bilgisi, bu seçim sonucunda da alabildiğine yürürlüğe sokuldu.

Ülkeyi çaldıkları pek çok olayla gösterilmiş bir iktidar elemanları, oyları mı çalmayacaklardı!

RTE bu seçimde kaybetmeyecek de ne zaman kaybedecekti, ekonomi çökmüş, yoksulluk yaygınlaşmış, orta direk erimiş, üstüne üstlük pahalılığın önü kesilememişti…

Çıkarsama: RTE bu kadar yüksek oy aldıysa, mutlaka oylar çalınmıştı.

Oysa seçim sandıklarını kontrol mekanizması var. Kontrolde eksiklikler olabilir ama fotoğrafın bütününü, seçimin çalınıp çalınmadığını saptama olanağı var. Bunu görebilirsiniz.

Kazandık düşüncesi bu kadar yüksek tutulunca, beklentilerin gerçekleşmemesi, büyük psikolojik çöküş getiriyor...

Stratejide önemli bir hata!

İKİNCİ HATA: HER ŞEY DEĞİL

İkinci stratejik düşünce hatası “Ekonomi her şeydir” inancı oldu.

Bu belki “rasyonel insan” için doğru olabilir, ama rasyonel insan bir masaldır. Homo economicus evet piyasa işleyişi, çıkarları ençoklaştırmak, tüketim oburluğu, mal sahipliği vb. açısından pek çok gerçekçilik taşıyan bir kavram. Ama insan “ekonomik” yapısından çok daha fazlasıdır. Evet varoluşumuz maddi koşullar tarafından belirlenebilir, bu değişken olabilir; ama özümüz uzun zaman diliminde fazla değişmez.

Evet ekonomi çok etkili oldu ve AKP yüzde 7’ye yakın oy kaybetti. RTE’nin, asla tek başına partisinin oyu ile seçilemeyeceği görüldü. Fakat salı günkü yazımdaki gibi, RTE’nin seçimlere az kala dağıttığı paralar seçmenlerine ekonomik yardımcı olduğu gibi, milliyetçiliği ve büyük güç gösterisini devreye soktu: Top, tüfek, silah, gemi...

İnsan aynı zamanda psikolojik ve kültürel bir varlıktır!

Belki de ikinci önemli hata...

BİR DE PKK YALANI

Millet İttifakı’nın özellikle Kılıçdaroğlu’nu hedef alan PKK ile işbirliği yalanının, özellikle köylük bölgelerde çok etkili olduğu görülüyor. Salihli köylerine yerleşmiş bir dostumuz, buradaki tüm köylerin tamamen AKP propagandasına bırakıldığı ve insanların PKK’nin yeniden Türkiye’ye karıştıracağına inandırıldığını söyledi.

Şimdi ise bu yalanın on bin katıyla iktidara iadesi gerekli. Edepsizlikse en ucundan yanıt verin! Bunu yapabilirler mi nasıl yaparlar bilmem.

Olumlu propaganda yapalım, projelerimizle konuşalım stratejisinde eksik bırakılan, demek ki iktidarın yalan saldırılarına karşı da hazırlıklı olmak gerektiği imiş. Bu da üçüncü hata olabilir.

***

Evet, gelecek pazar bir referandum var, bu baştan sona yalan, ülkeyi çökerten ve yalancı bir din yayan iktidara evet mi denecek yoksa hayır mı...

On binlerce belki de yüz binlerce kişinin yukarıda anlattığım Mehmet’in ruh halinde olduğunu düşünüyorum. Kimisi tatile gidecektir, poposunu güneşe verip yan gelip yatacaktır.

Onlara derim ki, sizin bu yılgınlığınız tüm ülkeyi, tüm geleceği, tüm aydınlığı, tüm çocuklarımızı, tüm varlığımızı tehlikeye atıyor. Oyunuzu üstelik çoğaltarak kullanacaksınız.

Atatürk gibi düşüneceksiniz: Kazanmak için!

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları