loading
close
SON DAKİKALAR

Depremde belediyelere soruşturma

Orhan Bursalı
Tarih: 23.02.2023
Kaynak: Orhan Bursalı - Cımhuriyet

Orhan Bursalı; O zaman soru şu: Cennetten evlerin yerle bir olmasında sorumluluğunuz nedir? Ve, kentte bina stokunu güçlendirmek ve depreme hazırlamak için ne yaptınız?

Kılıçdaroğlu kendi yönetimlerindeki belediyelerin bu büyük yıkımda sorumluluklarını araştıracağız, çuvaldızı kendimize de batırmalıyız dedi.

Bu ilk kez oluyor! Mesela depremin yıkıp geçtiği Kahramanmaraş ve Adıyaman illerini, Malatya’yı ve daha pek çoğunu ayrıca bunların çoğu ilçesini de AKP’liler yönetiyor. Ama RTE ve partisinden hiç ses çıkmıyor.

Nasıl çıksın diyeceksiniz, Cumhurbaşkanlığı ve hükümet, bizzat kaçak yapıları teşvik etmedi mi, bu kentlerdeki kötü yapılaşmada payları yok mu, imar barışı ile insanların hem parasını alıp hem de affettikleri evlerinde ölme sorumluluklarını paylaşmadı mı... Evet.

BELEDİYELER DE SORUMLUDUR

Ama denetimsiz, kötü yapılaşmada hükümetin yanı sıra belediyelerin de sorumluluklarını sorgulamak şart. Çünkü ikamet edilebilir ev kararını belediyeler veriyor.

Peki belediyeler bu kararı verirken gerçekten evin can güvenliği açısından oturulabilir bir şekilde inşa edilip edilmediğini biliyor mu?

Bilmiyorsa bilmesi gerekmiyor mu? İmzayı basarken salt şekle, projeye uygunluğuna mı bakıyor?

Bir yapım süreci denetleme hakkı yasal olarak yoksa, olması gerekmiyor mu? Şimdi “Belediyelere yeni rüşvet kapıları mı yaratmak istiyorsun?” diyebilirsiniz.

MAHALLELİ DENETLEMELİ

Öncelik insan ise, ülke çıkarı ise, milli ekonomi ise, Türkiye gibi tepeden tırnağa bir deprem ülkesinde yapım sürecini para sahibi yüklenicilerin tekeline bırakmamalıyız, yerine nasıl bir sistem konulur, tartışılır. Ama aklıma ilk gelen, inşaatların yapıldığı mahalle sakinlerinin inşa sürecinin önemli anlarında denetçi olarak işe karışma hakları olmalı. Çünkü bu yeni yapılar aynı zamanda kendi mahalle güvenlikleri açısından önemli. Muhtarlar ve bağımsız denetçiler, yapım sürecine nasıl katılırlar? Komik bulmayın, evet bir ütopyadan, ama demokratik yerel bir haktan ve halkın kendi sokağındaki önemli bir inşanın yönetimine dahil olma sorumluluğundan bahsediyorum.

Yani kendi mahallesindeki parkı koruma ve başka sosyal etkinlikleri (kedi-köpek yerleri, çocuklar için açık ve kapalı oyun alanları düzenlenmesine katılma gibi yerel demokrasiyi güçlendirecek, mahallelerini sokaklarını yeniden şekillendirecek güzelleştirecek aktivitelerden söz ediyorum. Salt seçimden seçime sandığa gitme sorumluluğunun dışında, bizzat yerel ölçekte yönetime katılmaktan...

KENT KONSEYLERİ NE YAPAR?

Hadi bir adım öteye gideyim, belediyeler kent konseyleri ne yapıyor? Biliyoruz ki çok iyi niyetle oluşturuldular, sürdürülebilir kalkınma, hemşerilik hukuku, kentli hakları ve yönetişim kavramları çerçevesinde kurumsallaşan konseyler görev ve sorumluluklarını ne kadar yerine getiriyor? Bunlar özerk ve bağımsız yapılar olabiliyor mu, yoksa hepsi belediye başkanlarının güdümünde yapılara mı dönüştü?!

Mesela Adalar’da deprem olursa, acaba herhangi bir iş makinesi var mı? Belediye bir depremde ne yapabilir adalar nüfusu için? Kent konseyi adaları depreme hazırlamak görevi çerçevesinde yeniden örgütlenmeli mi?

Yıkılmaya hazır evler var depremde, büyükşehirin hazırladığı Adalar raporunda sayılıyor bunlar, ama 1/5000 planları olmadığı için, tarihi olmayan, sıradan, çökeceği kesin iki katlı evi bile yıkıp yeniden yapma izni yok... Adalılar bence bizzat bu amaçla, depreme hazırlık için bağımsız örgütlenmenin yollarını aramalı...

Yazının başında belediyelerin sorumluluğu konusundan bu noktaya geldik. CHP lideri haklıdır, mesela Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı üç dönemdir kenti yönetiyor. Depremi de biliyor.

O zaman soru şu: Cennetten evlerin yerle bir olmasında sorumluluğunuz nedir? Ve, kentte bina stokunu güçlendirmek ve depreme hazırlamak için ne yaptınız?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları