loading
close
SON DAKİKALAR

CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar

Sinan Meydan
Tarih: 07.05.2025
Kaynak: Sinan Meydan - Cumhuriyet

Sinan Meydan; İnönü’den Özel’e CHP Genel Başkanlarına yönelik alçakça saldırıların hep bu tür siyasal iklimlerde gerçekleştiğini de göz ardı etmemek gerekir.

“Kanun yolundan çıkmış olanlar, hakları korumak kararında olan hür vatandaşlar karşısında mutlaka mağlup olacaklardır.” (İsmet İnönü, 1 Mayıs 1959)

2019 yılında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’nın Çubuk İlçesi’nde katıldığı şehit cenazesinde yumruklu saldırıya uğradı. 2023 yılında CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Erzurum mitinginde taşlı saldırıya uğradı. Şimdi de, 2025 yılında, CHP Genel Başkanı Özgür Özel İstanbul’da katıldığı anma töreninde tokatlı saldırıya uğradı. Son yıllarda CHP Genel Başkanlarına ve CHP’li İBB Başkanı’na yapılan alçakça saldırılar, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye yapılan alçakça saldırıları hatırlatıyor.

DP’NİN BASKI REJİMİ

Dönemin DP iktidarı, 1954’ten itibaren Türkiye’de bir baskı rejimi kurdu. Muhalif siyasi partiler, basın, üniversiteler, sendikalar susturulmak istendi. 1957 seçimleri sonrası halk desteğini kaybetmeye başlayan DP iktidarı, baskının şiddetini artırdı. Öyle ki bu dönemde CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün mitinglerle halkla buluşması engellenmek istendi. DP’nin bir temsilcisi gibi davranan valiler ve kaymakamlar, İnönü’yü şehirlere sokmamaya çalıştı. Kışkırtmalar sonunda İsmet İnönü, -biri taşlı olmak üzere- birkaç kere saldırıya uğradı.

ZİLE OLAYLARI

Ekim 1958’de İsmet İnönü, Orta Anadolu gezisine çıktı. Sivas’ta büyük bir coşkuyla karşılandıktan sonra Tokat’a geçti. Oradan da CHP’nin seçim kazandığı Zile’ye uğramak istedi. Ancak DP iktidarı, İnönü’nün Zile’de halkla buluşmasını istemiyordu. Zile Kaymakamı Tevfik Kurna, Zile halkının İnönü’yü karşılamasını yasakladı. (Metin Toker, İsmet Paşa’yla 10 Yıl, 1965, Bölüm XXI, s. 125-126)

17 Ekim 1958’de Zile’de İnönü’yü karşılamaya gelen halkı, polisler copla; jandarmalar dipçikle dağıttı. Emniyet Müdürü, İtfaiye arazözlerini kullanarak halka su sıktı. Mitinge katılan halkı dağıtmak için göz yaşartıcı bomba bile atıldı. (Toker, s. 126-128)

DP iktidarı, Zile olaylarının sorumlusu olarak CHP’yi gösterdi. Başbakan Adnan Menderes, Zile’ye o gaz bombalarının CHP döneminde konulduğunu söyledi. Dahası, Zile olaylarının sorumlusu olarak gösterilen 45 CHP’li gözaltına alınıp sorguya çekildi, 6’sı tutuklandı. 4 CHP’li yönetici de “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşüne Aykırı Hareket”ten mahkemeye verildi.

Zile Olayları, Çankırı, Uşak, Topkapı ve Yeşilhisar olaylarının habercisiydi.

Bir hafta sonra Çankırı’da da benzer bir olay yaşandı. İnönü şehre girerken onu karşılayan halkın önünde polis kordonu oluşturuldu ve toplananlar zorla dağıtıldı.

UŞAK’TA TAŞLI SALDIRI

1959 yılında CHP, bir kere daha halkla buluşmaya karar verdi. CHP’liler kafileler halinde yurt gezileri yapacaktı. Bu gezilere “Bahar Taarruzu” adı verildi. İsmet İnönü’nün Uşak yönündeki gezisi ise tarihsel bir göndermeyle “Büyük Taarruz” diye adlandırıldı. İnönü, bu gezisinde, Türk ordusunun İzmir’e girerken izlediği yolu izleyecekti, Ankara’da başladığı geziyi İstanbul’da bitirecekti.

Ancak “Büyük Taarruz” kavramı özellikle DP’li İçişleri Bakanı Namık Gedik’i çok rahatsız etti. Gedik, hükümetin İnönü’yü koruyamayacağını belirterek bu geziden vazgeçilmesini istedi. İnönü, bu geziden vazgeçmeyeceğini belirterek İçişleri Bakanını görevini yapmaya çağırdı.

İsmet İnönü, partili 46 milletvekili ve bazı basın mensuplarıyla birlikte 29 Nisan 1959’da Ankara’dan yola çıktı. Ankara Garı’nda İnönü lehine gösteri yapanlar vardı. Polis onları dağıtmak isteyince küçük çaplı olaylar çıktı. DP iktidarı, CHP liderinin alkışlanmasına bile tahammül edemiyordu. Ankara’da esmeye başlayan rüzgâr Uşak’taki fırtınanın habercisiydi.

DP’li İçişleri Bakanı Namık Gedik, İnönü’nün Uşak halkıyla buluşmasını engellemek istiyordu. Bu amaçla İsmet İnönü’nün gideceği yerlerde önceden bazı çirkin tertipler yapılmıştı.

İnönü, Uşak’a geldi. Kısa bir konuşma yaptı.

Uşak’ta DP İl Merkezi’nden atılan bir bardak, yoldan geçen CHP kafilesindeki bir gazetecinin başından hafifçe yaralanmasına neden oldu. Provokasyonlar nedeniyle şehirde gerginlik giderek arttı. İnönü’nün, Büyük Taarruz’da kullandığı evi ziyaret etmesine izin verilmedi.

O gece Uşak’ta bir evde misafir edilen İnönü, ertesi gün, 30 Nisan 1959’da Uşak’tan ayrılmak için tren istasyonuna geldiğinde taşlı saldırıya uğradı. CHP Genel Başkanı başına gelen bir taşla yaralandı.

Uşak gezisinde 4 CHP milletvekili dövüldü. Ayrıca 6 gazeteci saldırıya uğradı. Geziyi izleyen gazeteciler bir bildiri yayımladılar.

Uşak’tan Manisa’ya geçen İsmet İnönü, 1 Mayıs 1959’da şöyle konuştu: “Uşak’ta himaye altında istasyonda toplanan mütecavizler benim hayatıma kastetmek için harekete geçmişlerdir. Muhalefet aleyhine ‘Ehli Salip’ isnadı ve ‘muhalefeti karınca gibi ezmek’ tavsiyesi gece sabaha kadar Ankara’da tertiplenerek tatbikata konmuştur. Azınlıkta olan iktidar, nihayet kaba kuvvetle bir dehşet idaresi kurarak vatandaşları insan haklarından mahrum yaşatmaya karar vermiş görünüyor.” İnönü sözlerini şöyle bitirdi: “Kanun yolundan çıkmış olanlar, hakları korumak kararında olan hür vatandaşlar karşısında mutlaka mağlup olacaklardır. Vatandaşlarımıza hizmet uğrunda seve seve can vermeyi hayatımızın yüksek, şerefli son mükâfatı saymaktayız.”

DP iktidarı basına sansür uyguladı. Gazetelerde, İnönü’nün bu açıklamalarının yer aldığı bölümler boş çıktı.

İnönü, Manisa’dan İzmir’e geçti. İçişleri Bakanlığı’nın, CHP’nin İzmir İl Kongresini ertelediğini öğrendi.

2 Mayıs 1959’da İzmir’de bazı DP’liler, CHP lehine yayın yapan Demokrat İzmir Gazetesi’ne saldırıp gazete binasını yaktılar. 4 Mayıs 1959’da İzmir’den uçakla İstanbul’a geçen İnönü’nün Topkapı’da canına kastedilecekti.

TOPKAPI’DA LİNÇ GİRİŞİMİ

İsmet İnönü, 4 Mayıs 1959’da İstanbul’da -o zamanki adıylaYeşilköy Havalimanı’na indi. Oradan Beyazıt’taki CHP İl Başkanlığı’na gidecekti. Otomobiliyle Topkapı’dan geçerken saldırıya uğradı. Önceden yapılan bir tertiple taşlı sopalı bir grup tarafından linç edilmek istendi. Polis, saldırganları uzaklaştırmayınca İnönü’yü taşıyan otomobilin camları kırıldı. Saldırganlar, “Vurun Makarios’a!” diye bağırıyordu. O sırada orada bulunan bir binbaşı tabancasını çekip emrindeki askere süngü taktırıp İnönü’yü linçten kurtardı.

Ertesi gün bir basın toplantısı düzenleyen İnönü şöyle dedi: “Vatandaş hakkına idare tarafından tecavüz edilmektedir. Bir devleti temeline kadar sarsan bundan daha vahim bir arıza olamaz. Devlet kuvvetlerinin müsamahası ile tecavüz, ancak hasta olan bir cemiyet bünyesinde olabilir.”

O günlerde Necip Fazıl Kısakürek, Büyük Doğu Dergisi’nde “Artık Günün Geldi” başlıklı yazısıyla İnönü’yü ölümle tehdit etti.

1959 sonu ve 1960 başlarında İsmet İnönü’ye ve CHP’ye yönelik seyahat engellemeleri ve saldırılar devam etti. CHP’nin Göztepe Kongresi’nde polis ateş açtı. Çanakkale Geyikli’de olaylar çıktı. Bu olayı soruşturmaya giden CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek başkanlığındaki heyet saldırıya uğradı. Beypazarı’nda CHP milletvekilleri tartaklandı.

YEŞİLHİSAR OLAYLARI

1960 Mart’ında Kayseri Yeşilhisar’da CHP’liler ile DP’liler arasında çıkan kavgada 10 kişi yaralandı.

İnönü, 3 Nisan 1960’ta CHP’nin Kayseri İl Kongresi’ne katılmak için Kayseri’ye gidecekti. Kayseri Valisi İnönü’nün Kayseri’ye gelmemesini istedi. Buna karşın İnönü Kayseri’ye gitti. Ancak İnönü’nün bindiği tren Kayseri’ye sokulmak istenmedi. Buna rağmen biraz gecikmeyle de olsa İnönü Kayseri’ye girdi. İnönü, oradan da Yeşilhisar’a gitmek istedi. Fakat Yeşilhisar yolu askeri birliklerce tutulmuştu.

CHP heyeti, Yeşilhisar’a gitmeden Ankara’ya döndü. İşin ilginç yanı, DP bütün bu olayları CHP’nin üzerine yıktı. Başbakan Menderes bu olayları CHP’nin bir “ihtilal girişimi” olarak değerlendirdi. DP’nin İçişleri Bakanı Namık Gedik, “Bu olayları CHP’liler çıkardı!” diyordu. DP’nin kontrolündeki gazetelerden ve radyodan da bu yönde yayın yapılıyordu. DP iktidarı saldırıları önlemek, failleri cezalandırmak yerine olaylara yayın yasağı getirdi. Türkiye bu çirkin olayları BBC, Paris ve Kıbrıs radyosundan öğrenebildi.

SUİKAST GİRİŞİMİ

Tarih: 21 Şubat 1964

Yer: Ankara

CHP Lideri Başbakan İsmet İnönü, çok yoğun geçen bir günün ardından başbakanlık binasından ayrılırken Mesut Suna adlı bir elektrik işçisinin silahlı saldırısına uğradı. İnönü’nün makam aracına dört kurşun isabet etti. Suikast girişiminden yara almadan kurtulan İnönü, olayı çok soğukkanlılıkla karşıladı. Olayın ardından hiçbir şey olmamış gibi TBMM’ye gitti.

Yakalanan Mesut Suna ise ifadesinde, “27 Mayıs’a sebebiyet verdiğine inandığı İnönü’yü öldürmek amacıyla ateş ettiğini” açıkladı. Mesut Suna 20 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Özetle 1950’lerde, 1960’larda CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye alçakça saldırılmıştı. Aradan yıllar geçti, ama koltuğun kaderi değişmedi. 2019’da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, 2025’te CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e alçakça saldırıldı.

***

Sonuç olarak CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’e yönelik alçakça saldırıyı sadece bir meczubun, bir katilin anlık öfkesiyle açıklamak doğru değildir. Saldırının ardında -en iyimser olasılıkla- CHP’ye yönelik, demokrasi sınırlarını aşan ölçüsüz baskının, CHP’yi “şeytanlaştırmaya” yönelik saldırgan dilin olduğunu görmek gerekir. İnönü’den Özel’e CHP Genel Başkanlarına yönelik alçakça saldırıların hep bu tür siyasal iklimlerde gerçekleştiğini de göz ardı etmemek gerekir. 

 

sinan meydan, sondakika, ismaet inönü, özgür özel, chp saldırı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları