loading
close
SON DAKİKALAR

‘Sosyal adalet yolunda bir ömür'

Şükran Soner
Tarih: 13.06.2023
Kaynak: Şükran Soner - Cumhuriyet

Şükran Soner; Arkası Türkiye’ye özel değer veren ILO’nun kendi içinden yetiştirdiği hocam için Türkiye’ye dönük beklentileri ile gelmiş.

Günlük işlerin yoğunluğunda postadan yeni gelmiş bir kitabın sayfalarını karıştırmaya kalkışmak akıl işi değildir elbet. Ancak 1960’lı yılların ilk yarısından tanıdığım, önce hukukçu sonra iktisat bilimini iş hukukuna katmış, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri ile değerlerinin dünya ölçeğinde uzmanlığını eklemlemiş, sevgili hocam Prof. Dr. Metin Kutal’ın anılarının toplandığını görünce dayanamadım. Ancak kalın ciltli kitaplara sığdırılabilecek iş hukukunun, emeğin haklarına ilişkin gelişmeleri, işçinin anlayabileceği dili de kapsayacak ölçeklerde özetleyebilme ustalığını, yıllar içinde daha bir hayran izlediğimden dolu dolu birbirinden değerli gelişmelerin küçücük bir anı kitabına sığdırılabilmiş olmasına şaşırmadım.

Ucundan Atatürk devrimciliği, Cumhuriyet tarihini içselleştirmiş olanlar, Atatürk’ün Cumhuriyetin kurulduğu Anadolu topraklarında Zonguldak maden işletmesi, Batı’nın kimi uluslararası işletmeleri dışında üretimin de olmadığı ilk yıllarında Batı uygarlığını kuru kuruya değil, seferberlik kararlılığı içinde içselleştirmesinin ürünü ilk adımlarının içinde BM ile yan örgütü ILO’ya da üyelik başvurusunu atlamadığını, hayranlıkla karşılandığını da bilirler.

Sevgili hocam dünyada büyük ekonomik krizin yaşandığı 1929 yılında, Elazığ’da telgrafhane memuru olarak çalışan Hilmi Efendi’nin beşinci çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Cumhuriyetin yoksulluk, yoksunluk yıllarında güçlenmiş eğitim seferberliği, dayanışması içindeki Kutal ailesinin çocuklarının hepsi birden istedikleri alanlarda eğitim yapmanın ötesinde, birbirlerine el vermenin gücü ile kendi önlerindeki olanaksız gibi görülebilecek engelleri aşmayı başarmışlar. En büyük ağabey çok erken öğretmen olup çoklu görevlerle, babalarının çalışmalarına katkı yaparken arkadan ilk doktor imdada yetişmiş, son halkada Metin Kutal Hoca’nın dünya çapında ILO için otorite, bilim insanının doktora öğrenciliğini, elbette çok yüksek aldığı puanların da katkısı ile kazanması yolu açılmış.

Arkası Türkiye’ye özel değer veren ILO’nun kendi içinden yetiştirdiği hocam için Türkiye’ye dönük beklentileri ile gelmiş...

Sonuç olarak geçmişten bilenleri ile sınırlı, arkasından, 1961 Anayasası sonrası 1963 sendikal yasalarının hazırlanmasında Bülent Ecevit’in titizliği ile gelen Metin Kutal Hoca’nın doğrudan katkıları başlıyor. Bilim alanının sorumluluğunda Prof. Dr. Orhan Tuna yetkili, ILO çalışmalarının başında, Prof. Dr. Metin Kutal Hoca’mız, titiz, çalışkan, ilkeli Bülent Ecevit, ILO çalışmalarının toplandığı arşivlere ulaşıyor. Bakan değil, sıradan bir uzman gibi, kimliğini bırakarak, sürelerine bağlı kalarak kütüphaneden gerek duyduğu kitapları, İngilizce, gerçek yazarlarının çalışmalarından alıp alıp getiriyor.

Bilmem altını ayrıca çizmeye gerek var mı? Metin Kutal Hoca’mız sonrasında, yasalar ile kazanılmış işçi haklarını gasp etmek üzere kurdurulan askeri darbeler süreçleri de içinde, sonralarında yine ağırlıklı Ecevit koalisyon iktidarları ile yeniden toparlamaya dönük, bütün kurulmuş komisyonlarda sorumluluklarının gerekleri kapsamında görev alıp emeğini, bilgi birikimlerini esirgemedi. ILO’da Türkiye’ye dönük duyarlılığından elbette dünya dengeleri içindeki önemi gereği ile de bağlantılı hiç vazgeçmedi. Geçtiğimiz son toplantısını DİSK’in örgütlülük çatısı altında yaparken de etkinliğin başında Prof. Metin Kutal vardı. Bu çalışmayı Cumhuriyet okurları ile 2. sayfamızdaki makalesinde paylaşmıştı.

Doğaldır ki ülkemiz için, emeğe, işçi sınıfı, tüm üretenlerine, kaybettirilen kazanımlarının dehşet boyutları karşısında, sil baştan öncelik verme zorunluluğumuz var. Metin Kutal Hoca ile Cumhuriyet TV için, yarın belgeleri ile de yayına girecek YouTube’dan “Cumhuriyetten tanıklıklar” dizini içindeki çekimi yapmanın zamanı gelmiş de geçmişti. Üretimin geçiş yolları üzerinde, AB ülkeleri başta, dünya ile sıkı bağları olan ülkemiz çalışanlarının dünyanın en gerilerine itilmiş, örgütsüz çalışma koşullarının sil baştan toparlanması için hızla yola çıkmak kaçınılmaz değil mi?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları