loading
close
SON DAKİKALAR

Yetim kızların gözyaşını dindirin!

Yazgülü Aldoğan
Tarih: 26.01.2023
Kaynak: Yazgülü Aldoğan - Cumhuriyet

Yazgülü Aldoğan; Uğur Mumcu’nun yolundan giden ve araştırmacı gazetecilik yolunda bedel ödemelerine rağmen vazgeçmeyen meslektaşlarım Timur Soykan, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Murat Ağırel için korkuyorum.

Eren Aysan kültür sanat sayfasının yeni yazarlarından; genç ve kültür insanı. Ama yazılarında hep kaybettiğimiz değerleri anlatıyor ve acılarını anıyor. Babası Behçet Aysan’ı Sivas katliamında kaybetmiş bir kız çocuğu olarak yaşadığı travmadan ötürü hak veriyorum ama sanat iyileştirir, sanat yaz, demiştim. Pazar günü bir not daha attım; “Ocak ayı vahim, devam et”Uğur Mumcu, Cumhuriyet yazarıydı, gazeteciliğe ANKA Ajansı’nda başladığında yanındaki masada muhabir olarak oturuyordum! Altan ve Örsan Öymen kardeşlerin kurup yönettiği ajans, Sakıncalı Piyade’liğini yeni bitirip gelmiş eski hukuk fakültesi asistanı Uğur Mumcu’ya kucak açmıştı. Uğur “Yolsuzluklar Masası” tabelasını astığı köşesinde mesai bitişi, kolunun altında dosya getirmiş ürkek bürokratları ağırlardı. O dosyaların bazılarına meraktan göz atardım, çok karmaşıktı, içinden çıkamazdım. Sonra olanlar malum. Kimleri kaybetmedik ki sırf yazdı çizdi diye, Sabahattin Ali’nin cesedi bile yok ortada, kızı Filiz Ali hâlâ mahzundur. Tıpkı isyan eden Özge Mumcu gibi. Sevgili dostum Çetin Emeç’in kızı da Necip Hablemitoğlu’nun kızları da Ahmet Taner Kışlalı’nın babası öldüğünde kucakta olan kızı da. Nâzım Hikmet’in bile kıymetini bilmemiş bu ülkede Muammer Aksoy; Bahriye Üçok, Turan Dursun da 90’lı yıllarda sadece laik ve Atatürkçü Cumhuriyet aydınları oldukları için öldürüldüler peş peşe. Giden gittiğiyle kalıyor, geride kalanlar o acının yüküyle. Bir güvercin tedirginliğiyle yaşayan ve tıpkı Muammer Aksoy gibi kaldırıma düşen gazeteci Hrant Dink’i daha yeni andık, kızı Delal’in, eşi Rakel’in gözü hâlâ yaşlı.

REHİN ALINANLAR?

Yaşarken zindana atıp çektirdiklerimize ne demeli? İşlemediği suçlardan ötürü yatanlardan biz sadece kamuoyunda çok anılanları biliyoruz. Osman Kavala gibi. O, bu iktidarın rehin aldıklarından. Zengin bir iş insanıdır, tek suçu sermayesini kültür sanat gibi işlere harcamış olması, kızıl komünist diye dalga geçilmesi ondan. Gezi Direnişi’nin finansörü diye bir suç uyduruldu! Onun evladı yok ama çok değerli bir bilim insanı olan eşi Ayşe Buğra ve annesinin çektiği az mı? Selahattin Demirtaş’ın küçük kızları ise anneleri Başak gibi her ay Diyarbakır’dan Edirne’ye taşınıyor, babalarını görmek için. Gezi davasında sembol olan küçük Vera, babası şehir plancısı Tayfun Kahraman’ın niye hapiste olduğunu bile bilmiyor, gerçi biz de bilmiyoruz ya?

TEHLİKEDE OLANLAR

Uğur Mumcu’nun yolundan giden ve araştırmacı gazetecilik yolunda bedel ödemelerine rağmen vazgeçmeyen meslektaşlarım Timur Soykan, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Murat Ağırel için korkuyorum. Arada bir Silivri’de yatıp çıkıyor, sık sık ifadeye ve sanık olarak mahkemeye gidiyorlar. Aldıkları tehditlerde cabası. Sinan Ateş’in çok şey bildiği ve bu bildiklerini yaydığı için susturulduğu söylentileri dolaşıyor. Onun da kızları yetim kaldı.

İlgisi olmayan bir savaşta, Kuzey Kore’nin bir dağında sabaha kadar can çekişip şehit olmuş bir subayın bırakın olmayan mezarını, öldüğü yeri bile görememiş kızı olarak travmalı kız çocuklarını elbette en iyi ben anlıyorum. Şafak gelsin, aydınlansın artık ülke! Ve bu karanlığı bitirmek için herkes ihtirasını, egosunu, kaprisini, çıkarını bir yana koyup birleşsin ki mevcut rejimi sandıkta değiştirelim, yoksa Demirtaş’ın dediği gibi içeride ya da dışarıda buluşacaklar!

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları